752 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
105 günde okudu
Ferhunde Hanım ve Kızları
Oldukça eski bir dizi, başlığa adını yazdığım... Az önce hangi yıllarda yayınlandığına baktım, 1993-1999 arası diyor... Günü gününe izlediğimi anımsıyorum, demek ki 13 yaşındaymışım dizi yayınlandığında... Ferhunde Hanımın bir kızı vardı, psikolojisi biraz bozuk. Elinde Bir Gün Tek Başına kitabı... parmaklarının arasına bir de mendil sıkıştırmış, hem okuyor hem ağlıyor, burnunu çeke çeke annesine kitaptan bahsediyor, burnunu silerek evin içinde dolaşıyor... Aşağı yukarı 30 yıl önceki bir dizi sahnesi... Ve az önce okumayı tamamladım kitabı... Gözlerim dolarak, küfürler ederek, midem bulanarak, merakla heyecanla... bir dolu duygu düşünceyle okudum. Ayrıntılı bir inceleme/analiz beni aşar... Onca kitap okudum ama çok uzun zamandır, beni, bu kadar dolu dolu şaşırtan, meraklandıran, üzen, öfkelendiren, düşündürten, bana hayal kurdurtan ve hayal yıktırtan bir kitap okumamıştım. Aklıma hep aynı soru gelip durdu, acaba 45 yaşında değil de daha gençken okusaydım neler hissedecektim Kendime not, ölmez sağ kalırsan 60 yaşındayken de oku lütfen
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 20195,2bin okunma
Ya ben kendimi çok mal hissediyorum. Sınava 48 gün kaldı ve ben mezun senemdeyim ama hâlâ düzgün çalışmıyorum. Geçen sene hiç çalışmadan sınava girdim. Bu seferde aynı olacak gibi. Sıfırdan başladım yavaş yavaş ama nereye kadar? Hiç hatalarımdan ders çıkaramıyorum. Bir daha, bir daha yaşıyorum. Aynı saatin hep dönmesi gibi. *Şuanda da mini dizi izliyorum. Geçen sene tyt den çıktıktan sonra eve gelip film izledim. Ondan sonraki gün Ayt sınavım vardı. Neyse 51 günde İstanbul fethedildi bende bu sınavı sıfırdan 45 günde bitirip. İstediğim bölüme kavuşacağım
Reklam
Halk hâlâ 'organik ürün' dendiğinde tabiî olduğunu zannetse de işin gerçeği hiç de öyle değil. En mâsum ifadeyle; diğer ürüne nispetle biraz ihtimam gösterilmiş olan yine bir konvansiyonel üründen söz etmek zorundayız. Organikçilerin alınmasına gerek yok, ne yazık ki gerçek bu! 'Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik've ekleri incelendiğinde 'Endüstriyel Organik Gübre'lerde sadece 90 mg/ kg kadmiyum sınırı getirilip, diğerlerinde ise Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmeliğin ölçülerini esas aldığı belirtiliyor. Kompost edilmiş veya fermente ev çöplerinde 0,7 mg/kg kadmiyum, 70 mg/kg bakır, 25mg/kg nikel, 45 mg/kg kurşun, 200 mg/kg çinko, 0,4 mg/kg cıva ve 70 mg/ kg kroma izin verildiği ifade ediliyor.
İnsanların her hangi bir hile ve tuzağından korkan bir kimsenin niçin " Veufevvidu emri ilellahi innellahe basırunbilibadi ( işimi Allah'a havale ediyorum. Hiç şüphesiz Allah kullarını görür)"(mü'min sûresi, âyet:44), demediğine şaşarım. Çünkü Ulu Allah böyle diyenler hakkında şöyle buyuruyor: " Allah O'nu, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu ve Firavun ailesini azabın en kötüsü kuşattı "( Mü'min sûresi, âyet:45)
Böyle yakardı o, Phoibos Apollon da dinledi onu, indi Olympos'un doruklarından, köpürmüş öfkeli. 45 Omuzlarında yayı, iki ucu kapalı okluğu. Kımıldandı mı, oklar omuzlarında çangırdıyordu. Kızgın tanrı yürüyordu gece gibi. Yerleşti gemilerin ardına, saldı okunu, bir vınlama çıktı gümüş yaydan, korkunç, acı. Önce katırların, köpeklerin düştü peşine. Sonra saldı bir sivri ok insanların üstüne. Kavruluyordu birbiri peşi sıra bir yığın ölü. Ordu tanrının okları yağdı tam dokuz gün.
Ankebut sûresi, âyet:45
Namazı dosdoğru kıl. Çünkü namaz sahibini kötülüklerden ve yasaklardan alıkoyar.
Reklam
Utanç tablosu !!!
Ensar Vakfı'nda 10 erkek çocuğa tecavüz edildiği, cinsel istismara uğrayan çocukların sayısının 45 olduğu, tecavüzlerin 3 sene aralıksız devam ettiği ortaya çıktı. Aile bakanımız “bi kerecik” dedi. Şikayetçi olmasınlar diye, ailelere 10'ar bin lira sus parası verildiği yazıldı, davanın üstü apar topar örtüldü.
İkinci Dünya Savaşı hakkında 1940-43 yılları arasını anlatan film yoktur. Bütün filmler 1943-45 arasını, yani Almanların yenildiği dönemi, Amerika ve İngiltere zaferlerini anlatır.
45 gündür şehir dışındaydım. Soldaki kitapları götürdüm, sağdaki kitapları getirdim. Annem beni evden atacak az kaldı.🥺
1917 ordunun genel durumu...
Ordu harbin ilk dönemlerine göre fevkalade zayıftır. Birçok orduların kuvveti, olması gerekenin beşte biri kadardır. Memleketin nüfus kaynakları eksileni tamamlamaya yeterli değildir. Dünyanın en güç işleri görmek üzere biner kişilik taburlarla bana gönderilen 59. tümenin yüzde ellisi ayakta duramayacak kadar zayıf olduğundan ayıklanmış ve sağlam kalan erat 17-20 yaşında gelişmemiş çocuklarla, 45-55 yaşındaki işe yaramazlardan ibaret kalmıştır.
Sayfa 121
Reklam
99 syf.
7/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Her öyküde birisiyle, bir şeyle ya da ne bileyim bir yerle benzerliklerine hayret ediyor insan. Ceren’in keçeli kalemlerinden biriyken ansızın Ferhat’ın kuklalarından birine dönüşüyoruz. Mehtap’ın annesinin evin önüne koyduğu erkek ayakkabılarındaki anlamı daha henüz sindiremezken Nezihe Hanım’ın evindeki küf kokusu genzimizi yakıyor. Bazen durup düşündüğümüz ve yapmak isteyip başarabildiğimiz ama sonunda iç sesimizle yaşadığımız mücadele içinde kendimizden bile utandığımız anlar vardır. Kimse yüzünü aynaya çevirip hatalarını görmek istemez. Farkına varmak farkındalığı yükseltmek. Kaybetmeden kazanmanın, üzmeden küçücük sevgi kırıntıları ile sarılmanın yollarını aramalı. Umut olmalı yaşamlarımızda her ne olursa olsun. Duygular davranışlarımıza yansırken, idare etmenin doğru yollarını bilmeli. İd, Süperego ve Ego' yu iyi tanımalı. Elinize alıp 45 dakikada bitecek ve düşündürecek öyküler demeti.
Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme
Doğum Lekesi Gibi Bir GülümsemeBarış Bıçakçı · İletişim Yayınları · 20211,812 okunma
"Ey müminler! Bir düşman topluluğuyla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki kurtulabilesiniz." (Enfâl:45)
Abese süresi' nin bir kısmı mi
42. "Ne zaman gelip çatacak?" diye sana kıyameti sorarlar. 43. Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki! 44. Onun hakkındaki nihai bilgi rabbine aittir. 45. Sen ancak ondan korkanları uyarırsın.
5.cilt
1169. Abdullah İbni Selâm radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Birbirinize selâm veriniz, yemek yediriniz, insanlar uyurken geceleyin namaz kılınız. Böyle yaparsanız selâmetle cennete girersiniz.” Tirmizî, Et'ime 45, Kıyamet 42. Ayrıca bk. İbni Mâce, İkâmet 174, Et'ime 1. Açıklamalar Bu hadisin 850 numarayla ilk geçtiği yerde râvisi Abdullah İbni Selâm hakkında bilgi verilmiş, onun önceleri bir yahudi âlimi olduğu, araştırması sonucunda Peygamber Efendimiz'in Allah tarafından gönderildiği kanaatine vardığı ve ondan sonra İslamiyet'i kabul ettiği anlatılmıştı. Bu hadis onun Resûl-i Ekrem Efendimiz’den ilk duyduğu hadistir. Hadisin uzun rivayetlerinden birinde belirttiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in Medine’ye geldiği halk arasında heyecanla konuşulurken, o da kalabalığın arasına karışarak Allah’ın Resûlü’nü yakından görme fırsatını buldu ve onun mübarek yüzünü dikkatle incelemeye başladı. Kendi kendine, böyle bir yüzün sahibi yalancı olamaz, diye söylendi. İşte o sırada Resûl-i Ekrem Efendimiz karşısındaki büyük kalabalığa, hepsini ilgilendiren yukarıdaki hadisi söyledi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.