Bir miktar 11.yüzyıl ve onun etkisiyle 20.yüzyıla kadar süregelen bir hikaye. Ömer Hayyam ve kıymetli eseri Rubaiyat. Bir kavgaya tanıklık ederken üslubu, kişiliği, ilmi sayesinde dönemin hükümdarına varan bir yolculuktu onunkisi. Devrin önemli isimleri olan Nizamülmülk ve Hasan Sabbah ile de yakın ilişkiler de bulunmuş olan Hayyam, İran coğrafyasında kıymetli eserler bırakmış, değeri ancak 20.yüzyılda anlaşılmıştır. Eserleri, bir Moğol istilası sonrası kaybolmuştur. Ömer Hayyam'ın el yazması eserinin peşinde olan bir Amerikalı, İran'da Ömer Hayyam'a ait olduğu öne sürülen bir eser olduğu haberi üzerine İran'a gider ancak İran'da kalması kendisine sorunlara yol açacağından İstanbul'a geçmiştir. Evveliyatında tanımış olduğu İran prensesi İstanbul'a gelerek bu eseri Amerikalıya verir ve daha sonra evlenen çift Titanic gemisi ile Atlantik ötesine geçmek isterler ancak gemi batar. Gemiden sağ kurtulurlar fakat prenses kaybolmuştur ve el yazması eser ise sular altına gömülmüştür.