Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Talha

Talha
@zygomaticus
Bu metin İngilizce dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
vsco.co/omer-talha giyotine.blogspot.com
Kudemânın dediği gibi, "Evrende en değerli insandır; insanda en değerli akıldır; aklın değeri bilmesindedir; bilmenin değeri ise adâletle eylemesindedir. Yine eslâfın işaret ettiği üzere, "Kinaye te'vili, mecâz tefsiri talep eder; hakikate gelince o yalnızca ilim ister. O ilim ki, muhatabına bir istikamet verir." İstikametsiz tüm deyişler/ söylemler yalnızca idâre etmek, yani aklı dolaştırmaktır.
Sayfa 62 - KetebeKitabı okudu
Reklam
Talha tekrar paylaştı.
3. Olağan Şiir Resitalimize Hepiniz Davetlisiniz!
Bu akşam üçüncüsünü düzenleyeceğimiz ve yalnızca Naat-ı Şeriflerden oluşacak şiir resitalimize hepinizi bekleriz... Okunmasını istediğiniz naatları yorum olarak yazabilirsiniz. Yayın linki: t.me/nedamet
240 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Baştan Çıkarma Üzerine
Baştan Çıkarma ÜzerineJean Baudrillard
8/10 · 189 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dinsel törenlerde baştan çıkarmayı kullanan, barokun dünyevi ve estetik baştan çıkarıcılığını kullanarak Roma Katolik topluluğunu kendine çeken, uçarılıkları ve kadınları kullanarak hatırı sayılı kişilerin aklını çelen Cizvitler bu tutumlarıyla büyük ün kazanmışlardı. Gerçekten de onlar. kitleleri baştan çıkarmaya dayanan, toplum ile kitlelerin arzusuna uygun strateji oluşturma düşüncesinin çağdaş anlamda ilk örneği oldular. Üstelik bu konuda başarısız kaldıkları söylenemez. Politik iktisadın ve üretime dayalı kapitalizmin soğuk cazibesini ortadan kaldırdıktan; sermayenin püriten çevrimini durdurduktan sonra yumuşak ve iyimser semiürjiye ve baştan çıkarmanın yumuşak teknolojisine meydan veren bir çağın; Katolik, Cizvit bir çağın başlaması mümkündür.
Sayfa 221 - AyrıntıKitabı okudu
Yumuşak teknolojilerin, kalıtsal ve zihinsel software'lerin kullanıldığı bir çağda yaşıyoruz. Sanayi çağının protezleri olan makineler bedene uyarlanarak onun görüntüsünü değiştiriyorlardı -onlar da imgelemin metabolizmasına katılmışlardı ve bu metabolizma beden imgesinin bir parçasıydı. Ancak simülasyon dönüşsüz bir noktaya ulaşınca, protezler de bedendeki mikro-moleküler anonim kalbe sızınca ve kendilerini bedene bir matris olarak kabul ettirince, böylelikle sonradan kurulacak simgesel devrelerin tümünü yakınca ve her olası beden onun değişmez bir tekrarından ibaret kalınca hem bedenin hem de bedenin kendi tarihinin sonu geldi: Bundan böyle birey, bedenin ana formülünün kanserli bir metastazı olmaktan ibaret kalacaktır.
Sayfa 216 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
Renkli televizyonun ABD'de başarı kazanması için epeyce beklenmesi ve çok çaba gösterilmesi gerekti. Büyük kanallardan biri televizyon haberlerini renkli olarak yayımlamayı akıl etti: Tam bu sıralarda Vietnam Savaşı sürüyordu ve yapılan araştırmalar, bu yenilikle gelen renk "oyun"larının ve teknik hilelerin savaş görüntülerini izlemeyi kolaylaştırdığını ortaya koydu. Hakikatin "fazla"laştırılması, bir tür oyuncul mesafe yaratılmasını sağlıyordu.
Sayfa 202 - AyrıntıKitabı okudu
Hepimiz Yasa'nın kurduğu düzen içinde bir arada yaşıyoruz, Yasa'yı ortadan kaldırma fantazması da bu düzenin bir parçasıdır. Yasanın ötesinde hayal edebildiğimiz tek şey onu ihlal etmek ya da yasakları kaldırmaktır. Çünkü Yasa'nın ve yasağın şeması, ihlalin ve özgürleşmenin ters şemasını yönetir. Oysa yasanın karşıtı yasanın var olmaması değil, Kural'dır. Kural, keyfi işaretlerin içkin zincirlenişine dayanır; oysa Yasa gerekli işaretlerin aşkın zircirlenişine bel bağlar. Birincisi, itibari süreçlerin çevrimi ve geri dönüşüdür; öteki ise tersinmez bir sürekliliğe dayanan bir mercidir. Birincisi zorunluluk düzeyindedir; öteki ise baskı ve yasak düzeyinde. Yasa, belli bir ayırım çizgisi oluşturduğu için ihlal edilebilir ve ihlal edilmelidir. Buna karşılık oyunun kuralını ihlal etmenin hiçbir anlamı yoktur..
Sayfa 168 - AyrıntıKitabı okudu
Aynalar, görünümün sadık köpekleridir. Ancak onların sadakati de sahtedir; tek yaptıkları nesneleri yansımanın tuzağına düşürmektir. Hepimize nasıl yan gözle baktıklarını akıldan çıkarmamalıyız: Bizi hemen tanır ve şaşkınlık anımızdan yararlanarak beklemediğimiz bir anda bizi yakalayıp tuzağa düşürürler.
Sayfa 134 - AyrıntıKitabı okudu
Tanrının kararıyla değil çağdaş ideolojinin buyruğuyla, sermayenin yeniden üretilmesi sürecinde bedeniyle köleleştirilmiş tüketime yönelik dişilik fuhuş olarak görülmektedir. "Dişilik, kadının yabancılaşmış varlığıdır." "Dişilik, soyut bir toplamdır; içi, kendine ait olan her tür gerçeklikten boşaltılmıştır; söylem ve reklam belagatinden oluşan düzenin toplamıdır." "Güzellik maskeleri ve her dem taze kalan dudaklarıyla çılgına dönen kadın gerçek hayatında üretken olamaz." vb., vb.
Sayfa 118 - AyrıntıKitabı okudu
Hiç kuşkusuz: İnsan, kendi kaderinden kaçmaya çabalarken ona en kısa yoldan ulaşır. Hiç kuşkusuz: Herkes kendi ölümünü arar ve en başarısız eylemler en başarılı olanlardır. Hiç kuşkusuz, işaretler bilinçdışı yollar izlerler.
Sayfa 95 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
Baştan çıkarıcı kadınların en önemlileri ve en büyük starlar, yetenekleri ya da zekâları sayesinde değil, yoklukları sayesinde yıldızlaşırlar. Değersizlikleri, makyaj ve ritüelin kıpırtısızlığıyla gelen soğuklukları (MacLuhan'a göre ritüel olan şey cool'dur) onların parlamasını sağlar. Onlar, yanıp sönen işaretlerden ve imgelerden oluşan ağlara yakalanmışlardır ve anlam evrenimize hükmeden buzul çağının eğretilemesidirler -ancak aynı zamanda da, bu tarihin belli bir anında ve bir daha asla gerçekleşmeyecek koşullarda, anlam evreninin görüntüsünü bir baştan çıkarma etkisine dönüştürürler.
Sayfa 122 - AyrıntıKitabı okudu
İşaretler, bütün güçlerini belirip yok olmalarından alır ve böylelikle dünyayı silerler. Makyaj da, yüzü geçersiz kılmanın bir yoludur; daha güzel gözlerle gözler geçersiz kılınır; daha kusursuz dudaklarla, dudaklar ortadan kaldırılır. Baudelaire'in sözünü ettiği "insanoğlunun ilahi bir varlığa benzemesine yol açan soyut bütünlük", "doğaüstü ve aşırı" olan bu hayat, her tür ifadeyi geçersiz kılan şu yalın ve yapay çizginin bir sonucudur. Yapaylık özneyi kendi varlığı içinde yabancılaştırmaz; onu, gizemli bir biçimde bozar. Kadınlar, aynalarının karşısına geçtiklerinde yaşadıkları bu görüntü değişikliğini iyi bilirler; kendilerini ortadan kaldırmadan makyaj yapamazlar ve makyaj yapınca, anlamdan yoksun bir varlığın saf görünümünü elde ederler. "Aşırılığa" dayanan bu işlemi, hakikatin üstünü örtmeyi amaçlayan sıradan bir işlemle karıştırmak ne tür bir yanılgıdır? Yalnızca sahte olan şey hakiki olanı yabancılaştırabilir; oysa makyaj sahte değil, sahteden daha sahtedir (tıpkı, travestilerin oyunu gibi) ve bu özelliğiyle üstün bir masumiyet ve saydamlık kazanır -kendi yüzeyiyle soğurma; tek bir kan izi olmaksızın ve anlama dair tek bir iz bırakmaksızın bütün ifadeleri dağıtma-; bir de, hiç kuşkusuz, acımasız hale getirme ve meydan okuma -burada yabancılaşan kim?
Sayfa 119 - AyrıntıKitabı okudu
5,3bin öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.