Bu heyecanım kısa sürdü tabi çok zormuş yapması bundan sonra yapacak olsam 1'den 5'e kadar yaparım.Yazılan yorumları takip et,o rakam söylendi de dönüş yap (en az 10 kişi aynı rakamı söylüyor),tek tek teşekkür edenlere cevap yaz cıks
:) çorba ettim çorba.Bakıyorum mesela 1'den 150 ye 200'e kadar yapanlar var 😳
İş hayatına herkes aynı network ve eğitimle başlamıyor. En dipten gelenler için bile servet oluşturabileceğini örnekleriyle güzel anlatmış. Bazıları için 5 10 yıl sürebilir, bazıları içinse 20 30 yıl. Yaşadığı zamanı satın almayı, özgürlüğünü kazanmayı günümüz sistemi içerisinde kendi deneyimlediği legal yolu anlatmış.
Özet:
Aylık kazanç oluştur, parayı çalıştır ve özgür ol.
Atsız Türkiye Yayınevi'nde: Nihal Atsız 1947-1949 yıllarında Türkiye Yayınevi'nde uzman olarak çalışmıştır. İşi tarihî yayınlara nezaret etmektir (Hacaloğlu 2013: 34). Yayınevi'nin sahibi Tahsin Demiray Kadıköy Sultanisinden beri Atsız'ın arkadaşıdır ve Bozkurtların Ölümü romanını da o yayımlamıştır. Atsız'ın Türkiye
Öner ve Yücel Davası: 31 Mart 1947'de Atsız, Zeki Velidî ve arkadaşlarının beraatıyla sonuçlanan Irkçılık-Turancılık Davası'nın yankıları 1947 yılında başlayan Öner ve Yücel Davası ile devam etmiştir. Dava, 29 Ocak 1947'de İçişleri Bakanı Şükrü Sökmensüer'in TBMM'deki bir konuşması ve Fevzi Çakmak'ın 05 Şubat
İnsan oğlunun ən dərin ehtiyaclarından biri,
cəmiyyətin bir hissəsi olmaqdır:
1. Son dərəcə pozitiv olun
2. Obyektiv, dəqiq və dürüst olun!
3. Doğru, düzgün danışın
4. "Buyurun", "sağ olun" deməyi unutmayın
5. Az vədlər verin, çox şey eləyin
6. Çalışın ki, insanlar sizinlə görüşəndən sonra özlərini əvvəlkindən daha yoxşı hiss etsinlər
7. Dostsevər valə qayğıkeş olun
8. Dinləmək bacarığına ustalıqla yiyələnin
9. Başqalarına qarşı hədsiz diqqətli olun
10. Tez-tez gülümsəyin
Tarihin gördüğü, en tutkulu aşklardan birisi de Naciye Sultan ve Enver Paşa’nın aşkıydı.
Bu eser, kabaca Enver paşanın yurt dışına çıkmak zorunda kaldığı (Çünkü 1.Dünya Savaşı sonunda İngilizler, İttihat ve Terakki Cemiyeti yöneticilerine karşı bir tutuklama emri çıkartmıştır. Bu yüzden o ve diğer arkadaşları mücadelelerine yurt dışında devam
1984, bugünün perde arkasına ve geleceğe karşı yapılan bir uyarıdır.Düşüncelerin,hareketlerin hatta duyguların dahi kısıtlanmış olduğu baskıcı bir dünyada savaş adı altında bilinci yıkanmış, köle haline getirilmiş bir toplum yapısı oluşturulmasının nasıl mümkün olduğu aktarılmıştır.Tele-ekranlar ile insanlar denetim adı altında baskıcı bir takip süreci altında yaşamaya zorlanmış, "Yenisöylem" ile toplumun düşünce kabiliyeti sınırlandırılmak istenmiş, sevgi kavramı toplumsal yaşamdan uzaklaştırılmış, yönetim her şeyin mutlak hakimi olarak gösterilmiş ve "buharlaştırma" denilen yöntem ile aykırılar tarihten silinmiştir.Kitap geniş çaplı bir düşünme şansı sunmuş, eksi olarak bazı kısımları çok uzun (Winston'a verilen kitapçık) ve hemen geçmek istedim.İncelememi çevirmenin şu sözleriyle bitirmek istiyorum:
"Orwell'ın bu kitabı yalnızca geleceğe ilişkin değil, günümüze ilişkin de bir uyarıdır.Belki de,gelecek şimdi olduğunda artık çok geç olacağına ilişkin bir uyarı."
7.5/10
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165.6k okunma
Yazarı ilk okuyuşum ve bayıldım ana konunun en sevdiğim kinaye olması dili anlatımı çok güzel o bonus ve konu akışı manyak gidiyor daha ne istiyim :D Fakat baştan uyarayım aşırı tetikleyiciler var herkese çiçek böcek seven naif şeyler seven okura göre asla değil bakın . Kitabın türü Thriller Romance sınıflandırması ve tüm uyarılar ile sunulmuş .
3/5 Stars (%55/100)
Though I've found the book interesting sometimes, it was difficult to go through because she was heavily inspired by Sartre's ideas. Here's a brief synopsis/analysis:
Simone de Beauvoir visited the US in 1947, the same year Sartre published his own essay, and recorded her experiences in America Day by Day.
(* Mülk kelimeleri '' melik'' diye de okunabilir)
Bakınız metin "adl" ile başlıyor, "adl" ile bitiyor. Yani başı (M adalet, sonu adalet. Öteki unsurlar çemberin neresinde olunsa olsun, dönüp dolaşıp gelecekleri yer adalettir. Şimdi gelelim açıklama faslına.
1. İnsanoğlu tek başına yaşayamaz (Yalnızlık Allah'a mah- sus). Çünkü insan medeniyyün-bit'tab'dır. Yani yaratılış itibarı ile cemiyet halinde yaşaması gerekir. Ve öyle de yaşar.
2. Cemiyet halinde yaşayan insana bütün fertlerin tâbi olacağı bir mevzuat lazımdır. Bu töre olabilir; kanun, örf, şeriat olabilir.
3. Bu mevzuatı ayakta tutacak (ona uyulmasını sağlayacak) bir organizasyona ihtiyaç vardır. Bu padişahtır, devlettir, hükümettir.
4. Fertler cemiyet halinde yaşayabilmek için, yani medeni olabilmek için kanuna, örfe, padişaha, devlete, hükümete itaat etmek zorundadırlar.
5. Padişaha (devlete-hükümete) itaati mümkün ve zaruri kılan padişahın (devletin-hükümetin) âdil olmasıdır.
6. Çünkü adalet mülk ve devletin salâhının teminatıdır (Adalet mülkün temelidir).
7. Mülkü korumak için askere ihtiyaç vardır.
8. Askerin varlığı için mal (toprak-mahsul-üretim) ve para lazımdır.
9. Üretimi yapan, toprağı ihya eden ve parayı sağlayan (vergi veren) râiyettir (yani halktır).
10. Vergiyi adaletle toplamak ve adaletle harcamak padişahın (devletin, hükümetin) görevidir.
11. Cihanın ayakta durmasının (yani nizâm-ı âlemin) asıl sebebi adalettir.
Bu kadimden gelen bir formüldür. Osmanlı'ya kadar ulaşmıştır. Bu formül devlet-adalet-hükumet yahut padişah, -yani sen ona ne dersen de- ile halk arasındaki münasebeti belirliyor.
Reha Oğuz Türkkan, Orhan Şaik Gökyay, Hamza Sadi Özbek ve Hikmet Tanyu tabutluk işkencesinden geçirilmişlerdi (Müftüoğlu 1974: 77, 94). Aslında tabutluklarda her biri 500 mumluk üç ampul vardı ve ayakta duran sanığın başının bir karış üstünde bulunuyordu. "Buna o zamanki emniyet mensupları 'beyin tavası' diyorlardı." (Eriş,