Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muharrem KONUKSEVER

Muharrem KONUKSEVER
@49muharrem
12 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Azim ve sebat göstererek amacına adanmış gönüllerde öyle bir ruh vardır ki tüm beşeriyeti gayrete getirir. İşte "mucize bu" dediğimiz pek çok şey aslında emek ve alınterinin, istikrarlı bir ilerleyişin hatırına Yaradan' ın ihsan ettiği nimetlerdir. Öyleyse ısrarla kapıyı çalanlar, içeri girecek bir yol bulur; pes etmeden yolu arşınlayanlar zirveyi görür.
Reklam
Nur için "nefsinde zahir, gayrı da muzhir" yani kendi zatinda zahir olup başkasına da zuhur ettiren, gösteren anlamı verilmiştir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Güneşim dürüldüğü vakit, senin nurunla uyanayım ey Namaz!
Her çıkışın bir inişi olduğunu, güneş batıya meylederken sen fısılda kulaklarıma. Başımın dörtte birini mesh ederken saçlarımın aklarını tek tek göster bana. Her ğurubun bir zevalinin olduğunu doğan her günün geceye gebe kaldığını beş vakit bana hatırlat Ey Namaz! Gün gelir hüzün sarar dört bir yanımı. Ölüm yanı başımda durur ve dahi alır başımı, bilirim. En sevdiklerimi kaybetmenin hüznüyle müteessir olunca, vaktin girdiğini ve beni beklemeyeceğini acele acele haykır kulaklarıma. Canımdan bir parçanın gitmesiyle seni de kaybetmemeliyim, ruhum ol, yaşat Beni Ey Namaz!
Reklam
Gece, sadece karanlık bir örtüden mi ibarettir? Kimileri en derin ve huzurlu bir uykuyu tadarken, kimilerinin kendi karanlığında boğulduğu efsunlu bir demdir gece. Kaderin tecellisinden ziyade, yalnızlığın esaretine savunanların mekanıdır. Kimi zaman bir el arar kendisine uzanan. Kimi zaman elini dahi uzatamaz kederine demlendiği an.
Şehirli bu kadar dünyaya bağlanmışken, dünyalık bu kadar çeşitlenmişken şimdi ansızın gelen bu ölüm de neyin nesiydi? Hayra olunca atalet, şerre olunca atiklik gösteren bu toplum elbette gün be gün ölmekteydi.
Doğdun; doğmanın ne anlama geldiğini, nasıl bir yolculuğa tekabül ettiğini bilmeyerek. Nefes alıp vermenin, göğüs kafesinde iflah olmaz bir yaşamak telaşıyla uğuldayacağı yıllar boyunca kalbin içerden ve dışardan titreyişlere maruz kalacak. Doğdun; dünyanın kekremsi tadından payına düşeni alacaksın. Geceden ve gündüzden, bahardan ve kıştan, varlıktan ve yokluktan, cennetten ve cehennemden payına düşeni alacaksın. Doğdun; doğmanın ne anlama geldiğini yürürken öğrendin. Üzerinden geçtiğin köprünün her tahtası sen geçtikten sonra uçuruma düşüyor. Böylece zaman denilen şeyin geri döndürülemez olduğunu fark ediyorsun. Yaşamın telafi edilemez yönleriyle yüzleşiyorsun. Üzerinden geçtiğin köprüde binbir çeşit rüzgarla tanışacaksın. Bütün insanların üzerinden geçtiği köprünün herkes için yeniden kurulup yeniden yıkıldığını göreceksin. Zamanla insanların gerçek yüzlerinin kalpleri olduğunu anlayacaksın.
Faizin yaygın olduğu bir toplum henüz tekamül etmemiştir ve tekamül etmeyen milletlerden faiz kaldırmayacaktır. Dini ahlâkı yükselmemiş, sosyal yardımlaşması ağızlardan kalplere geçmemiş, sosyallikleri baskı ve tahakkümden kurtulup kardeşlik dairesine girememiş toplumlar faizden kurtulamazlar, kurtulamadıkça da Allah' ın rızasına uygun olan ahlâkî ve sosyal olgunluğu bulamazlar; kişi ve toplum arasındaki çatışmayı önleyemezler. Herhangi bir toplumda faizsiz yaşanamayacağı hissi çoğalmaya ve faizin meşruiyetine çareler aranmaya başlanırsa orada çöküş ve cahiliye devrine dönüş başlamıştır.
Hal ve hareketlerimiz, konuşmamız, iletişim kurma biçimimiz, düşüncelerimiz, yaptıklarımız ve ettiklerimiz, alışkanlıklarımız 'ne kadar insan' olduğumuzun bir göstergesidir. Müsbet veya menfi hallerin tohumları aile ocağında atılır. Aileler, mensubu bulunduğu Millete karşı sorumludur. Aile fertlerinden, diğerlerine karşı olan sorumluluklarını yerine getirenler milletine karşı da mühim bir vazifesini yerine getirmiş olacaktır.
Reklam
"Canın ne istiyorsa yap" düşüncesini hayat felsefesi haline getiren bir felsefenin sonucu İsyankar, Asi ve karmaşanın hakim olduğu bir toplum olacaktır. Böyle bir toplumda huzur ve mutluluğa yer yoktur aksine her zaman tedirginlik ve şiddet egemendir. Çünkü insan hevesatının sınırı yoktur
Batı medeniyetinde kadın metalaştırılarak, sergilenerek, kullanılarak iş görür! Müslüman toplumlarda da bu olgu Müslümanların bakış açısına yüklenmeye çalışılıyor. Kadının çalışıyor olarak görülmesi için illa ticaretle mi uğraşması gerekir? Toplum olarak bu kadar sığ ve tek tip tabire sığdırılmalımı "iş" kavramı? Oysa kadın, ev hanımıdır ev için Çalışır. Kadın, eştir eşi için Çalışır. Kadın annedir çocukları için Çalışır. Kadın çalışan, üreten, Eğiten, yetiren, yetiştiren, bölüştüren, paylaşandır.
Modern Dünyanın kirli çarkında annelerde kayboldu. Annenler Kahraman değil kaybolan nesilleri yetiştiriyor. Evde aktif şekilde annelik vazifesi işlevi kaybettirilen İslam toplumları sağlıklı şekilde yetişmesi gereken nesilleri de kaybetti; farkında değildi.
"Bugün doğru çocuk yetiştirmek, Yarın arızalı adamları düzeltmekten daha iyidir." ( Nouman Ali Khan )
Bir araba lastiğinin reklamını yapmak için eve istediği saatte gelmek, istedigi saatte çıkıp gitmek özgürlük sayılabilir mi? İnsanın insani değerler taşımadığı bir toplumda ne derece kadın değer kazanabilir?
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.