Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yeşim

Ah, toyluk! Bunların çok yüce ve büyük duygular olduğunu sanıyordum. Ne var ki, Estella'nın Joe'yu küçük göreceğini bildiğimden Joe'yla görüşmekten kaçınmamda küçük ve aşağılık bir taraf olduğunu hiç görmüyordum. Joe'nun söyledikleriyle gözlerimi yaşartmasının üzerinden daha bir gün geçmişti. Ne kadar çabuk kurumuştu bu gözyaşları, Tanrı beni bağışlasın! Ne de çabuk kurumuştu.
Sayfa 312 - Bordo-Siyah yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Hayatınızdaki günlerden bir tekini sildiğinizi varsayın ve yazgınızın yönünün kim bilir ne kadar değişeceğini düşünün. Bunu okuyan siz bir dakika durun ve ister demirden olsun ister altından, ister dikenlerden örülü olsun ister çiçeklerden, sizi çekip götüren zinciri bir düşünün; ilk halkanın oluştuğu o bir tek unutulmaz gün olmasaydı, sizi hiçbir zaman bağlamayacak olan zinciri.
Sayfa 102 - Bordo-Siyah yayınlarıKitabı okuyor
Kim yetiştirirse yetiştirsin, bir çocuğun küçük dünyasında en derinden sezilen, en ince algılanan şey haksızlıktır. Çocuğun maruz kaldığı çok küçük bir haksızlık olabilir; ama çocuk da, çocuğun dünyası da küçüktür; bu ölçüler içinde bir çocuğun tahta atı en iri küheylanların boyundadır.
Sayfa 91 - Bordo-Siyah yayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
" Asık suratlı, inatçı bir çocuk musun sen yoksa?" "Hayır, efendim. Sizin için çok üzüldüm ve şimdi bir oyun bulup oynayamadığım için de çok üzgünüm. Eğer benden şikayetçi olursanız, ablamla başım derde girer. O yüzden elimden gelse, oynardım. Ama burası benim için çok yeni; öyle yabancı, öyle güzel ve de hüzünlü ki..." "Onun için çok yeni," diye mırıldandı. "benim içinse o kadar eski ki. Onun için çok yabancı, benim için o kadar bildik; ama ikimiz için de hüzünlü..."
Sayfa 87 - Bordo-Siyah yayınlarıKitabı okuyor
Doğru olduğunu bildiği şeyi yapamayacak kadar da korkaktım; tıpkı yanlış olduğunu bildiğim bir şeyi yapmaktan kaçınamayacak kadar korkak davranmış olduğum gibi.
Sayfa 65 - Bordo-Siyah yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Joe'nun güvenini kaybetme korkusu ve ondan sonra da geceleri ocağın başında oturup sonsuza kadar kaybettiğim dostum ve yoldaşıma uzaktan üzüntüyle bakacağım düşüncesi dilimi bağlıyordu.
Sayfa 65 - Bordo-Siyah yayınlarıKitabı okuyor
Korkunun baskısı altındaki küçük çocukların ne gizli kapaklı işler çevirebileceğini bilen çok az insan vardır. Çocuk bir kere korkuya kapılmaya görsün, bu korku ne kadar mantıksız olursa olsun, hiç fark etmez. Ben de yüreğimle ciğerimi isteyen o genç adamdan ölesiye korkuyordum.
Sayfa 35 - Bordo-Siyah yayınlarıKitabı okuyor
ne halt etmeye?
Spinoza'nın veya ona benzer başka bir ifritin hipofizini aşılayıp köpekten olağanüstü yüksek bir canlı yaratmak mümkün ama insanın aklına şöyle bir soru geliyor, ne halt etmeye? Açıklayın bana lütfen, herhangi bir köylü karısı ne zaman isterse doğurabilecekken, yapay yöntemle Spinozalar üretmenin manası ne?.. (...) Doktor, insanoğlu bu konuda kendi başının çaresine bakıyor ve evrimsel düzen içerisinde her yıl yığınla musibetin içinden sebatla seçmek suretiyle yerküreyi süsleyen onlarca dahiyi meydana getiriyor.
Sayfa 111 - Türkiye İş Bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
Köpek sabrının ödülü olarak cennete gidiyorum. Ey, hunhar insanlar, neden kıydınız bana?
Sayfa 18 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Anlaşılan ölmek için henüz erken. Umutsuzluğa düşmek gerçekten günah belki de.
Sayfa 9 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ey, yüce efendim! Bak bana. Ölüyorum. Ruhumuz köle, kaderimiz soysuz!
Sayfa 8 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
En önemli şey gözlerdir! Tıpkı barometre gibidirler. Kimin ruhunda büyük bir kuraklık var, kim durduk yere böğrüne tekmeyi yapıştırabilir, kim kendi gölgesinden korkar, hepsini ele verir.
Sayfa 7 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
... aslında bu hayatın güzel yanları çok az, hayat ancak o tek tük anlar için yaşanmaya değer, insan o tek tük anları bir daha yaşayabileceğini düşününce de hayat anlamlı oluyor, muhteşem oluyor. Benim gibi daha önce de hayatın bir anlamı var sanabilir insan; ama yeni bir şey yaşayınca onun dışındaki her şey silik kalıyor sanki.
Sayfa 119 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
"Ne riski canım," dedi Howard, hafif kibirli. "Aslında bizim değil bu para. Yani aslında bu parayı hak etmedim. Beynimin marifeti. Yarışmayı kazanan, paçavralar içinde, yaşlı, yoksul bir profesör, bütün o kitapları okumuş, bilgili bir adam olsaydı, başka. Ama öyle olmadı, hiç zahmetsiz, beynimin marifetiyle kazandım ben. Kaybedersek kaybederiz. Aslında kaybedecek bir şeyimiz yok."
Sayfa 81 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
"Yozlaştırıyorsunuz," dedi Howard. "Kraliçenin İngilizcesini yozlaştırıyorsunuz. 'Herhalde', 'şu anda' diye ucuz numaralarla gençleri tavlıyorsunuz." "Gençlerin parası var," dedi adam. "Biz de istediklerini veriyoruz onlara." "Ne istediklerini nereden biliyorsunuz? Kim bilebilir?" dedi Howard. "Sadece cinselliğe sesleniyorsunuz, iğrenç şarkılara, ucuz müziğe, o çocuklar hayranlıkla ağızlarını açmış parmak şaklatıyorlar - yani o kadar alçalıyorsunuz ki, çoğunluğa seslenmeniz doğal, çünkü çoğunluk aptaldır, hayvandan farksızdır."
Sayfa 74 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
201 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.