Düşmana karşı koymak paraya dayanır. Paraya sahip olan, dünyaya hâkim olur. Kardeşim sen şimdi, istersen paralarını sakla, istersen günah yerlerinde harca, istersen de ahiret için harca.
Müslüman olduğumuza bin şahit ister. Zina, kumar, içki, faiz hepsi var. Emanet, diyanet, istikamet ancak dillerde. Hristiyanların bile utanıp yapamadıklarını, biz şimdi sokakta yapar olduk. Yavaş yavaş baştan örtüyü, ayaktan çorabı çıkardık. Haya denen o büyük duygu elden çıkmış durumda. Hayanın bulunmadığı yerde imanın bulunmayacağı tabiidir.
Kültürlerini aşılamamışlar mıdır? Modalarını, örf ve adetlerini getirmemişler midir? Kalemizin içinden fethedildiğini anlayamayacak mısın? Şimdi bize düşen, kendimizi bu esaretten kurtarmak için cihada sarilmaktır. Aynı yolla mücadele verip maddi ve manevi hürriyetimizi kazanmaktır. İyice düşünelim, ecdadımız niçin can vermişlerdir?
Yakın tarihimizde kardeşi kardeşe kırdıran, memleketi kan gölüne döndüren el, kimin eliydi? Bu el, muharref kitabına uyan Yahudi'nin elidir. Bakınız muharref kitabında ne diyor; "Herkes kardeşine karşı ve herkes komşusuna karşı, şehir şehire karşı, ülke ülkeye karşı cenk edecekler." Bu emre uyan karanlık emelli kişiler sistemli bir organize ile, kardeşler arasında önce düşünce ayrılığı ve zıt fikirlerin ortaya atılması, sonra bunlara taraflar bulunması ile başlatılmış ve basın yoluyla alevlendirilerek kardeşi kardeşe kırdırmaya başlamışlardır.
İslam dinine göre insan, doğuştan masumdur. İslam fıtratı üzerine doğar. Suçluluk irade işidir, kişiseldir, veraset yoluyla intikal etmez. İradeye dayandığı için de sorumluluk vardır.
1928'de Sovyetler başkanı bir yahudi devleti kurulması yolunda karar alındığı: 1936'da Moskova'daki mason locasında bu yahudi devletinin Filistin'de kurulmasına sonucuna varıldı.
Filistin'de kurulan İsrail devletinin temeli 1936'da Moskova'da atılmış ve 1948'de İsrail kurulmuştur. İsrail'i ilk tanıyan devlet de Rusya olmuştur.
Rus komünist gençliğinin, masonların localarda aldığı kararların gerçek hayatta uygulayıcısı, davacısı ve takipçisi olduğu kaynaklarda bildirilmektedir. Bu idealin gerçekleşmesi için bu gençliğe ve aynı idealdeki dünya gençliğine her zaman ve her yerde (yahudiler) yardımcı olmuşlardır.
Türkiye'ye sinemayı İlk defa, Rumen uyruklu Polonyalı bir yahudi olan Sigmund Weinberg sokmuştur. O zamandan beri Türkiye'de sinema hiç bir zaman Yahudilikten uzaklaşmamıştır.
Eski TRT genel müdürü İsmail Cem ipekçi yahudi asıllıdır.
İsrail'de devlet, kelimenin tam anlamıyla dini bir devlet durumundadır. 3 milyon nüfuslu İsrail'de, Türkiye'deki dini okulların iki katı dini eğitim veren kuruluş vardır.
Muharref Tevrat'ta nesiller boyu kin, vahşet ve katliamlara yol açan ibareler vardır.
Filistinliler, Tevrat'ta tarif edildikleri şekilde parçalanmaktadırlar: "Ele geçen her adamın gövdesi delik deşik edilecek ve tutulan her adam kılıçla düşecek."
Hristiyan ve İslam Peygamberlerini, kesinlikle peygamber olarak görmezler. Onların bu inancı muharref Tevrat'ın telkinidir: Ve o peygamber, yahut rüya gören öldürülecektir." Bunların geçmişteki sonucu şöyledir:
1- Hz Zekeriyanın şehit edilmesi.
2- Hz Yahyanın şehit edilmesi.
3- Hz İsa'nın öldürülmesi. (Öldürdük sanıyorlar)
4- Hz Muhammed'i zehirleme teşebbüsleri. Hz Muhammed hastalandığında: "Yahudilerin o zehiri..beni bitiriyor, içimde her damarın yırtıldığını hissediyorum." buyurmuştur.
Sanayileşmiş ülkeler, zaman zaman ortaya çıkıp boy gösterisi yaparak, geri kalmış ülkeleri eziklik psikozu içinde çökertmeye çalışmaktadırlar. Kültürlerine, uygarlıklarına, yaşayışlarına ve tüm gidişatlarına özendirmeye çalışmaktadırlar.