a. Zayıflık Devresi
Şimdi bir tarafta diktatör, büyüklük taslayan, Allah’ın kullarını kendisine ibadete çağıran, onları zayıf düşürüp hizmetçi, köle ve uşaklar edinen Firavun’u, diğer tarafta da bu azgın diktatörün köle edindiği izzet ve şeref sahibi bir halkı görüyoruz. Daha sonra Allah (c.c.) bu şerefli halkı, gasp edilmiş hürriyetine, elinden
اَفَلَمْ يَنْظُرُٓوا اِلَى السَّمَٓاءِ فَوْقَهُمْ كَيْفَ بَنَيْنَاهَا وَزَيَّنَّاهَا...
"Üstlerindeki göğe bakmazlar mı, onu nasıl bina edip süsledik... (Kaf Suresi: 6.)
Sonra göğün yüzüne bak, nasıl sükûnet içerisinde bir sessizlik, hikmet içerisinde bir hareket, hasmet içerisinde bir parıldama, ziynet içerisinde bir tebessüm göreceksin. Bunlar intizam-ı hilkat, ittizan-ı sanat ile beraber olmaktadır. Kandilinin parlaması, lâmbasının ışık vermesi, yıldızlarının parıldamaları akıl sahiplerine sonsuz bir saltanatın varlığını ilân eder.
Geçip gitmiş günler gelin
rakı için sarhoş olun
ıslıkla bir şeyler çalın
geberiyorum kederden.
İlerdeki güzel günler
beni görmeyecek onlar
bari selâm yollasınlar
geberiyorum kederden.
Başladığım bugünkü gün
yarıda kalabilirsin,
geceye varmadan yahut
çok büyük olabilirsin.
6 Şubat 1958, Varşova
Türkiye 2009 yılında, daha önce vatandaşlıktan çıkarılmış olan Nazım Hikmet’i vatandaşlığa geri aldı ve hem en sevilen hem de en nefret edilen şairinin Türk olduğunu kabul etti.O bu güzel haberi öğrenemedi: yarım yüzyıl önce ömrünün büyük kısmını geçirdiği sürgünde ölmüştü.Toprağı onu bekliyordu, ama kitapları yasaktı ve kendisi de. Sürgündeki dönmek istiyordu:
Giderayak işlerim var bitirilecek.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Asla dönmedi.
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu saliaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle : işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet...
Sayfa 113 - Adam Yayınları 6.Basım 1992 / Piraye İçin Yazılmış : Saat 21 -22 Şiirleri