"Önce bilgiyle donanacak, kişisel seçimlerimi o bilgilerin ışığında, kendi özgür irademle yapacaktım. Kurallarını koyarken, uzun vadede, sınırsız özgürlük tanıyordun bana."
"Gidenin kimliği düşünülmeden, bir gün onun yerinde kendisinin uğurlanacağını bilen herkes, cömertçe akıtıyor gözyaşlarını. Kendileri için, ölene ağlıyorlar..."
“لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مَنْ كَانَ فِى قَلْبِهِ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ مِنْ كِبْرٍ” قَالَ رَجُلٌ: إِنَّ الرَّجُلَ يُحِبُّ أَنْ يَكُونَ ثَوْبُهُ حَسَنًا وَنَعْلُهُ حَسَنَةً. قَالَ: “إِنَّ اللَّهَ جَمِيلٌ يُحِبُّ الْجَمَالَ، الْكِبْر:ُ بَطَرُ الْحَقِّ وَغَمْطُ النَّاسِ.”
Abdullah b. Mes"ûd"un anlattığına göre, bir gün Hz. Peygamber (sav),
“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez.” buyurdu. Bunu duyan bir adam, “Ama insan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasından hoşlanır!” deyince, Allah Resûlü, “Allah güzeldir, güzelliği sever. Kibir ise hakikati inkâr etmek ve insanları küçük görmektir.” buyurdu.
(M265 Müslim, Îmân, 147)