1972, Nevşehir doğumlu. İlkokulu Nevşehir′de, ortaokul ve liseyi Ankara′da tamamlayan Özburun, 1989 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü′nden 1993 yılında mezun oldu. Aynı fakültenin Felsefe Tarihi Bölümü′nde yüksek lisans eğitimine devam etti.
İlk yazı ve şiirlerini lise yıllarında yayımlamaya başlayan Özburun, Dergâh, Kırklar, Yansıma, Kelime gibi pek çok dergide yazdı, kimi gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. Halen aktif bir şekilde yazı serüvenini sürdürüyor. Felsefe öğretmenliği, editörlük ve genel yayın yönetmenliği gibi alanlarda çalışmaları olan Özburun, şu an radyo ve tv programları yapmaya, kitapların dünyasında dolaşmaya ve sosyoloji- psikoloji- düşünce konularında seminerler vermeye devam etmektedir. Yayımlanmış ve yayıma hazır eserlerinin yanında, Türkçeye kazandırılmasına ve yayına hazırlanmasına katkıda bulunduğu 200′ü aşkın eser bulunmaktadır.
Yayımlanmış Eserlerinden Bazıları:
• Toprak Kabın Türküsü (1993)/ Şiir
• Münzevi Sözler (1994)/ Şiir
• Kıvılcımlar Kitabı (1997)/ Şiir
• Son Ağaç (2002)/ Şiir
• Hatırla Beni Hayat (2003)/ Deneme
• Tanrı Sana Küsmedi (2006)/ Deneme (Senai Demirci ile birlikte) • İnsan Sıcağı Öyküleri (2005)/ Hazırlayan • Yaşama Sevinci Öyküleri (2005)/ Hazırlayan • Hayata Dokunan Öyküler (2005) Hazırlayan
ihtiyarlığın bitimsiz bir meşakkat, hastalık, sıkıntı yurdu oldugu söylenir.
Bütün zevklerin yolunu kesen eli kanlı bir harami oldugu anlatılır.
Fakat saglam bir şahsiyet, dengeli bir mizaç, erdemle yoğrulan bilge bir yaşayıştan mahrum olan gençlikte de daha az sıkıntı oldugunu kim iddia edebilir ?
Şunu iddia ederek, gür bir sesle söyleyebilirim ki, hakikate uygun insan hayatının her aşaması huzurla yaşanabilir.
Anlamsız, amaçsız, derinliksiz, zikirsiz, fikirsiz, şükürsüz, ibadet hazzından mahrum bir hayat hangi aşamada olursa olsun dayanılmazdır.
Fakat Rabbin senin nasıl bir mücevher olduğunu
biliyor. Senin kıymetinin sadece O tam anlamıyla
farkında ve işte bu yüzden seni dünyanın
kötülüklerine değil Cennetin yüceliklerine
y a k ı ş t ı r ı y o r . . .
Ârif Hâce Yusuf Hemedâni, "Hayat nedir?" diye sorulduğunda şöyle cevap veriyor: "Hayat, teselli olmaktır. Kişi teselli bulduğu şeyle yaşar, onunla hayattadır."
Ey aziz bil ki, Kur'an'ın sözleri bir kere indirildi ama anlam katmanları indirilmeye devam ediyor. Kendi bedensel, duygusal, zihinsel ve eylemsel karanlıklarımızdan, psikolojik hapishanemizden kurtulmak hayatın kadr u kıymetini bilmekten, göklerin öğrencisi olmaktan geçiyor...
İşte o vakit meleklerle aynı safta aydınlanmayı (fecr) bekle. Aksi halde şarkının söylediği gibi:
"Her yer karanlık..."
"Kadın-erkek ilişkilerinde, bazıları ne kadar ısrarcı ve talepkar olunursa kendisinin o kadar değerli olduğunu düşünür. O nedenle ağırdan alır, isteksiz görünür, ilk adımı hiç atmaz. Bazıları karşı tarafın ısrar ve talepkarlığını küçüklük, bayağılık, kolaylık olarak görür. Yüz verilmemek, görmezden gelinmek karşı tarafı cazip kılar. Kimisi aşırı atılgan, risksever, dürtüsel, açık sözlü olmaktan hoşlanırken kimisi imalar, işaretler, duygusal oyunbazlıklarla sıfır risk, tam garanti ister. Yani ki şu ademoğlu ve havvakızları bir türlü birbirine denk düşemez. Nadirdir tam eşleşmeler. Kimi bilir bulamaz, kimi bulur bilemez. Yaş gider ömür biter, yaşanmadan bir hayat sona erer. O yüzden her hayat noksandır, her arzu eksiktir, her rüya yoruma muhtaç kalır. Bence tam da bu yüzden bir ötedünya vardır."
İHL yılların da
boş dersler de
kitap okuma alışkanlığı edinmiştim.
Tabi o yıllarda
Okumamım hızlanması ve kitap okuma alışkanlığını edinmek için Roman ve sade anlaşılır kitaplar tercih ederdim.
Birgün bir arkadaşım sağolsun
"Tanrı sana küsmedi" kitabını hediye etti.
O gün içerisin kitabı bitirdim.
Kısa sürede bitirmemin nedeni,
Kitabın sade anlaşılır ve kısa kısa şiirsel bir anlatımla ele alınmasından kaynaklanıyordu.
Çok hoşuma gitmişti.
Zira
Rabbimi biraz daha tanımama neden olmuştu.
Şuan her ne kadar yazarın bir çok görüşlerine katılmasam da o yıllarda kitabından epey istifade etmiştim.
Kitap
Allah'u teâlâ ile kullar arasındaki ilişkilerden bahsediyor.
7., 8., Ve lisede ki arkadaşlara öneririm.
Emin olun kitabı okuduktan sonra Rabbiniz ile bağlarınız güçlenecek, onu daha iyi tanıyacak daha çok bağlanacaksınız ... Şükretmeniz için zaman aramayacak , her zamanın şükretmemiz için bir vesile olduğunu anlayacaksınız...
"Allah'ın var olduğuna inanıyoruz lakin Allah'ı ne kadar tanıyoruz." Bakış açısı ile yola çıkıp insanı yaratan hakkında düşünmeye ve onu daha çok tanımaya uğraşmaya sevk eden bir kitap. Senai Demirci'nin kalemi hep keyif vermiştir bana.