Zekeriya Yıldız, Afyonkarahisar'ın Şuhut İlçesinin Karadilli Beldesi'nde 1970 yılında doğdu. Lise yıllarında Türk Standartları Enstitüsünün açmış olduğu bir makale yarışmasında Türkiye birincisi oldu. Kariyer hedefini, kaymakamlık yapabileceği bir okul ile çizse de, üniversite eğitiminin ardından, Yeni Asya yayın grubunda yazılar yazmaya başladı; yayıncılık ve reklamcılık yaptı. Yaklaşık 20 yıldır Eyüp Belediyesi'nde Kültürel birimlerde görev yapan Yıldız, şimdi de Bahçelievler Belediyesi Belediye Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.
Lale, çemen ülkesinin utangaç ve çekingen sultanı olup tacını jalelerden alan bir nazenin çiçektir.*
.
.
*Dönemin şairi Bakî’nin bir şiiri olduğu geçiyor kitapta. Kendisine ait olduğuyla ilgili bir kaynak bulamadım.
- Dünya Savaşı'nın acısını tattıktan sonra dış politikada itidal ve ihtiyatla, karşıtlarımın tabiri ile korkakça hareket ettim. Daha doğrusu vakit kazanmak için gerekirse kendimi feda etmeye karar verdim. Yunan işgalinin hilafet merkezine sıçraması tehdidine karşı büyük devletlerin dümen suyuna gittim. Bunu yaparken Anadolu'da Kuva-yı Milliye başarılı olursa, sonuçta ben kaybedecektim, ama devlet kazanacaktı.
- Zaman zaman ''Bu işler başka türlü olamaz mıydı?'' diye düşünüyorum. Elbette hatalar yapıldı, lakin Allah şahit ki, memleketin kötülüğünü istemedim. Kurtuluş olsun, diye bütün kötülükleri üzerime çektim. Bunu yaparken de tevekkül siyasetinin kurbanı oldum.
''Yine de ihanet suçlaması ağır kaçmış be Paşam. Tembel de, beceriksiz de, basiretsiz de, ama hain deme! Vahdettin Efendimiz memleketine ihanet edecek adamı mı Allah'ını seversen?''
Kitabın yazarı AKP'li ve Bahçelievler Belediye Başkan Yardımcısı :)) Şaşırdık mı? Bence şaşırmadık.
Kitapta tarihi bir yanlış var, Ürdün'e Fransız mandası demiş yazar. Az buçuk 19. Yüzyıl tarihine meraklı birisi bile Ürdün topraklarının hiçbir zaman Fransız mandası olmadığını bilir. (Ürdün İngiltere Mandasıdır)
Ayrıca kitapta hemen
Tarihi, akıcı bir kitap okumak isteyenler için hayal kırıklığı. Yan karakterler tarihin baş aktörlerinden daha fazla yer alıyor. Olaylar epeyce karmaşık. Kendini tekrar eden bir anlatıma sahip bu da akıcılığı bozuyor. Kitabın vermek istediğini sona yaklaşırken bile anlayamıyorsunuz. Konu bütünlüğü yok, sizi içine çekecek bir hikaye yok. Hatta arada yirmi otuz sayfa atlasanız bile kaçırdığınız hiçbir şey olmuyor.
Malesef benim için zaman kaybıydı. Sona yaklaşmama rağmen yarım bıraktım.
Yine de yazarın emeğine sağlık
Kemal Tahir'in Kurt Kanunu gibi İzmir Suikast girişimini konu edinen bir roman... Tarihi romanlar üzerinden okumak isteyenler okuyabilir. Dönemi ve olayı konu edinen