Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
681'de göktürk devleti'ni yeniden kuran ilteriş kağan ve halefi kapağan devrinde, maveraünnehir'deki sudahlar(sogdianalı) tekrar itaat altına alınmak istendi. araplar ise 644 yılında horasan'ı fethetmiş ve sınırdaş olmuşlardı. kapağan'ın kül tigin'i bu havaliye sefere yollaması ile arap-türk çatışmaları başladı. her ne kadar orta asya'nın göçebeleri arasındaki çatışmalar arap fütuhatını kolaylaştırsa da bu fütuhatın öncekiler kadar kolay olmadığı görülüyor. bir yüzyıl kadar göçebe aşiretler ve buhara, semerkant, baykent gibi şehirler istilaya direnmiş, teslim olduktan sonra da ayaklanmaya devam etmişlerdir
Sayfa 39 - timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
·
Puan vermedi
...... II Dünya Savaşı'nda, Japonya'da yaşamış küçük bir kızın gerçek öyküsü anlatılmaktadır. Atom bombası atıldıktan sonra radyasyondan etkilenen Sadako, tam 10 yıl sonra lösemiye yakalanır ve hayatını kaybeder. Ama o umudunu, hiçbir zaman yitirmez ve son ana kadar canlı tutar. Nasıl mı? Japon geleneğinde "1000 tane turna kuşu yapanın dileği kabul olur. " inancına sımsıkı sarılarak.. Ve başlar, hastane odasında turna kuşlarını katlamaya.. Lösemi ağrıları bir taraftan, ailesinin gözlerinde gördüğü hüzün diğer taraftan, Sadako'nun her daim omuzlarındadır. Ama O, yine de pes etmez, kokeşi bebeğine bakarak " İyileşeceğim. Ve bir gün, rüzgar kadar hızlı koşacağım, " der. Her geçen gün turna kuşlarını yapmaya devam eder, taa ki son katladığı 644. turna kuşu kadar.. Sonrasında hayata gözlerini yumar.. ....... Çocuklar ölmesin......
Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu
Sadako ve Kağıttan Bin Turna KuşuEleanor Coerr · Beyaz Balina Yayınları · 202110,4bin okunma
Reklam
644 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
İncelememe başlamadan önce iyinin ve kötünün savaşı olan
Cennetin Doğusu
Cennetin Doğusu
kitabını okumama vesile olan hocam
Mikail Balcı
Mikail Balcı
teşekkür ederim. Cennetin Doğusu, bize 1800’ lerin sonundan başlayarak Amerika’ da Salinas Vadisi’ nde yerleşen iki ailenin birkaç kuşak hikâyesini anlatıyor. Her insan farklı bir dünya olduğu için Salinas Vadisi aynı zamanda aşk,
Cennetin Doğusu
Cennetin DoğusuJohn Steinbeck · İletişim Yayınevi · 20216,2bin okunma
Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
en büyük saadetler büyük ve acı felaketlerin neticesidir. Mesela Hazret-i Yusuf, Mısır azizliği gibi bir saadete ancak kardeşleri tarafından atıldığı kuyu ve Zeliha'nın iftirası üzerine konulduğu hapis yoluyla nâil olmuştur. Ve keza rahm‑ı maderden dünyaya gelen çocuk, ma'hud tünelde çektiği sıkıcı, ezici zahmet neticesinde dünya saadetine nâil oluyor. RN-Şualar/644
Refika-i hayatına muhabbetin, madem hüsn-ü sîret ve maden-i şefkat ve hediye-i rahmet olduğuna bina edilmiş. O refikaya samimî muhabbet ve merhamet edersen, o da sana ciddî hürmet ve muhabbet eder. İkiniz ihtiyar oldukça o hal ziyadeleşir, mes'udane hayatını geçirirsin. Yoksa hüsn-ü surete muhabbet nefsanî olsa, o muhabbet çabuk bozulur, hüsn-ü muaşereti de bozar. Sözler - 644
Reklam
Bu yüz elli kilo olmak için bir yarış olmalı :)
~ Bu kısa gezintiler bir yana, günün yaklaşık 23 saati, haftanın 165 saati, ayın 644 saati Bayan Hincher yatak örtüsünün altındaydı. Kahvaltısını yatağında yaptı, öğle ve akşam yemeklerini yatağında yedi. Kitabını yatakta okuyup örgüsünü yatakta ördü; bütün güncel gazete ve dergiler, yün yumakları ve numaralı örgü şişleri elinin altındaydı. ~
644 syf.
10/10 puan verdi
Cennetin doğusuna gelicek olursak 644 sayfalık bir kitap olmasına rağmen dilinin akıcı olması muhteşem ve her karakterde kendimize ait parçalar bulduk , okurken iyiyi daha çok benimsemiş olabiliriz ama kötülüğünde birazını kabullendik ve aslında hiçbir karaktere tam sahip olunamadığını da gördük. Ne tam iyi ne de tam kötü … Doğamız gereği mi kötüydük yoksa en başından beri mi ? Ya da iyi ? Kitap en başta gözümü her ne kadar korkutsada hikayeye daldıktan sonra bir türlü sayfalarını çevirmeyi bırakamıyorsunuz . Kaldı ki John Steinbeck bahsettiği gibi ‘’Hep bu kitabı yazmak istedim, bu kitabı yazabilmek için çalıştım, bu kitabı yazabilmek için dua ettim.” sözlerinin hakkını vermiş .
Cennetin Doğusu
Cennetin DoğusuJohn Steinbeck · İletişim Yayınevi · 20216,2bin okunma
Hz. Ömer 644'te, kendisiyle şahsi meseleleri olan İranlı bir suikastçı tarafından katledildi. Birçok açıdan Hz. Ömer hilafetin kurucu babası olarak görülebilir. Hz. Ebu Bekir ile birlikte, kendisinin bu unvanı aldığına dair dönemine ait doğrudan bir kanıt bulunmamakla birlikte, Arap kaynaklarının hepsi ittifak halinde Hz. Ömer'in bu unvanı kullandığını söyler. Hz. Ömer pek tabii ki meşhur bir kimseydi. Bir Arap, Batı Arabistan'da kendi ismini taşıyan bir duvar yazısını tarihlendirmek istediğinde herhangi bir resmiyete veya açıklamaya başvurmadan Ömer'in öldüğü sene diye yazardı.7 Hz. Ömer'in ünü Sünni İslami gelenekte büyük kanun koyucu, dürüst ve müsamahasız, hükümdarlar ve kumandanlar arasındaki aşırılığı veya gösterişi cezalandırmakta hızlı olarak yaşamaktadır.
Müminlerin emiri Hz. Ömer [radıyallahu anh] (v. 23/644) şöyle buyurmuştur: “İnsanlardan bahsetmekle kendinizi meşgul etmeyin. Zira bu beladır. Allah Teâlâ’yı zikredin. Çünkü bu rahmettir.”
Sayfa 304 - İbn Ebü’d-Dünyâ, Zemmü’l-Gıybe ve’n-Nemîme, 1/22 (nr. 58)
Reklam
Şimdiki Irak'ta, Fırat'ın batısındaki çölde yaşayan Arap kabileleri İranlılarla eskiden beri düşmandı ve gerilerinde soydaşları eliyle yükselen İslam'ı gönüllü olarak kabullenerek geniş bir destek alacaklarına inandılar. Böylece Halife Ebubekir (632-634) döneminde başlayan Sasanîlerle çatışmalar en baştan yakındaki Arapların destek ve rehberliğine haiz olmuştu. 635 yılında Buveyb'deki Köprü Savaşı'nda yaşananlar, Halife Ömer'in (634-644) dikkatini bu tarafa çekti ve Yermük zaferinden sonra rahatlayan Suriye'deki İslam ordularının bir kısmını da buraya kaydırıp Sa'd bin Ebî Vakkas'ı komutan tayin etti. Rüstem Ferruhzad idaresindeki Iran ordusu, sonra Küfe'nin kurulacağı mevkiye yakın bir yerde bulunan Kadisiyye kasabası yakınlarında, Fırat kenarında Araplarla karşılaştı. Dört aylık bir bekleyişten sonra meydan savaşı başladı; İslam orduları kalabalık İranlılar karşısında müşkül durumda olsalar da üç veya dört gün süren savaş, son gün Suriye birliklerinin yetişmesi sayesinde Müslümanlar lehine döndü ve bizzat Rüstem savaşta öldürüldü (637). Bunun ardından halifenin emri üzerine Sa'd hemen yakında, Dicle üzerinde bulunan Sasanî başkenti Medain'i (Rumlar Ctesiphon der) kuşattı. Bir yıldan fazla sürdüğü anlaşılan kuşatma, içerdeki nüfusun açlık ve salgınlara dayanamaması üzerine fetihle sonuçlandı ve Araplar Yezdigerd'in kısa bir süre önce yakınları ve tüm hazine ile terk ettiği şehre muzafferane girdiler.
Sayfa 22 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
Aslında İslam'da müphemlik krizlerine tamamen belirsizliği ortadan kaldırarak tepki verme girişimleri de yok değildi. Rivayetlere göre, 644-656 yılları arasında hükmeden halife [Hz.] Osman (ö. 656), Kur'an metnini düzeltmeye yönelik İslam beldelerine genelge göndererek bir girişimde bulunmuştu.
Neredeyse istisnasız şekilde, Hz. Muhammed'in vefatından sonra onu dört halifenin, Hz. Ebu Bekir (632-4), Hz. Ömer (634-44 ), Hz. Osman (644-56 ) ve Hz. Ali'nin ( 656-61 ) izlediği nakledilir. Söylendiğine göre, bu dört karakter hakkında farklı fikirler vardır. Çoğunluğa göre, bunlar konuşmaları ve davranışları ile diğer bütün Müslümanlar tarafından gözlenmesi ve gıpta edilmesi gereken saygıdeğer şahsiyetlerdir. Fakat bazıları da ilk iki halifenin, Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer'in gerçekten harika oldukları halde üçüncü halife Hz. Osman'ın devri sırasında, kendisinin şahsi yanlışları sebebiyle işlerin yanlış gitmeye başladığını ve düzenin ancak Hz. Ali'nin halife olmasıyla sağlanabileceğini düşünür. Başka bir grup ise Hz. Ebu Bekir'in, Hz. Muhammed'in gerçek varisi olan Hz. Ali'nin haklarını gasp ettiğini, Hz. Ömer ile Hz. Osman'ın da gayrimeşru şekilde yönetimi ele geçiren suçlu kimseler olduğunu ve yanlış davrandıklarını ileri sürmektedir. Gerçek hilafet her zaman Hz. Ali'ye aitti ve sadece onun zamanında, kısa bir süreliğine işler düzgün gitmişti. Bu fikir farklılıkları Emeviler (661 -750), Abbasiler (750-1258) ve hilafette hak iddia eden diğer devletlerde de devam etti.
Kız çocuğunun adı Sadako Sasaki’ydi.Hiroşima’ya bomba atıldığında sadece bir yaşındaydı. Atom bombasının tesiriyle lösemiye yakalanmıştı. Çocuğa bir büyüğü “ hasta olanlar kağıttan 1000 tane turna yaparlarsa, tanrılar onlara sağlık verir.” demişti. Minik çocuk bunu duyunca kağıttan turnalar yapmaya başlamış kanatlarına da “huzur” yazmaya koyulmuştu. Turnaların bütün dünyayı dolaşabileceklerini, gittikleri her yere huzur götürebileceklerini hayal ediyordu. Ama tam 644. turnayı katlarken öldü minik kız. Nazım Hikmet şiirinde Sadako Sasaki’ nin yedi yaşında olduğunu, ses uyumu olduğu için yazmıştı. Aslında Hiroşimalı çocuk, hayatını 11 yaşında kaybetmişti.
Sayfa 366 - DestekKitabı okudu
448 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.