Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Abdullah

Abdullah
@Abdllh30
Yel esiyor ama değirmen dönmüyor,kuraklık bu adın ekmeğe dönüşmüyor.
Ey nefsim! Kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki: "Fâniyim, fâni olanı istemem. Âcizim, âciz olanı istemem. İman ve Küfür Müvazeneleri - 92
Reklam
Eğer Allah'ı buldunsa Bütün eşya senindir gör. Eğer Mâlik-i Mülk'e memluk isen Onun mülkü senindir gör. İman ve Küfür Müvazeneleri - 92
Beni dünyaya çağırma Ona geldim fena gördüm. İman ve Küfür Müvazeneleri - 91

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hakikî mahbub, hakikî matlub, hakikî maksud, hakikî mabud; yalnız odur. İman ve Küfür Müvazeneleri - 90
Güzel değil batmakla gaib olan bir mahbub. Çünki zevale mahkûm, hakikî güzel olamaz. Aşk-ı ebedî için yaratılan ve âyine-i Samed olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli. Bir mabud ki, zevalde defnoluyor; onu çağırmam, ona iltica etmem. Çünki nihayetsiz muhtacım ve âcizim. Âciz olan, benim pek büyük derdlerime deva bulamaz. Ebedî yaralarıma merhem süremez. Zevalden kendini kurtaramayan nasıl mabud olur? İman ve Küfür Müvazeneleri - 86
Reklam
Güzel değil batmakla gaib olan bir mahbub. Çünki zevale mahkûm, hakikî güzel olamaz. Aşk-ı ebedî için yaratılan ve âyine-i Samed olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli. İman ve Küfür Müvazeneleri - 85
Eğer sen, fâni vücudunu, o vücudu sana veren Hâlıkın yolunda feda etsen, bal arısı gibi olursun. Hadsiz bir nur-u vücud bulursun. Hem feda et. Çünki şu vücud, sende vedia ve emanettir. Hem onun mülküdür. Hem o vermiştir. Öyle ise, minnet etmeyerek ve çekinmeyerek fena et, feda et; tâ beka bulsun. Çünki nefy-i nefy, isbattır. Yani: Yok, yok ise; o vardır. Yok, yok olsa; var olur. İman ve Küfür Müvazeneleri - 84
Eyvah! Aldandık. Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi' ettik. Evet şu güzeran-ı hayat bir uykudur, bir rü'ya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi, bir rüzgâr gibi uçar gider... İman ve Küfür Müvazeneleri - 83
Senden ayrılan ve sana ait olmayan şeylerle manasız uğraşma ve geçici işlerine bağlanıp boğulma." gibi zahir hakikatlarla dünyanın iç yüzündeki esrarı gösterip dünyadan müfarakatı gayet hafifleştirir, İman ve Küfür Müvazeneleri - 75
İnsan-ı mü'mine nur-u iman ile gösterir ki: Mevt, i'dam değil; tebdil-i mekândır. Kabir ise, zulümatlı bir kuyu ağzı değil; nuraniyetli âlemlerin kapısıdır. Dünya ise, bütün şaşaasıyla âhirete nisbeten bir zindan hükmündedir. İman ve Küfür Müvazeneleri - 74
Reklam
Ey nefsim! Deme: "Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle sarhoştur." Çünki ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peyda ediyor. İman ve Küfür Müvazeneleri - 70
Hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa dünyevî bir lezzette çok elemler var. Bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi hayatın lezzetini kaçırır. İman ve Küfür Müvazeneleri - 61
Eğer tümüyle insanca yaşayamaz durumdaysak,en azından tümüyle hayvanca yaşamamak için elimizden ne gelirse yapmalıyız.
Yerlerde ayaklarını kaybetmiş ayakkabıların yanı sıra,dört bir yana saçılmış torbalar,bavullar,sepetler vardı,insanların artık sonsuza dek kaybettiği son zenginliklerdi bunlar,şimdi herkes bulduğunun kendisine ait olduğunu söyleyecekti.
Çünki zarara rızasıyla girene merhamet edilmez ve lâyık değildir. İman ve Küfür Müvazeneleri - 58
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.