Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zezenin Adamı

Zezenin Adamı
@zezeninadami
En güzel reçeteyi Sait Faik yazmış: " Tek ihtiyacım olan şey; bir deniz kıyısında sabaha kadar oturup, olan biteni gözden geçirdikten sonra kafasında her şeyi aşmış bir insan olarak kalkıp gitmek."
724 syf.
·
Puan vermedi
·
52 günde okudu
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay
8.9/10 · 61,6bin okunma
Reklam
339 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yıllar Geçse de Değişmeyen Bu Ülke
Cemil Meriç’in yıllar önce kaleme almış olduğu kitabın her döneme ışık tutuyor olması takdire şayan olduğu kadar acıklı da.-Keşke artık böyle değil diyebilseydik.- Kitaba değinmeden önce yazarın hayatına kısaca değinmek istiyorum. Hatay gibi çok kültürlü bir ortamda, Fransız mandası altında doğup büyümüş bir düşünür. Hayatını hep Batı ile geçirmiş olmasına rağmen Batı’nın misyonunu yüklenmemiş olması çok şaşırtıcı geldi bana. Hatta bize uygun olup olmadığını sorgulamadan Batı’nın her şeyini sahiplenme gibi bir gaflete düştüğümüzü dile getirmesi de günümüz batıcıların kökenine bakınca tezat buldum. Ama öz kimliğine sahip çıkmasını takdir de ettim. Çok doğru noktalara parmak basmış ve etkileyici çıkarımlarda bulunmuş. Üstelik yazarken okuyucuyu yormamış; kanaviçe ile yardımcı bile olmuş. Daha öncesinde Mağaradakiler kitabını okurken epey zorluk çektiğimden korkarak başladığım bu kitaptan oldukça keyif aldığımı söyleyebilirim. Evet, günümüz sorunlarının da yıllar öncesi gibi değişmemiş olması ne acı. Ama yazarımız zaten batının amacı da bizi bu çatışmayla oyalamak ve hakikate ulaşmamızı engellemek diyerek gelecekte de değişmeyeceğine obskürantizmi anlatarak ışık tutmuş yine. Kitabı herkes okumalı ve ders çıkarmalı. Hatta okuyanlar da arada bir yeniden okumalı bence. Tabi tarafsız bir şekilde okunmalı bu da bir dipnot.
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Asâletini kaybeden irfan
Asırlar geçti, birer birer söndü meşaleler. İrfan asaletini kaybetti. Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: Kültür. .. Hoca öğretmen oldu, talebe öğrenci. Öğretmen ne demek? Ne soğuk, ne haysiyetsiz, ne çirkin kelime. Hoca öğretmez, yetiştirir, aydınlatır, yaratır. Öğrenci ne demek? Talebe isteyendir; isteyen, arayan, susayan.
Sayfa 101 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Bu Firar Bir Kabil kompleksi
…Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu Firar bir Kabil kompleksi.
Sayfa 97 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her dudakta aynı rezil şikayet: Yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden toz bulutu, bu lağım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye’nin insanından şikayetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını “yaşanmaz”laştıranlardır.
Sayfa 97 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Toprak sarsılıyor!.. Hep birden esfel-i safiline yuvarlanmak istemiyorsak, gözlerimizi açmalıyız. İnsanlar sloganla güdülmez. Düşünceye hürriyet, sonsuz hürriyet. Kitaptan değil kitapsızlıktan korkmalıyız. Bütün ideolojilere kapıları açmak, hepsini tanımak, hepsini tartışmak ve Türkiye’nin kaderini onların aydınlığında fakat tarihimizin büyük mirasına dayanarak inşa etmek. İşte, en doğru yol.
Sayfa 96 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Zezenin Adamı
@zezeninadami·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Aşk Hikayesi
Aşk Hikayesiİskender Pala
8.7/10 · 1.611 okunma
“…Biliyoruz ki ancak zerre kadar bir bilginin efendisiyiz. Kalan sonsuz büyüklükteki bilinmezliğinse kölesiyiz. Bizi gökyüzünü seyre dalan bir böcekle mukayese edebilirim. Böcek başını kaldırıp gökyüzüne bakar ve ‘ Şu bitki sapına tırmanayım. Oradan yıldıza yetişebilirim gibi gözüküyor.’ der. Sabahtan akşama dek tırmanır. Sonunda en yukarı çıktığındaysa tüm çabalarının beyhude olduğunu fark eder. Zemin sadece birkaç adım altındadır. Ama gökyüzündeki yıldıza hâlâ işe başladığı anki konumu kadar uzaktadır. Üstelik artık daha yukarı tırmanmasını sağlayacak bir yol da yoktur. İnancını kaybeder. Kainatın sonsuz büyüklüğü karşısında hiçbir şey yapamayacağını idrak eder. Böylece tüm umudunu ve mutluluğunu sonsuza dek yitirmiş olur.”
Sayfa 328 - Koridor yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Pirincin Serüveni
Malezya’daki çiftçilerin yaşam mücadelesini konu alan Malay edebiyatına ait bir eserdi okuduğum. Yaşam mücadelesi evet; ama yaşamak için savaşmaları diye pekiştirmek en doğrusu olur. Bir pirinç tanesini kurtarabilmek için gösterilen çaba. Bu uğurda verilen ömürler ve karnını doyurmaktan öteye gitmeyecek mücadeleyi; ne olursa olsun Allah’a olan güvenlerini anlatıyor. Hedef: Pirinç yiyebilmek. Yaşamaktaki tek amacı kendisi ve ailesinin yiyebileceği pirinci yetiştirmek olan bir babanın mücadelesi. Ne bitmek bilmeyen bir mücadeleydi bu? Günümüzdeki ve ülkemizdeki şartları düşündüğümde ; bir yerlerde bir zamanlar bu hikaye veya benzerini yaşayan insanların olduğunu bilmek vicdanımı rahatsız etti diyebilirim. Pirincin nasıl yetiştiği hakkında da fikir sahibi oldum. Bir pirinç tanesinin kıymetini daha iyi anladım. En nihayetinde yaşadığım şartlar için şükürler olsun. :)) Hayat ve ölüm; kıtlık ve bolluk Allah’ın elindedir. Allah’ın, O, her şeye gücü yetenin elinde.
Dikenden Başka Mahsul Yok
Dikenden Başka Mahsul YokŞahnun Ahmed · Özgün Yayıncılık · 200029 okunma
366 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.