Volker Kutscher, Yukarı Berg'deki Wipperfürth'de büyüdü. Wuppertal ve Köln'teki üniversitelerde Alman filoloji, felsefe ve tarih okuduktan sonra Wipperfürth'de yerel bir editör olarak çalıştı.
1995 yılında "Bullenmord" adlı ilk romanı yayınlandı. 2008'de, Kahramanı, Köln Cezai Komiseri Gereon Rath olan sekiz kitaplık tarihsel suç romanı serisinin ilk cildi olan "Der nasse Fisch" yayınlandı. Bu serinin ikinci cildi olan, "Der stumme Tod" ile yazar 2010 Burgdorf Suç Ödülü'nü aldı. 2011'de Gereon Rath dizisine Berlin Crime Fox ödülü verildi. 2012'de Kriminalliteratur Webportals Krimi-Couch.de web sitesi tarafından verilen Krimi-Blitz ödülünü aldı. Almanya'nın Köln şehrinde yaşayan Kutscher, yine Köln yayınevlerinden Kiepenheuer & Witsch ile çalışıyor.
Üzerinde kısa bir manto ve kırmızı bir etek
vardı. Rath el salladı ve kadının
kendisini gördüğünde nasıl gülümsediğini fark edince, sevinçten az
kaldı yoldan geçen ilk yayaya sarılacaktı.
"Üç gün boyunca işçi semtlerinde
sanki iç savaş vardı . Neden?Sadece
sizin Emniyet Müdürü komünistlere
kızıl Berlin'de kimin lafının
geçtiğini göstermek istediği için.
Devleti destekleyen ve devlete düşman kızıllar arasında, polis aygıtının
da kötüye kullanıldığı
bir iktidar kavgası bu. Bu arada
insanların ölmesini de sineye
çekiyorlar!"
Gözünün önüne devamlı resimler geliyordu, onları aklından çıkaramıyordu.
Ağır çekiç. O çelik sütune bağlanmış eli.
Parçalanan kemiklerin sesi. Kendi kemikleri. Dayanılmaz acı. Birleşip, tek bir büyük çığlığa dönüşen bağırmaları. Baygınlık. Sonra bedeninin uç noktalarını çekiştiren acılarla bu karanlık geceden sıyrılmıştı. Fakat içine ulaşamamışlardı, onları oradan uzak tutmuştu.
"Bu çok eski bir adettir: Derdi
olanın, likörü de vardır," diye
tumturaklı bir laf etti.
Weinert de, kahveyi hazır
bekleyen iki fincana dökerken, "E,o
zaman Behnke'nin bayağı dertli bir
hayatı var, demek ki," diye hüküm
kesti.
2021'in ilk gününde, 2020 incelemesiyle geldim 💪 Bu incelemeyi yapmaya geçen sene başlamıştım ve hoşuma gitti, bundan sonra da yapmaya devam edeceğim🥳 2020'nin enlerini yazarken okuma tarzımla da ilgili, kendime not olacak birkaç şey de yazmak istiyorum.
Yaklaşık 2-3 yıldır okumak istediğim kitapları belirlerken, çevreme, sosyal medyaya ve kitap
Wolfgang Schorlau ve Volker Kutscher'in siyasi polisiye yazarlığı benim için tartışılmaz... gerçekten bu alanda iyi eserler yazdıkları konusunda sabit fikirliyim...
Volker Kutscher'in kaleminden çıkan bu eserdeki hikaye, 28 Nisan 1929'da Berlin'de başlıyor, I. Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında karmaşık bir dönemde
“Gereon Rath’ın İkinci Vakası” birici kitaba göre daha iyi bir kitaptı bence. Yine kitabı soluk soluğa heyecanla okudum. Ancak “tarihi polisiye roman”
tâbirini hak ettiğini söyleyemem. Kominist ve aşırı milliyetçi grupların adî bir suç üzerinden çatışmalarının altındaki siyasi çekişme keşke daha detaylı anlatılsaydı. O zaman “tarihi polisiye” ismini daha çok hak ederdi. Polis teşkilatı içendeki çekişmelerin ve siyaset-polis ilişkisinin işlenmesi de daha derin olabilirdi.
Kaliteli polisiye okumak isteyenleri böyle alalım.
Bu kitapta 1930'lu yillarin Almanyasında sessiz filmden sesli filme geçişin yaşandığı bir dönem anlatılıyor. Polisiye bir vaka eşliğinde. Aslında kitap bir polisiye. Gereon Rath'in maceralarının anlatıldığı bir seri . Bu ikinci kitap. Bu kitapta bir film yıldızı film çekimleri esnasında bir kaza sonucu ölür. Bunun üzerine bir soruşturma başlar. Gerçekten bir kaza mi yoksa cinayet mi?
Başına buyruk dedektif Rath bütün olayların yine göbeğine düşer. Tıpkı ilk vakada olduğu gibi. Sorunları üstüne çekmede üstüne yok:)))
Arka planda Naziler ile komünistlerin çatışması da eksik olmaz. Polis teşkilatı da fazla siyasetin içine girmemekle birlikte nerede konuslanacaklarini pek bilmemektedir. Nazilerin yükselişe geçtiği bir dönemdir bu.
Oldukça sürükleyici, ironik bir dili olan son derece kaliteli bir polisiye kitap.Turkiye'de neden bu kadar okunmadığını anlamış değilim. Bir şeyin çok okunması için sosyal medyada çok paylaşımının yapılması gerekiyor.Tıpkı moda gibi,gözünün içine sokulması lazim. Insanlar tanımıyor, görmüyor maalesef. Ben de elimden geldiğince farklı kitapları okumaya ve incelemeye çalışıyorum. Bir de kitaplar çok pahalı olmasa neler neler okuyacagimda???
Sahi kitaplar neden bu kadar pahalı?