“Siyasi çalışma, bütün çalışmanın can damarı" ise eğer devrimci eylem, maddi hayata müdahale eden eylemdir. Maddi hayata müdahale etmeyen, edemeyen eylem, sonuç olarak "izlenen siyasetin yalan ve kokmuşluğu" içinde, "saksıda çiçek yetiştirip" bunu parazit tüketim ünitelerinde pazarlamaktan başka birşey yapamaz. Lenin 1902'lerde şöyle diyordu:
“Bizim görevimiz, yaban otuna karşı mücadeledir. Saksıda buğday yetiştirmek bizim işimiz değildir. Yaban otlarını yolarak, tarlayı buğdaya hazırlarız. (Onlar ) saksıda ekinlerine baka dursun. Biz sadece bu günün otlarını biçmek için değil yarının buğdayını biçmek içinde harmancılarımızı hazırlamalıyız"
Hamdi bey’le Wiegand’ın dostluğu döneminde Milet’ten de salonları dolduran eserlerimiz götürüldü. Wiegand’ın da Humann gibi Anadolu’dan Berlin’e gemiler dolusu eser göndermesi alman imparatorunu memnun ediyordu.
Öte yandan , 1902 yılının sonbaharında almanların kazı yaptığı Bağdat vilayeti dahilinde kain babil harabesinde bulunan mine, Sır kaplı, renkli binlerce tuğlanın, yerinde veya İstanbul’da bir araya getirilemeyeceği için Berlin’e götürülerek orada düzenlenip tekrar takımıyla müze-i hümayun’a iade edilmesi hususu Berlin müzeleri müdürü umumisi tarafından dilekçeyle başvurularak teklif edilmiş, Osman Hamdi tarafından olur verilmesiyle, ilgili nezaret ve sulta’dan karar çıkartılmış, eserler doğrudan Berlin’e 1902’de emaneten götürülmüştü. Eserin den sonra ölümüne kadar sekiz yıl geçmesine karşın tarihi eserlerimizden sorumlu Osman hamdi eseri gereği istemedi. Peşinden gelen savaş yılları nedeniyle de bu olay bugüne kadar unutuldu.
1900 Ey sâlik; madem ki sen Yusuf gibi mahbûbiyet mertebesinde değilsin, Yakûbluk misâli âşıklık mertebesinde bulun. Onun gibi ağlamaktan, sızlamaktan hâlî kalma.
1901 Köhne cisminde yenilik, yâni feyz-i cedid bulmak için şu nasihati Hakim-i Gaznevi’den dinle.
1902 Nazlanmak için gül gibi bir yüz lâzımdır. Öyle cemâlin yoksa nafile yere huysuzluk etme.
1903 Yakışıklı olmayan, ilâveten sararmış bulunan bir çehre çirkindir. Görmez göz ile hastalığın bir araya gelmesi gayet müşkildir.
1904 Yusuf ve Yusuf gibilerin karşısında nazlanma ve gevezelik taslama; Hazreti Yakûb gibi âh çekmekten, niyaz ve tazarrûda bulunmaktan başka bir şey yapma.
1905 Hikâye edilen tûtînin ölmesindeki mânâ, niyaz idi. Sen de niyaz ve fakr mesleğinde kendini ölü haline getir.
1906 İsâ nefesli bir zât seni ihya etsin ve kendisi gibi güzel ve mübarek bir hâle getirsin.
1907 Bahar mevsiminde bir taş yeşerir mi? Toprak ol ki senden renk renk güller ve çiçekler yetişsin.
1908Sen de senelerce yürek tırmalayan taş gibiydin, tecrübe etmiş olmak için bir müddet de toprak oluver.
Sakallı bir anarşist olan Kropotkin, aynı zamanda büyük ayrımın bir doğa bilimcisiydi. 1902 yılında yazmış olduğu Mutual Aid (Karşılıklı Yardımlaşma) isimli kitabında, var olma mücadelesini herkesin herkese karşı olduğu bir durum olarak değil, organizma yığınlarının düşman bir çevreye karşı yürüttükleri mücadele olarak değerlendirmiştir. Dayanışma
#ErnstGlaeser
#1902Doğumlular 287 sy
#KitapYorumum
“Bu kadar çok barut, mermi üretilmeseydi savaş da olmazdı. Her şey amacına ulaşmak ister !!”
“Alman halkı; tehlike kapıya dayandığında en yoksul oğullarının, en sadık oğulların olduğunu göreceksin.”
“Babalarımız bizi nasıl bıraktılarsa öyle kalmaya ant içmiştik. Onları dönüşlerinde sınır
artık jön türkler ile İTC'nin aynı yapı olmadığı, fikir dünyasında kesişimler bulunsa bile bunların düşüncenin evreni, düşünce dünyası ve aynı imparatorluk içerisinde aynı dönemde ortaya çıkması nedeniyle olabileceği kabulüyle mesafe kat etmemiz gerekiyor. jön türkler'e genel anlamda son dönem imparatorluk hareketlerinde muhalif kanadı
Nazım Hikmet Ran
"Sonra aramıza şehirler girecek, hiç karşılaşmayacağız. Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek. Sonra belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek..."
Nazım Hikmet
1902- 3 haziran 1963