Bizde maalesef iki asırdır bir kendisi olamamak sorunu var. Bu sorunun altında kendisiyle ilgili şeyleri öğrenmemek, değer ve önem vermemek yatıyor. Kendisi olamamak sorunu aslında bir "kişilik" sorunu. O yüzden kişiliğimiz zayıf. Yeri gelince şöyle, yeri gelince böyle davranıyoruz. İkiliyiz, ikircikliyiz, ikiyüzlüyüz. Öz, özden, özgün ve özel bir kişiliğimiz yok.
Kendimizi net tanımlamadan dünyadaki başka kültürleri, medeniyetleri, siyaseti, ticareti, bilimi, sanatı anlayamayız. Kendimizden cahil olup da dünya hakkında âllame olamayız.
Karanlık ortaçağ Müslümanlar olarak bizim ortaçağımız degil. Müslümanlık da aydınlanmacı anlayışın karşı çıktığı tahrif edilmiş Hristiyanlıkla bir değil. Böyleyken İslâm'ın şu veya bu alanda hayata müdahil kılınması gayretine "ortaçağ zihniyeti", "ortaçağ karanlığına dönmek" diye karşı çıkılması, dehşetli bir aydın cehaletine yahut aydın karanlığına işaret ediyor.
Bir dîdede kim nûr-i hakîkat ola eyler
Âyine-i emr üzre ferdâyı temaşâ
Bursalı Tâlib
(Bir gözde hakikat nuru varsa,
Olaylar aynasında geleceği seyreder.)
Hiçbir şeyin farkında olmayanlar ise edepsizliği hürriyet zanneder, kendi menfaati için başkalarının hakkını yemeyi akıllılık sanırlar. Ne büyük bir aldanış!
Ey Rabbimiz!
Bizi kâfirden merhamet bekleme zilletinden tez zamanda rahmetinle kurtar.
Bize dinine layık olma, mazlumlara ümit olma gücü ver.
Senin, dininin, insanlığın düşmanlarını bizim elimizden kahr u perişan eyle.
Rabbimiz!
Biz kendimize zulmettik; gafletimizi, dağınıklığımızı bağışla, bizi affet.
Bu sefil hayatı temize çekecek şehadet bahşeyle.
Masum sabilerin tertemiz kanı hürmetine.
Amin yâ Kavî, yâ Muîn, yâ Vekîl...
Bugünün medenilik iddiası hakikaten çocukca. Daha geçen asrın ilk yarısında, baştaki masalı anlatanlar yani aslında yeryüzünün vahşileri birbirinin gırtlağına sarılıp sadece iki savaşta yaklaşık 100.000.000 (yazıyla yüz milyon) insanın kanını akıtmadı mı? Güçlerinin yettiği her yeri sömürüp, yağmalayıp, milyonlarca insanı ölüme, sefalete mahkûm etmedi mi? Afrika'da, Afganistan'da, Bosna'da, Irak'ta, Suriye 'de, Filistin'de ne oldu, ne olmakta?
SABAHATTİN AYDIN