Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

S.C

31 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Önce İnsan
Spoiler içerir Öncelikle hakkını teslim edelim. Oruç Auroba, mükemmel bir kalem. Kelimelerle adeta dans edercesine yazabilen harika bir yazardır. Söylemek istediğini, kelimeler içinde sanki bir gizli geçit varmış gibi gizlenen kelimeler o cümleyi anlayabilecek biri geldiğinde ortaya çıkabilen bir sistem içinde yazan biridir. Kitaba gelecek
Zilif
ZilifOruç Aruoba · Sel Yayıncılık · 20171,677 okunma
Reklam
94 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Kelimelerle dans eden prenses
Artık özgürüm, öyle yalnızım ki... Yalnızlık insanı özgür mü kılıyor yoksa insan, özgür olunca yalnızlaşıyor mu? Önemli bir soru üzerinde düşünülmesi gereken bir soru. Umay Umay kendini varoşların dansçısı olarak görüyor varoşlarda kelimelerle adeta dans ediyor gibi. Sözcükleri ustalıkla, herhangi bir süzgeç kullanmadan, yani kimin ne düşünüp düşünmeyeceğini takmadan, olduğu gibi söyleyen prangalarından kurtulmuş, yazdıkları ciddiye alındığında kaosa götürebilecek düzeyde, düşüncelerini korkmadan cesur şekilde ifade ettiğini söyleyebiliriz. Kimine göre manyak kimine göre sosyopat kimine göre bu benim düşüncem onu kelimelerin prensesi diye adlandırmak isterim. Yaşam boyunca itilmiş, kakılmış, hor görülmüş, sokaktan geçerken farkına varmadığımız ihtiyaç sahipleri kimsesizler, dışlanmışlar, kabul görmemişleri bize göstererek yazdıklarıyla yüzümüze tokat atar gibi bir gerçeği gösteriyor. Hepimiz insanız, bazen seçme şansına sahip olamıyoruz. Herkesi olduğu gibi kabul etmek, onlara saygı duymak ve en önemlisi yardım etmek gerekir Umay Umay sosyal haberleri tarihte yapılan işkence zulüm ölümlerine kayıtsız kalamamıştır bize tarihin acı gerçeklerini, yapılan zulüm ve işkenceleri göstererek karanlık tarihe ışık tutuyor. Bu ışığı şu dizeleriyle haykırıyor. ''Ama bir suçlu gerek adalet için ve adalet için kurban gerek bir kahramandan çok.'' Sonuç olarak dikkatimi çeken şu dizede şunu söylemektedir. ''Senin için akvaryumlar alacağım demektedir.'' Acaba yaşadığımız dünyayı bir akvaryuma, bizi de akvaryumun içinde yaşayan kırmızı balıklar olabilir miyiz?
Orospu Kırmızı
Orospu KırmızıUmay Umay · Liman Yayınları · 20121,836 okunma
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Ahmet Arif
“Ayaklarıma pranga vurabilirsiniz, fakat inancıma vuramazsınız. Zeus bile beni mağlup edemez.” Epiktetusun sözleri ile başlamak isterim. Yüzyıllar geçse de sistematik işkence her zaman devam ediyor hiç bir şey değişmiyor pranga üzerinden işkence yapılarak insanın kendine olan güveni, hayata olan inancı, sevgiye bakışı en önemlisi içteki umudu yok etmek amaçlanmaktadır. Ahmed Arif' in ayaklarına prangalar vurulsa da, düşüncelerine, duygularına güzel yüreğine pranga vurmayı başaramamışlar. Güzel yürekli, (adam gibi adam) bunu özelikle vurguluyorum hasretinden prangalar eskitmiş. Sevdiği kadını 20 sene bekleyip, görmeden dahi seven mektup yollayacak para bulmak için hamallık yapan Ahmet Arif; sen ne güzel sevmişsin be. Sözü güzel yürekli adama bırakıyorum. Terketmedi sevdan beni, Aç kaldım, susuz kaldım, Hayın, karanlıktı gece, Can garip, can suskun, Can paramparça... Ve ellerim, kelepçede, Tütünsüz uykusuz kaldım, Terketmedi sevdan beni...
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar EskittimAhmed Arif · Metis Yayınları · 201739,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Diriliş
Bu kitap Rusya ile İsveç arasında olan bataklıklar ülkesi Finlandiya'nın diriliş öyküsünü anlatır. Küllerinden nasıl doğduğunu, bunu nasıl başardığını, nasıl gerçekleştiğini ülkenin o günkü durumunda başarmanın ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Bu kitabı okuyan herkes gibi Fin ülkesi bunu başardı bizim ülkemiz aynı şeyi neden başaramadı
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Koridor Yayıncılık · 200799,6bin okunma
56 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
Gece derine ilerledi, El Mustafa geceyle karardı ve ruhu bir bulut gibi hafifti. Ve yine haykırdı: "Kendi olgun meyveleriyle ağır yüklü ruhum; Kendi meyveleriyle ağır yüklü ruhum. Kim gelip, yiyip mutlu olacak? Ruhum kendi şarabıyla taşıyor. Kim döküp, içecek ve çöl sıcağında serinleyecek? İyilik yapmak, insanın kendine güzellik katmasından başka bir şey değildir. Hayat koşturmacası içinde artık kimse kimsenin yüzüne bile bakmıyor. Dışarıda, meyvelerini paylaşmak için o kadar bekleyen ağaç var ki! Kimi zaman önünden geçiyoruz farkında olmadan. Ermişin bahçeleri çok sadece farkına varmak gerekiyor.
Ermişin Bahçesi
Ermişin BahçesiHalil Cibran · İş Bankası Kültür Yayınları · 202114,7bin okunma
Reklam
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Spoiler içerir. Geçenlerde bir bayan arkadaşın kendi profilinde paylaştığı bir söz aklıma geldi bu güzel eseri okurken. ''Hayat bir bedenlik rüyadır'. Mükemmel ötesi bir söz beni çok etkilemişti. Hayatı ne kadar güzel özetliyor değil mi? Kim bilebilir bir kaç gün sonra okuyacağım bu eserin incelemesini yaparken bu sözü kullanacağımı. Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi filmini uzun zaman önce izlemiştim ve bugün itibariyle kitabını da okudum.Kitabı okurken uzun zaman önce izlememe rağmen filmin sahneleri gözümde canlandı. Benjamin ‘utanç’ kaynağı olarak 70 yaşında bir ihtiyar olarak doğar.Yaşlı doğup zaman gittikçe gençleşen bir hayata sahiptir. Zamanı insanların tersine yaşamaktadır. Hayatı tüm güçlüklere rağmen yaşamaya çalıştı. Kendine biçilen tüm rolleri yerine getirdi.Okudu, aşık oldu evlendi.Toplum içinde ona biçilen rolleri yerine getirirken kendinden bekleneni yapmak ve kendi isteklerini yerine getirmek arasında bir seçim yapmak zorunda bırakıldı.Yaşadığımız hayatı tam tersine çevirin işte Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi ortaya çıkar.Kitap bana şunu düşündürdü.Hangisi zor çocuk doğup yaşlı ölmek mi, yaşlı doğup çocuk ölmek mi? İkisi de zor olsa gerek. Ve hikaye zamanın tersine Benjamin Button bebek oluyor ve en son her şey kararıyor!.. Nihayetinde Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi de ''Hayat bir bedenlik rüyadır' sözünün ne kadar muhteşem olduğunu bana bir kere daha hatırlattı. Kitabı okumadan filmi izlemenizi öneririm okurken film zihninizde canlanıyor
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Zodyak Kitap · 201421,4bin okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Çocuklara okumayı sevdirmek amacıyla resimlerle görsellik katılarak hazırlanmış bir kitap. Çocuk kitabı olarak görünse de her yaş grubu için,verebileceği katabileceği bilgi deneyim ve duygu zenginliğine sahip, okumaktan keyif alınacak bir kitap. Benim gibi fazla kitap okuyan biri için ara vermek, dinlenmek için iyi bir tercih.
Dilek Ağacı
Dilek AğacıWilliam Faulkner · Kırmızı Kedi · 2016186 okunma
211 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Spoiler içerir. Afşar Timuçin kitabında, Tahir ile Zühre, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber, Güllü ile Hamza ile ilgili hikayeleri şiir tadında birbirleri ile konuşma cevap verme şeklinde sunuyor. Adını sürekli duyduğum hikayelerin içeriğine dair bilgim olmadığını bu kitabı okurken gördüm. Leyla ile Mecnun hikayesinde mecnunun adının kays olduğunu, Arzu ile Kamber hikayesinde ''kambersiz düğün olmaz'' sözünün nereden dilimize geldiğini öğrenebiliyoruz.Hikayelerdeki sevgiyi aşkı iliklerinize kadar hissettiriyor. Okuması keyifli,şiir tadında akıcı bir dille yazılmış, destanlara ayrı bir tat katarak yazmış
Destanlar
DestanlarAfşar Timuçin · Bulut Yayınları · 200365 okunma
300 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Eser Kafka ile Milena arasındaki eşi görülmemiş aşkın tek taraflı mektuplarından tek taraflı duygularından oluşuyor. Kafka o kadar aşıktır ki aşkı onu çaresiz aciz ve hasta düşürmüştür. Kişiler arasında aşkı körükleyen imkansız oluşudur. Onlar arasındaki aşkta tam öyle denilebilecek cinstendi. Kafka mutsuz bir ilişki içerisindedir.Hastanede
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Can Yayınları · 202354,8bin okunma
170 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Spoiler içerir. Hayatımda ilk defa cinayet romanı okuma kararı verdim.Tabi cinayet romanları denilince akla ilk gelen bu romanların kraliçesi Agatha Cristieden başkası olamaz dedim. Beklenmeyen Misafir kitabı hakkında biraz araştırma yaptım ve sonra okumaya karar verdim.Beklenmeyen Misafir, Agatha Christie'nin bir oyunu. İlk olarak 12 Ağustos 1958'de sahnelenmiş ve çok ilgi çekmiş. Sonradan Charles Osborne tarafından romana uyarlanmış.Yani bu kitap Agatha Christie'nin oyununa dayanılarak Charles Osborne tarafından romanlaştırılmış. Beklenmeyen misafir Michael , sisli bir havada arabasını çalıştıramadığı için herhangi bir eve yardım istemek için gider.Gördüğü şey karşısında şaşıran Michael bir kadının elinde tabanca vardır ve tekerlekli sandalyede ölü biri vardır.O kadın Laura Warwick'tir ve kocasını öldürdüğünü iddia etmektedir. Kadının anlattığı hikaye Michaele inandırıcı gelmez kadını kurtarmak için bazı hikayeler tasarlamaya başlar.Hikayede gösterilen tüm karakterlerin Richard'ı öldürmek için sebepleri de olsa katil hiç beklenmedik bir isim çıkacaktır.Muhteşem kurgu, nefis anlatım tarzı bir de karakterlerin şahane seçimi ile harika bir kitap ortaya çıkmış. Kitabı okurken katilin kim olduğunu merak etmekten kendinizi alamıyorsunuz.Yazar bütün karakterleri karşınıza bilerek, ustaca şekilde katil olarak çıkartıyor ve siz sürekli katil evet işte şu diyerek kitabı bir çırpıda bittiğini bile anlamıyorsunuz. Açıkçası katilin kim olduğunu bende başlarda bilenlerdenim.İncelememde araya bir spoiler yerleştirdim.Bakalım okuyan arkadaşlar bunu görebilecek mi?
Beklenmeyen Misafir
Beklenmeyen MisafirAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20194,111 okunma
Reklam
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Türk edebiyatının tanınmış şairleri hatta tanınmamış, ismini duymadığımız şairlerin aşk üzerine şiirlerin olduğu bir eser. 1884 yılında doğan 1933 yılında aramızdan ayrılan değerli Ahmet Haşim'in şiirleriyle başlayıp 1964 yılında doğan Ali Asker Barut'un şiirleriyle biten bir kitaptır. Geçmişten günümüze kadar olan şiirler paylaşılmıştır. Her şair zihninde aşkı farklı betimlemiş, çizmiş ve yaşamıştır.Şiirleri okurken geçmişten geleceğe doğru insan dünyasının nasıl değiştiğine şahit oluyorsunuz. Duygulardan, düşüncelerden, düşlerden, özlemlerden süzülmüş yaşantı birikimlerini şairler kağıda dökmüştür. Bazen onlarla gülüyor, ağlıyor seviniyor, üzülüyorsunuz ama ne olursa olsun değişmeyen tek şey geçmişten geleceğe doğru elimizde tek şey kalıyor. Şiirlerde bunu sıkça görebiliyorsunuz Aşka olan umut. Umut varsa Aşk vardır.Aşk varsa umut vardır.
Türk Yazınından Seçilmiş Aşk Şiirleri
Türk Yazınından Seçilmiş Aşk Şiirleriİnci Asena · Adam Yayınları · 200171 okunma
163 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Bu kitap neden okunmalı, Ben bu kitabı neden okudum? İki tane çarpıcı söz var kitapta dikkatimi çeken. 1.Bu kitabı niye yazdım? ... Bu ülkede 400.000 kahvehane, 15.000 meyhane ve 131 kütüphane olduğunu gördüm. 2.Kişi başına kitap yıllık harcamamızın 3 dolar, batıda 500 dolar olduğunu gördüm Kişisel gelişim kitabı olarak görünse de ondan çok fazlası kitapta mevcut. Ülkemiz adına bildiğim ama zaman geçtikçe kanıksamaya başladığım acı gerçekleri tekrardan hatırladım ve üzüldüm. Kitabı okurken, sanki Ahmet Şerif İzgören karşımda o yumuşak ses tonuyla (insanın içini okşayan) yaşadıklarını, acısı tatlısıyla ülkemizin içinde bulunduğu durum ile beraber hayat serüvenini anlatır gibiydi. Ülkede okumaktan başka çaremizin olmadığını bu kitap ile pekiştirmiş oldum.Eğer çok okuyup okuduğumuzu anlarsak belki kütüphane sayıları kahvehane sayılarından fazla olabilir.
Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır
Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir HayvandırAhmet Şerif İzgören · Elma Yayınevi · 202223,8bin okunma
100 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
1960'ların teknolojisi bir makara bantta tam 50 yıl bekledikten sonra Nâzım ülkesine sesiyle de olsa dönüyor... Nâzım Hikmet'in Vera'ya söylediği bu sözler, elli yıldır saklı kalan makara banttan. "Sana tüm şiirlerimi banda kaydedeceğim. Yaşamımın tüm sesi seninle kalsın. Sonra Türkiye'ye de ver bu sesi. Bizim barışmamız ölümümden sonra olacak. Ülkeme dönmek için ölmek zorundayım." Özlem içinde ölüyor ülkesine, annesine. Nazım Hikmet özlemini şu dizelerle belirtiyor; iki şey var ancak ölümle unutulur anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü. Yazdığı sevgi dolu şiirleri görünce şunu demeden geçemiyorum. Nazım Hikmet'e vatan haini yaftasını yapıştıranları ve büyük özlemler içinde, ölmesine göz yumanları tarih asla unutmayacaktır.
Büyük İnsanlık
Büyük İnsanlıkNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi ve İş Bankası ortak yayını · 20131,723 okunma
55 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Kitap, El Mustafa' nın on iki yıl yaşadığı Orfales'ten ayrılmak üzere iken halkın sorduğu sorulara cevap vermesi ile oluşuyor..Soru cevap şeklinde ilerlemektedir.Hayata dair bütün konulara ışık tutuyor.Sevgi, beraberlik, arkadaşlık, çocuklar, eğitim, zaman. Kitap bir çırpıda bitiyor.Kitap bittikten sonra sanki zaman makinasında hayat yolculuğuna çıktığımı hissettim. Cibran'ın dediği gibi ''dün bugünün anısı, yarın ise bugünün rüyasıdır''.Kitabın rahatlatıcı bir yönü olduğuna inanıyorum.54 sayfalık kitap olduğu sizi aldatmasın.Bu kitap, herkesin başucunda olmalı, hayat rehberi olabilecek kitap.
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202370,6bin okunma
116 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
12 Eylülün karanlık yüzünün bir kere daha ortaya çıktığı bir kitap. Şiirleri okurken Nejden Çelik üstadın karanlıklar içinde aydınlık yüreğini ve ona yansıyan umudunu görüyorsunuz.Hayatımda ilk defa bir kitap hakkında çok şey söyleyeceğimi düşünürken dilim tutuluyor.Bunları yazarken halen ne yazabilirim diye düşünmekteyim.Ama nafile aklıma hiç bir şey gelmiyor.Üstat söylenecek her şeyi yazmış.Şiddetle tavsiye ediyorum.Gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız.
Şafak Türküsü
Şafak TürküsüNevzat Çelik · İmge Kitabevi · 2010497 okunma
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.