Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep

Zeynep
@1zeys
47 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Bilge birisi; "Ben kötü bir şey başıma gelene kadar ondan korkarım. Gelmesin diye korkarım. Ama başıma geldikten sonra ondan korkmam. Çünkü Allah başıma verdiyse onu kaldırabilirim. Onu kaldırabilecek gücüm olduğu için başıma vermiştir. Buna da inanırım." Bu ne demek? Bende varsa, bu bende olanıyla başa çıkabilecek bilgi, beceri, tecrübe de var. Allah bir dert verdiyse, çözümünü de veriyor. Bende var o çözüm. Dert verdiyse devasını da veriyor. Bende var o deva. Hastalık verdiyse şifasını da veriyor. Bende var o şifa. Yeter ki ben kendimi, hikayemi, geçmişten bugüne doğru bir şekilde konumlandırmış olayım.
Sayfa 22
Reklam
Allah'a bağlanan kişiye Allah, her işinde yeter ve onu hesap etmediği yerden rızıklandırır. Dünyaya bağlanan kişiyi Allah, dünya ile baş başa bırakır.
Sayfa 25
Maddesel kaygılar yoğunlaştığından beri, insanlar onurlarından ödün vermeye başlamışlardı. İnsanların onurlarından ödün vermeye başlamaları çok düşündürüyordu İbrahim'i. "Onulmaz hastalık" diyordu İbrahim.
Sayfa 92

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İslam, hayatımızın belli bir anını anlamlandırmak için veya hayatımızda bir çeşni bulunsun diye var kılınmış değil. Boşlukta kalma hissinden korunmak için de Müslüman kılınmış değiliz. Kuşkusuz, bütün bunlar temin ediliyor. Fakat bizim İslam'a bakışımız bu nitelikle malul olursa bu eksik ve tek yönlü bir yaklaşım olur."
Sayfa 100
Ey kaderimizin sahibi… Artık içimiz bütün rüzgarlara açık. Ne bir sınır, ne bir elek var dünyayla aramızda. Bizi saklı tutan perdeyi yine biz yırttık; makasımız hâlâ keskin, ama iğne yok yanımızda. Şimdi yakarıyoruz: Bizi dünyadan sen sakla! Yani biz, bir bardağa dökülen suya bakınca, her seferinde: “ey su, nasıl da berraksın” diyebilelim, hayretle. Bir çocuk konuşunca herkes sussun; “bu nasıl güzel tanışıklık” diye geçirsin içinden. Belki böyle böyle yeniden iz tutar ayaklarımız. Serinleten bir patika az şey mi, bu ateş ormanında! Az şey mi, dünya kapımızı çalınca, göğsümüzün gürültüyle çarpmaması…
Reklam
İslam vahyîdir. Yani zaman zaman tarihte insan toplumlarına Allah tarafından peygamberler aracılığıyla bir inanç, düşünce ve bir yaşama biçimi olarak tebliğ edilmiştir. Onu herhangi bir zaman (tarih) veya herhangi bir mekan (toplum)la sınırlı tutmayacağımıza göre zamanlar ötesidir , çağlar üstüdür. İslam bütün zamanları ve toplumları kucaklar.
Sayfa 20
Üçüncü dünyada ve İslam dünyasında eğer bir gün yeni sömürgeciliğe, modernizme ve emperyalizme karşı özgürlük ve bağımsızlık savaşları başarıya ulaşırsa, Batı'ya akan kaynaklar da kesilecek, ardından Batı'nın kendisi sınıflar savaşıyla tekrar boğuşacaktır. İsviçre bağımsız sendikalar Birliği başkanı Alfred Mayer'in dediği gibi "eğer pasta küçülürse, paylaşma çok zor olacaktır."
Sayfa 37
Korkunç bir tasa ile evler döşemek. Dünya mamur, mezar viran. İnsan, kendi muhitini tabiatı talan ederek gasbettiği sayısız nesneyle, bir "şeyler" cehennemine çeviriyor. Ağır salon takımları, birbiri üstüne yığılmış biblolar, garajlar, tavan araları, kilerler, sandıklar, bir kraliyet ailesine yetecek kadar tabak çanak.... Nesneler, evet onlar biz koşarken ayağımıza takılıyor. Yalnızca sinek avlarken düşmüyoruz. Ruh kesreti sevmez. Ve fakat insanın yaptığı da budur. Rabbiyle arasına eften püften bir çok perde asmak.
Sayfa 99
Köktendinciler ile laikler arasında muazzam bir ayrım yaratarak, birbirine düşman hale gelmeleri istenmiştir. Laikçilerin ise ABD karşıtı bir ittifakta bulunmaması için Batıdaki kilise-devlet ayrımı gibi İslam'da da devlet ve dinin ayrı tutulabileceğini ve bunun ne inanca ne de yönetime zarar vermeyeceği, aksine onu güçlendireceği fikrinin deteklenmesi gerektiğini savunmuştur. Rand raporundan anlaşılıyor ki, hem Türkiye'nin başlattığı Ilımlı İslam Projesi, hem de İslam ükelerinin karşılaştığı 'Arap Baharı' 'Araplar Uyanıyor' söylemleri bir tesadüf değildir. 1 milyar Müslüman nüfusu ile savaşamayacağı gerçeği ABD'ye Rand raporunu öteleme seçeneği bırakmamıştır. Bugün İslam ülkelerinde yaşananlar önceden planlanmış, analizleri yapılmış ve ABD politikası lehine harekete geçirilmiştir. Önemli olan nokta şudur ki, bu planlanan yapı, tamamıyla uygulanmış olsun olmasın, İslam ülkelerine üstü kapalı empoze edilmiştir. Önce gruplar oluşturulmuş, daha sonra gruplar arasında keskin bir ayrım olması ve birbirlerine düşmanca tavırların oluşturulması için bölge halklarına kendi öngörüleri telkin edilmiştir.
Sayfa 137
ABD İslam ülkeleri üzerindeki politikasına en verimli hangi yoldan ulaşacağını, kimleri destekleyip kimleri karşı görüş ilan edeceği konusunu Rand Düşünce Kuruluşu, Ilımlı İslam Dünyası Yaratmak (Building Moderate Islam World) raporunda irdelemiştir. Rapor incelendiğinde görülmektedir ki potansiyel müttefiklerin desteklenmesi adına tek tek algı yöntemlerinin uygulanması önerilirken, engel görülen kesimi zayıflatıcı psikolojik yöntemlere başvurulmuştur. Söz konusu raporda, 'önce modernistleri destekle, gelenekçileri köktencilere karşı destekle, köktencilere karşı koy, laikleri seçici destekle' temelleri üzerine oturtulmuş bir algı operasyonu yaratıldığı görülmektedir.
Sayfa 136
Reklam
Duyguyu dış dünya veya iç dünyamızdan haber getiren bir haberci gibi düşünebileceğimizi söylemiştik. Bu haberci bazen iyi , bazen de kötü haberler getirebilir. Ama unutmayalım ki "kötü" bir haber söz konusu olduğunda haberciyi yok etmek, haberi ortadan kaldırmaz. İadeli taahhütlü bir postanın siz teslim alana dek sürekli postacı tarafından geri getirilmesi ve siz almadıkça peşinizi bırakmaması gibi, duygunun ilettiği mesajı almadıkça o duygu peşimizi bırakmaz.
Sayfa 141
Yalın bir şekilde depresyon, kişinin yaşamındaki olumlu ve ödüllendirici etkinliklerin azalmasından, olumsuz ve ödüllendirici olmayan etkinliklerinse artmasından oluşur. Depresyondaki kişinin amacı kendini kötü, üzgün hissetmemek olur ve bunu gerçekleştirebilmek için de birçok etkinlikten kaçınmaya çalışır. Bunun asıl sonucuysa kişinin yaşamının fakirleşmesi ve daha da mutsuzlaşması olur.
Sayfa 125
260 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.