Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yeşim

132 syf.
7/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Bulgakov favori yazarlarımdan olmasa da kurgu olarak farklı bir tarzı olduğunu söylemeliyim. Bu kitap Ölümcül Yumurtalar'dan bir tık daha iyiydi. Yazıldığı dönemin Rusya'sına -yoksa sovyet birliği mi demeliyim- dair bilgileri kurgunun içine işlemiş. O dönemin Rusya'sı ile ilgili pek bilgim olmadığından sanırım kitapta değinmeler olsa da fazla anlayamadım. Sanki yazar bir şeyleri eleştiriyor ama ben ne olduğundan habersizmişim gibi.. Kitabın konusu yine bir bilim adamı tarafından gerçekleştirilen çılgınca bir proje. İnsana ait hipofiz bezinin bir köpeğe nakledilmesiyle evrime kafa tutmaya çalışan bir profesörün hikayesiydi. Hikayeyi anlatırken okuduğu tıp fakültesinin nimetlerinden faydalanmıştı yine Bulgakov. Ölümcül Yumurtalar'da bulamadığım edebi yön burada biraz daha hissediliyordu o yüzden bu kitabını daha çok sevdim. Beni derinden etkilemese de güzel bir kitaptı.
Köpek Kalbi
Köpek KalbiMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201918,9bin okunma
Reklam
336 syf.
4/10 puan verdi
Seriyi tamamladım ama kendimi zorlaya zorlaya... Kate katlanılamaz bir karakter, serinin ikinci kitabına yaptığım incelemede nedenini net bir şekilde ifade ettim ( #69681325 ). Aslında güzel olabilecek bir kurgu yazar tarafından harcanmış bence. Olaylardan çok Kate karakterinin sürekli bir şeye ikna edilmesini, birileri tarafından yönlendirilmesini okudum. Kitap boyunca neredeyse bütün karakterler Kate'in başarabileceğini, çok cesur olduğunu Kate'e inandırmaya çalıştı, sayfalarca bu telkinleri okuyup durdum ama asıl olay olan Titanlar ile Olimposlular arasındaki mücadele yok denecek kadar azdı. Bu yüzden benim içinde bir anlamı kalmadı serinin. 2.kitap kadar vasat olmasa da yine de kötüydü, eksikti. Yazarın fantastik kurguyu yazacak kadar hayal gücü olduğunu düşünmüyorum, bu yüzden olayı canlandırmada, betimlemede baya eksikler vardı. Oturup kendim hayal ettim nasıl olacağını desem yeridir. Benim için hayal kırıklığıydı..
Tanrıçanın Mirası
Tanrıçanın MirasıAimee Carter · Ephesus Yayınları · 2013544 okunma
297 syf.
3/10 puan verdi
Fazla meraklı oluşumun cezasını çekiyorum. İlk kitap idare ederken 2.kitap insanı sinir krizine sokacak cinsten. Hani senin olayın? Senin kurgun nerde? 300 sayfa boyunca aptal, ergen, özgüveni yerlerde, sürekli milletin onayını arayan, ağlak, ana kuzusu bir kızın dırdırını bana neden anlattın yazar? Tanrıçanın Savaşı'ymışmış.. neyin savaşı
Tanrıçanın Savaşı
Tanrıçanın SavaşıAimee Carter · Ephesus Yayınları · 2012614 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
319 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Güzel, sürükleyici bir kitaptı ama eksik olduğu yönler de vardı. Fantastik serileri sevdiğimi herkes bilir, bu kitap da fantastik kurgu bakımından güzeldi ancak yunan mitolojisi de en az vampir, kurt-adam kurguları kadar sıradanlaştı. Bu kitap da kurgusunu yunan mitolojisinden almış. Kitap konusuna değinmek istemiyorum, arka kapak yazısının okunması yeterli bence. Karakterler bakımından ana karakterimiz Kate'e bir anlam veremedim açıkçası, "böyle bir kızmış" diyebileceğim tam olarak belirli bir kimliği yok. Kitap boyunca bir öyle bir böyle davrandığı için ısınamadım. Henry'de aynı şekilde bazen mesafeli bazen de yakındı ve bu ikili ilişki bana yüzeysel geldi. Kitapta eksik bulduğum diğer nokta da tahmin edilebilir olması. Yazarın okuyucuyu şaşırtmak istediği konular beni şaşırtmadı, her şey tahmin ettiğim gibi ortaya çıkınca herhangi bir heyecan yaratmadı bende. 3 kitaplık bir seri ama ben sonradan seriye çevirilmiş olduğunu düşünüyorum. Çünkü ilk kitabın bitimi sanki ikinci bir kitapta her şey devam edecek gibi durmuyordu. Şuandaki haliyle hikayesi tamamlanmış bir kitap gibi. Sürekli eleştirir gibi oldum ama kötü bir seri değil sadece Cassandra Clare, Susan Ee'nin serileri gibi bağımlısı olacağım bir seri değildi. 6 buçuktan 7lik bir seri :)
Tanrıça
TanrıçaAimee Carter · Ephesus Yayınları · 2012860 okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Modern klasiklerin içinde en sürükleyici olan kitap buydu sanırım. Tabii daha hepsini okumadım ama yine de okuduklarım arasında en akıcı, kurgudan koparmayan kitap, benim için Bir Elin Sesi Var oldu. Okurken insanı "devamında ne olacak?" merakında bırakıyor. Anthony Burgess'dan okuduğum ilk kitaptı (evet, evet "Otomatik Portakal"ı hâlâ okumadım, çok fazla lafı geçen, popüler olan kitapları okuyasım gelmiyor ne yapayım, aranızda benim gibi olanlar var biliyorum). Yazarın tarzı bana diğer bir İngiliz yazar olan George Orwell'ı anımsattı. Sanki İngiltere'nin havasında bir şey var, yazarların anlatımlarının samimiliği, akıcılığı, eleştirel bakışları aynı hamurdan yoğrulmuş gibi. George Orwell'daki kadar yoğun bir şekilde toplumsal eleştiri olmasa da Anthony Burgess'da Howard karakteriyle dönemin değişimini, eski değerlerin kayboluşunu, medyanın yetersizliğini eleştiriyor. Değişik bir karakter Howard, düşünce yapısı, düşünme şekli farklı. Bu yüzden kitap boyunca kendini açıklama, ifade edebilme çabası var. Hâlâ tam olarak anlayabilmiş değilim açıkçası. Howard'ın, eşi Janet'e olan sevgisini, sadakatini çok sevdim. O kısımlar çok tatlıydı, beni hikayeye bağlayan da bu oldu sanırım ama Janet'ı sevdiğimi söyleyemem. Tüketim çılgınlığına kapıldığımız şu dönemde herkesin okuması gereken bir kitap. Aslında insanların oturup adam akıllı kitap okuması gerekiyor, sadece bu kitabı okumakla düzelecek bir durum değil. Yine de çok paranın manasızlığını anlamamızda bir fikir edindirdiği kesin.
Bir Elin Sesi Var
Bir Elin Sesi VarAnthony Burgess · İş Bankası Kültür Yayınları · 20141,166 okunma
Reklam
352 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Çok yoğun bir bilim-kurgu/distopya serisi ile buradayım. Bu kitabı ilk 2018 yazında elime alıp okumaya çalışmıştım. Çalıştım diyorum çünkü yazarın yarattığı evren/dünya o kadar hayalüstüydü ki kafamda canlandırmakta çok zorlandım ve o zaman kitabı okumayı bırakmıştım. Şimdi nedendir bilmem tekrar bir şans vermek istedim bu seriye. Yine ilk
Yürüyen Kentler (Yürüyen Kentler #1)
Yürüyen Kentler (Yürüyen Kentler #1)Philip Reeve · On8 Kitap · 2020189 okunma
124 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu kitaptan önce Victor Hugo okuduğum için midir bilmem roman tekniği açısından zayıf geldi bana Ölümcül Yumurtalar. Kurgusu, konusu ilgi çekici olsa da yazarımız Mihail Bulgakov bunu aktarmada, diyaloglarda iyi iş çıkaramamış bence. Günlük konuşma diliyle sanki bir arkadaşınız karşınıza geçip bir hikaye anlatıyormuş gibi yazmış. Evet, anlaşılırlık açısından güzel ama edebî bir yön göremedim kitapta. Dediğim gibi bu kitaptan önce Victor Hugo'nun "Notre Dame'ın Kamburu"nu okumuştum ve ondaki betimlemeler, karakterlerin düşünceleri, konuşmaları o kadar dolu doluydu ki ondan sonra Ölümcül Yumurtalar çok yalın geldi. Sadece güzel bir kurgu vardı. O yüzden puan verirken de çok arada kaldım, kitap kötü değildi ama iyi olduğunu da söyleyemem.
Ölümcül Yumurtalar
Ölümcül YumurtalarMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,716 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Beklediğim gibi bir kitap değildi ama iyi anlamda söylüyorum bunu. Aynı şeyi Vatan Yahut Silistre'de de düşünmüştüm, cümleler, anlatım, diyaloglar o kadar güzel ve dolu ki hayran olmamak elde değil. Günümüz kitaplarındaki bayağı aşk lafları dönmüyor, hisler o kadar basit, banal değil. Bir diğer değinmek istediğim konu ise Serveti Fünuncuların okullarda biraz yanlış aktarıldığı. Hepimiz üniversite sınavına çalıştık, çoğumuz edebiyat dersinde bunu öğrendi: "Serveti fünuncular bireysel duyguları eserlerinde işlemiştir, yönetimin baskısı sebebiyle toplumsal konulara değinmediler bla bla" Bunun yanlış bir bilgi olduğunu söylemiyorum. Evet, okuduğum kitap özünde bir aşk romanı. Evet, bir Namık Kemal kitabı kadar yoğun vatan, millet teması yok. Ama yine de Safvet Ziya'nın kendisinin de önsözde söylediği gibi bir şekilde o zamanki toplumsal yapı kitabın içine ustalıkla işlenmiş. Kendilerinden önceki gibi açık açık bir söylem olmasa da.. Hafiften o çekingenliği hissediyorsun ama yine baskı altında olduklarını, esir olduklarını Şekip karakteri üzerinden güzel bir dille aktarılmış. El mecbur kitabın konusu ne kadar bireysel bir tema üzerine olursa olsun karakterlerin bulunduğu toplumdan, o toplumun yapısından izler taşır. Birey olmadan toplum, toplum olmadan birey olunur mu? (Bu sanki birinin sözüydü şu an hatırlayamıyorum) Zamanında öğretirlerken çok keskin bir ayrım yapılmıştı Serveti Fünuncular ve Tanzimat Edebiyatçıları arasında o yüzden değinmek istedim..İyi okumalar
Salon Köşelerinde
Salon KöşelerindeSafveti Ziya · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,168 okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
72 günde okudu
Bu zamana kadar okuduğum bütün fantastik-kurgu kitaplarının Atası diyebilirim. Günümüz fantastik romanlarındaki terimlerin, kurgularının ham maddesini John Milton üretmiş. Zaten bir çok esere de ilham kaynağı olmuştur. Kitapta Şeytan monarşi karşıtı olup demokrasiyi savunmuş ve bu yazıldığı dönemde eleştiri konusu olmuştur. Cennet'teki iç savaş ve ilk düşüşte bu şekilde başlamış zaten. Eğer bu kitap günümüzde yazılsaydı Milton'un Havva karakterinin bazı diyalogları da 21.y.y. "feministleri" tarafından sert tepkiler alırdı ekşi sözlükte sayfalarca yazı okuyacağıma eminim ajsjjfjahzhsjsh Neyse kitap güzeldi sonlara doğru günümüz insanlarının neden bu halde olduğuna dair güzel önermeler vardı. Fantastik kurgu sevenlerin okuması gereken bir kitap Cassandra Clare, Jennifer L. Armentrout, Nalini Singh ve melek kurgusuna değinen ne kadar roman varsa başlangıç noktası burada...İyi okumalar
Kayıp Cennet
Kayıp CennetJohn Milton · Pegasus Yayıncılık · 2015979 okunma
3/10 puan verdi
Kurgu güzeldi ama çok fazla klişe diyalog vardı. Bazı sahneler çok abartılmıştı, o kadar ki gözlerimi devirmekten kitabı okuyamadım. Riley ve Conlan arasındaki ilişki de çok ilkel ve bayağı geldi. Erkek karakterin ergen çocuk edasıyla "sen benimsin, kimse sana dokunamaz, seni herkesten kıskanıyorum" tavırları bence iticiydi. Bu kadın yazarların neyi var anlamıyorum. Gerçekten böyle erkeklerin çekici olduğunu mu düşünüyorlar? "Sahiplenmek"ten anladıkları bu mu? Bir erkek bir kadını sevdiğinde o kadının başka bir erkekle küçücük bir temasında öfke krizlerine girecek, karşısındaki kişiyi tehdit edecek. "Ona dokunamazsınız, o benim" yav abicim anladık al kadınını bodruma kitle istiyorsan belli ki çok seviyorsun, çünkü gerçek aşk dediğin böyle olur!!##!?#! Kitaptaki kadın-erkek ilişkisinin bayağılığı beni bitirdi, hiç samimi değildi, kusacaktım öğk. Her neyse bunun dışındaki fantastik kurgu ve olayların bütünlemesi iyiydi. İyi ve kaliteli fantastik kurgu arayışımda bu kitap beni hüsrana uğrattı. Seriye devam eder miyim bilmiyorum. Not: Lara Adrian' nın Geceyarısı Nesli serisini okuyanlar için; ben bu seri ile çok benzettim eğer Lara'nın kitaplarını beğendiyseniz bu seriyi de seversiniz. Ben onu da aynı sebeplerden ötürü beğenmemiştim bu seriyi de beğenmedim.
Atlantis'in Yükselişi
Atlantis'in YükselişiAlyssa Day · Martı Kitabevi · 2013119 okunma
Reklam
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"İşte o zaman bir Rembrandt, bir Beethoven, bir Dante, bir Napoléon hakkında en ufak fikri olmayan birinin, kendini büyük bir insan sanması aslında o kadar kolaydır ki." Satranç/Stefan Zweig Kitabı okurken aklımda sürekli bu alıntı dolandı durdu. Alıntıda bahsedilen kişilerin arasına Sunay Akın'ı da katmak gerek. Kitap çok dolu çok
Onlar Hep Oradaydı
Onlar Hep OradaydıSunay Akın · Türkiye İş Kültür Yayınları · 20161,198 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuduğum ilk tiyatro eser ve gerçekten çok hoştu. Okumam ile bitirmem bir oldu. İlk başta kişileri kavramam zor oldu ama okudukça konuya da kişilere de alıştım. Ben 'Cimri'yi, İş Bankası Kültür Yayınları'ndan(İBKY) okudum. Diğer yayınlar nasıl tasarlamış bilmiyorum ama İBKY, tiyatronun başında kişileri tanıtmış, şöyle ki x, y'nin oğlu z'nin sevgilisi gibi... bu yüzden ilerisi için büyük spoiler oluyor bu tanımlama. Başka yayınlardan okuyacaklar için spoiler vermemek adına kişi isimlerini ve durumu açıklamıyorum. Neyseh diyeceğim o ki, zaten önceden bildiğim için kitabın sonunda fazla şaşırmadım. Ama yine de güzel bir kitaptı. İlk başta birbirine karışan olaylar sonradan yavaş yavaş yoluna girdi. Kitabın adında olduğu gibi cimri bir insanı ve çevresindekileri nasıl etkilediğini okuyoruz. Bence okumaya değer, sıcak bir kitap. İyi okumalar..
Cimri
CimriMolière · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202222bin okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
George Orwell bir dahi! Ve ben onu bu kadar geç tanıdığım, keşfettiğim için bir aptal olmalıyım. Geç olsun güç olmasın. Orwell'ın muzip mizah anlayışı, kelimeleri kullanışı o kadar etkileyici ki yazar olmak isteyenlerin örnek alması gereken yazarlardan biri benim için. Kitabın içeriğine girmeden önce genel bir inceleme yapmak istiyorum. Kitabı
Boğulmamak İçin
Boğulmamak İçinGeorge Orwell · Can Yayınları · 20158,6bin okunma
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Lux serisinde kötü olarak bahsi geçen Arum'ların hikayesi. Sanırım "Köken" kitabında dost olmasalar da birbirlerini gördüklerinde öldürmemeye çalıştılar Luxen'ler ile Arum'lar... Bu kitapta kötü olarak bilinen Arum'ların aslında her türde olduğu gibi iyisi de olabileceğini okuyoruz. Arum olan Hunter ve koruması gereken insanı Serena... Güzel bir kitaptı, hatta bir bölumde Deamon'da var. Akıcı, sürükleyici bir kitaptı. Kitabın konusu arka kapak yazısında olduğu için değinmiyorum iyi okumalarr
Saplantı
SaplantıJennifer L. Armentrout · Dex Yayınevi · 2013487 okunma
320 syf.
7/10 puan verdi
Çok sevdiğim bir arkadaşımın önerisi üzerine başladım seriye. Kitaba dair inceleme, blog okumadan veya vlog izlemeden alıp okudum. Kurgusu ve karakterleri ile hoş bir kitap. Ama kitapta ki bazı kısımlar bana Açlık Oyunları serisini hatırlattı. Örnek vermek gerekirse: Kitapta ki Day'in sarı saçının bir tutamı kanlanmış görüntüsünü gördükten sonra
Efsane
EfsaneMarie Lu · Pegasus Yayınları · 20143,758 okunma
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.