Yavuz Kurt

Kur'an'da Yeis Kavramı yazarı
Yazar
9.0/10
1 Kişi
5
Okunma
1
Beğeni
391
Görüntülenme

Yavuz Kurt Sözleri ve Alıntıları

Yavuz Kurt sözleri ve alıntılarını, Yavuz Kurt kitap alıntılarını, Yavuz Kurt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah, kul olan insandan kulluk istemiştir. Bu emir işin aslında "yürü, yol al, ilerle” demektir. Ibadet tam da bu değil midir? Abd kökünden gelen kelime, Aramice, İbranice ve Süryanicede, "yapmak, meydana getirmek. ortaya çıkarmak" anlamlarına gelir. Aynı kökten türeyen bedi', "yapan, icad eden" anlamında Kur'an'da iki yerde Allah için zikredilir. Yapılan bir işin faili Yaratıcı olduğunda bu işe ibdå', insan olduğunda ise ibadet denir. O hâlde ibadet, "canlı olan insanın, Yaratıcı'sına kul olarak canına can katması, harekete geçmesi, yürümesi" demektir. Sadece canli olmak kâfi gelmemektedir. Yüce Allah, canlı varlık insandan canlı olduğuna dair emareler beklemektedir. Bu emareler ise kulluk derdiyle capcanlı bir abid olmak, ilahi buyrukların baş tacı edildiği ömür sürmektir. O hâlde, derdi olan her canlının bir tek asli talebi yani her deflediği menzili olmalıdır: "Yaratıcı'ya kulluk bilinci ile rızasına ulaşmak, insanların en hayırlısı olmak için faydalı olmak." Tüm bireysel ve sosyal hayat, bu temel ilke üzerine inşa edilmelidir. İnsanın tüm suni dertleri bu asli dertten üstün addedilmemelidir. Yolculuk sırasında maruz kalınacak türlü eza ve cefa, asli derdin zaviyesinden el sallanarak uğurlanmalı, gönderilmelidir. Başa gelenleri Allah'tan gayrısına şikâyet etmeden göğüslemeli, O'nun elinden gelmişse devadır deyip, yaraya merhem sürmeden yola devam etmelidir. Dertsizliğin dermanı olmayan en büyük dert olduğu unutulmadan ter dökmelidir"s.9
Sayfa 9
O hâlde, derdi olan her canlının bir tek asli talebi yani he deflediği menzili olmalıdır: "Yaratıcı'ya kulluk bilinci ile rızasına ulaşmak, insanların en hayırlısı olmak için faydalı olmak." Tüm bireysel ve sosyal hayat, bu temel ilke üzerine inşa edilmelidir. İnsanın tüm suni dertleri bu asli dertten üstün addedilmemelidir. Yolculuk sırasında maruz kalınacak türlü eza ve cefa, asli derdin zaviyesinden el sallanarak uğurlanmalı, gönderilmelidir. Başa gelenleri Allah'tan gayrısına şikâyet etmeden göğüslemeli, O'nun elinden gelmişse devadır deyip, yaraya merhem sürmeden yola devam etmelidir. Dertsizliğin dermani olmayan en büyük dert olduğu unutulmadan ter dökmelidir.
Sayfa 9 - Dib Yayınları
Reklam
Surenin sekizinci hükmü: "Allah'ın nimetini unutmamak." Gerçek mülk sahibinin kendisi üzerindeki nimetini unutan kimse başkaları tarafından yapılan ikram ve iyilikleride çok kolay unutabilir. Yaratıcı'sının değerini bilmeyen başkalarının değerini bilemez. Bu buyruğu içeren ayetin aynı zamanda takvaya vurgu yapmasının nedeni sorumluluk sahibi olmanın önemine binaendir.
" Kul, vicdanı rahatsız eden şeyi terk etmedikçe takvanın hakikatine eremez."
"Münafığın alameti üçtür ; söz verir ama cayar, vaat eder fakat döner, kendisine birşey emanet edildiğinde hıyanet eder."
İnsan, iradesiyle kaçınması gereken şeylerden uzaklaşmadıkça, hedeflediği birçok şeye kavuşamayabilir. Feragat etmedikçe feraha erişemeyebilir. Dolayısıyla hedefe ulaşmada bazı kapıların kapatılması, nice kapıların açılmasını kolay kılacaktır. Unutulmamalıdır ki sınırlar ve yasaklar, menfaatleri her dem celbetmiştir.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.