Zihni Papakçı

Ünlü Bir Judocunun Ölümle Dansı yazarı
Yazar
5.0/10
2 Kişi
8
Okunma
1
Beğeni
1.329
Görüntülenme

Hakkında

1952 yılında Kars'ın Kakaç köyünde doğdu. Ankara Atatürk Lisesi, Güney Kore Kyogii Dehak Üniversitesi, İstanbul Atatürk Eğitim Fakültesi'nde okudu. 1981 yılında ''Uzman Müzikolog'', 1982 yılında Müzikoloji Doktoru oldu. 1982 yılında Marmara Üniversitesi'nde öğretim görevlisi, burada ''Türk Ezgileri'' adlı araştırma ve seslendirme grubunu kurdu. Çinlilere ait 12'li ses sisteminin Pe-Ti-Ti Türk kavimlerine ait olduğunu Ege Üniversitesi'ne sunduğu tezle savundu. Bu tezle Dünya'da Etnomüzikoloji dalında yeni oluşumlara kapı açtı. 1990 yılından sonra araştırmalarını etnoloji, strateji ve Atatürkçülük alanlarında yoğunlaştırdı. 1997 yılında ilk kez ''Uluslararası 1. Terekemeler Sempozyumu''nu düzenledi. Atatürkçülük alanında yazdığı makale Dışişleri Bakanlığınca kaynak gösterilerek kitaplaştırıldı ve birçok dile çevrilerek yurt içinde ve yurt dışında dağıtımı sağlandı. 1997 yılında kendisine ünlü tarihçi Stanford J. Shaw ile birlikte ''Evrenselleşen Atatürk'' ödülü verildi. Papakçı bu çalışmalarının yanında ülkemize judo dalında birçok şampiyonlar yetiştirdi ve uluslararası judo hakemi oldu. Papakçı'nın diğer çalışmaları; The Korean Traditional Music (1981), Türk Küğünün Bilinen İlk Evreleri ve Komşu Küğlere Etkisi (1982), Ölümsüz Düşünce Tilbe (1993-5), Bilimsel-Lâik-İnsancıl Üçlemesiyle Evrenselleşen Atatürk (1996), Kök (1998), kitaplarının yanı sıra; Hilalden Yıldıza (2000), Gelibolu-Conkbayırı (2001), Çanakkale'ye Can Verenler (2008), Sarıkamış'tan Çanakkale'ye (2009) oyunları ve Papakçı'nın birçok güfteli besteleri vardır.
Unvan:
Türk Etnomüzikolog
Doğum:
Kakaç, Kars, Türkiye, 1952

Okurlar

1 okur beğendi.
8 okur okudu.
13 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kimsin sen?Adın, soyadın, doğduğun yer ve tarih nedir?Bu yaşamda sana kefil kimse var mı?Ya da yürekten bağlı bir dostun?Daha dün bulduğun son ve anlamlı gerçeğin gölgesinde bugün herşeyin çöktüğünü gören sen değil misin?Gerçekten sen ,sen misin?Eylemlerinle, inancınla, çabalarınla sen sen misin? Hiç iç evrenini özenle inceledin mi?Bunu yaparken bir kayıtsızlık ile dış etkilerden soyutlandın mı?Kendi özün kendinde yaşayan ülkü müdür?Daha dün devrimler, ihtilaller, dinsel ve uygarlık yenilikleriyle eski bir efendiye başkaldırırken, tüm bu çarpışmalara, uğraşmalara karşın yeni isteğinle yeni bir efendinin yeniden tutsağı olmuyor musun?Başarılmış yeni bir utku, bir başka tutsaklığın başlangıcı değil midir?Sen kendini ne kadar bilir ve tanırsın?Doğruyu eğriden ayırabilmek için, kendi özyargının gücünden yararlanmayı biliyor musun? Benlik oluşmadan ateş alevlendirilir mi?
Sayfa 17 - İnkilapKitabı okudu
Gerçek olan, herşeyin hiçliğe döndüğüdür; herşey bir kuruntu, bir görünüş, bir düştür.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Reklam