Geri çıkardılar beni eve, yatırdılar boyluca. Başıma bir bardak su koydular. Odada hiçbir şey yoktu. Bir ben, bir duvarlar. Ölüm her şeyi bir eder. Bir doğanı yerle bir. Uzak nehirler çağlıyordu kulağımda. Gözlerimi kapadım. Gökyüzünü görüyordum; ışıklı, büyük bir geceyi ağırlayan. Görüyordum toprak üzerinde öldüğümü ve ay olup gökte, dirildiğimi.