PERS SULTANI İKİ ADAMI ÖLÜME MAHKUM ETMİŞTİ
😳😳🙄🙄🤨🤨
Pers Sultanı iki adamı ölüme mahkum etmişti. Sultanın atını ne kadar sevdiğini bilen adamlardan bir tanesi sultana, hayatını bağışlarsa bir yıl içinde ata uçmayı öğreteceğini söyledi.
Kendini dünyadaki tek uçan ata binerken hayal eden sultan bunu kabul etti. Diğer adam inanamayan gözlerle arkadaşına baktı. "Atların uçamadığını biliyorsun. Nasıl olur da böyle delice bir fikirle çıkabildin ortaya? Yalnızca kaçınılmazı geciktiriyorsun o kadar."
"Pek değil," dedi birinci mahkum. "Kendime dört özgürlük şansı veriyorum. Birincisi sultan bu yıl ölebilir. ikincisi ben ölebilirim. At ölebilir. Ve dördüncüsü... Belki ata uçmayı öğretebilirim!"
Robert Greene, Power (Türkçe baskısıyla iktidar kitabı)
Bir engel ile karşılaştığımızda zaman zaman çözümsüz kaldığımızı hissederiz. Oysa konuya daha geniş çerçevede baktığımızda çözüm bulma ihtimalimiz artacaktır. Belki, ata uçmayı öğretmek de dahil her şeyi düşünmeliyiz..
Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın!
Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla!
Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde!
Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum!
Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda!
Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında!
Hiç bilmiyorum! Hayat taviz vermediği hızı ve kavgasıyla akıp gidiyor!
Abdülhamit zamanında yaşanmış bir olaydır .
"Esat Paşa kızını Sakal Ahmet Paşaya verir . O ince narin nadide kız evliliği boyunca çocuk sahibi olamaz . Eşi bir baska kadınla evlenir üst-üste çocukları olunca Enisa artik kendi içinde kaybolan bir kadındir . Zira ne baba evine dönebilir ne koca evinde bir gölgeden farkli olabilir .
Bir gece Abdülhamit'in inşa ettirdiği opera salonunun sahnesinde ince zarif bilekleri kesilmiş bir kadın cesedi bulunur . Enisa... tum saray yasa bürünür .
Bu elim hadiseden sonra sergilenen italyan operalarından La Traviata'nın sonu Abdülhamit üzerine değiştirilir . Zira operanın sonunda başrol oyuncusu veremden ölüyordur. Ama Enisa'nın üzüntüsünü hatırlamamak icin kadin tedavi ile iyileşir. Mutlu son ...."
Her şeye karşıcılar icin söyleyeyim hic bir kimseyi övmek yada yermek adına anlatmadım bu hikayeyi . Biraz düşünelim istedim . Operanın sonunu degistermeye muktedir birileri vardir ama insanin kaderi kendi yaptıklarıyla yazılır. Ne çare ki bir-çok insan hayatlarına yapılan müdahale ile kendi hayatları için de kaybolurken cok az kişi hayatinin dizginini eline alıp kaybolanlar arasından kurtulabilmistir .
Ya siz kaybolanlardan ( buna siz nasıl isterseniz, siz bilirsiniz' farketmez diye başlayıp tartismalarin etkisiz elemanı kararların çekimser oyu ortamların onaylayan insanı olmakta diyebiliriz ) misiniz ? Yoksa hayatım benim diyebilenlerden mi ?
Her insanın kendince seçtiği ve erişmek için çabaladığı idealleri ,onun bugünkü davranışını etkiler ve o insana özgü ruhsal süreçlerin oluşmasına yol açar .