Yorum

Taha Tuğyan isimli okurun asıl gönderisini gör
Metin T. okurunun profil resmi
Dünya ne çektiyse bu Frankofonlardan çekti derim bazen kızıma. O da öyle ya, ondan. Sadık Hidayet de öyleydi evet. Pelin Buzluk'un Deli Bal'ında kahraman Fransa'ya gider. Kesik El'de izini sürer Sadık Hidayet'in. Ve nedense Sadık Hidayet aklıma her gelişinde Peyami Safa eşlik eder ona. İhtiyarlık galiba. “Belli bir bölümden sonra kitap, ölüm üzerine şekilleniyor ve ölüm artık sıradanlaşıyor.” Bu tespitinle çok güzel bir yere parmak basmışsın değerli Taha. Aklıma geldiği kadarıyla, Stefan Zweig, Nilgün Marmara, Sylvia Plath yaşarken tam da tespit ettiğin yerde geziniyorlardı. Çok acı çekiyorlardı. Sanki hayat onlara acı veriyordu. Ve, acıdan o kadar bıkmışlardı ki, acının olmadığı bir yere gitmek istiyorlardı. Son verdiler hayatlarına. Doyurucu incelemen için teşekkür ederim. Kalemine sağlık.
Taha Tuğyan okurunun profil resmi
Teşekkür ediyorum efendim. Sizin kadar olmasa da, bir şeyler yazdım zannımca. Velhasılıkelam evvela kendimi doyurmak istedim yazarak.
Metin T. okurunun profil resmi
Bundan güzeli Şam'da kayısı. Teşekkür bizden.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.