Allah'ın Yüce Milletimize bir lütfu olan Büyük Atatürk, ömrünün kısacık olduğunu adeta görmüşçesine, 57 yıla bir çok şeyler sığdırmak için zamanla yarışmıştır. 1905- 1922 yılları askerinin en ön saflarında geçmiştir. Çanakkale'de son yıllarda şehitlerimize çok görülerek, yabancılar için araç parkı haline getirilen topraklarda, amansız mücadelesini canını dişine takarak, göğsünden şarapnel parçası ile yaralanarak ön saflarda boğuşurken, sadece 34 yaşındadır. Çanakkale mahşerinde önce yarbay sonra albaydır. Ve bu savaşta Atatürk olma yolunda ilk adımını atmıştır... Bağımsızlık savaşımızın başlangıcında 38, çürümüş ve çökmüş bir imparatorluğun sömürgesine dönüş- müş topraklarında bağımsızlık savaşını kazanıp, çağdaş bir cumhuriyet, tam bağımsız bir devlet kurduğunda yaşı 42'dir. Kurduğu Cumhuriyeti Türk Gençliği'ne emanet ederken 46 yaşında olan bu büyük asker ve devlet adamı deha, kimsenin hayal bile edemediği, önemlerini bazıla rının bugün bile kavrayamadığı ve milletini muasır medeniyete ulaştırmak yolundaki ard arda gerçekleştirdiği devrimlerini yaparken 50 yaşında bile değildi...
Sayfa 55Kitabı okudu
Öğretim ve Eğitim
Çağımızın üstün düşüncelerinin ilk sırasında şu fikir bulunuyor: Eğitim ve öğretimden beklenen sonuç, insanları iyileştirmek ve hatta eşit kılmaktır. Sürekli tekrar edilen bu iddia, sonunda demokrasinin en sarsılmaz bir inancı haline gelmiştir. Bir zamanlar kilisenin dogmalarına dokunmak ne kadar tehlikeli idiyse, bugün de bu inanca dokunmak o
İran'ı bilmeyen sözde İran uzmanları, yıllarca İran'ın ne kadar güçlü olduğunu anlatıp durdular.
İran'ın son yıllarda ne kadar geliştiğinden, Sipahi Pasdaran adı verilen devrim muhafızlarının esrarengiz savaş kabiliyetinden vesaire söz ettiler.
Oysa İran'ı övüp arşa çıkaran bu uzmanlar ne tek kelime Farsça bilir ne de
Bize "İnsan Hakları" dersini kim veriyor?
Almanların daha 50 yıl önce Musevilere, bugün Türklere yaptığına bakınız. İngilizlerin İrlanda'da yaptığını Türk hiçbir yerde yapmamıştır. Ya ABD? Amerika yerlilerinin uğradığı soykırım ve kültürel soykırım bugün dahi süregelmektedir. Ya kendini büyük vehmeden Fransa? Kendi içindeki ve Cezayir'deki Müslüman ahaliye yapmadığı kalmıyor. Böyle ülkelerden gelip de hükümet mensuplarımıza ders vermeye kalkanlar önünde özür diler tavırlar takınan hatta onların gözüne girmeye çalışan onuru eksik* kişilere, artık bu milletin tahammülü kalmamıştır.
Balkan Gezimizden
3.Gün
Bosna Hersek - 29.05.2024 Çarşamba
2.Dunya Savaşı sırasında stratijik önemli bir olay yardıma gelen Alman treni içinde Mareşal Tito nun içinde bulunduğu askeri grup bombalanır bu nedenle Almanlar bu bölgede savaşı kaybeder. Yugoslavya kazanır ve burası savaştan sonra Komünizmin propaganda merkezi olur. Bu münasebetle Mareşal Titonun doğum