Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alperen Akarslan

Alperen Akarslan
@AlperenAkarslan
Gidiyorum gündüz gece… düştüm bir dünyaya yol belli değil yatarım yatarım gün belli değil.
En eski Sümer şehirlerinin bile sularla korunmadıkları kanıtlanmıştır. Bu durum, ilk şehir yapımcılarının henüz bir savunmaya ihtiyaç duymadıklarını ortaya koyar. Buna karşın, Gılgamış’ın Uruk şehrinin nöbetçi kuleleri ile donatılmış duvarlarla çevrili olduğunu biliyoruz. Bu, “ Enmerkar ile Aratta’nın Efendisi” destanı ve çivi yazısı tabletlerinin de gösterdiği gibi, Sümer şehirleri arasında rekabet savaşlarının başladığına işaret eder… ilk şehirler savunma amaçlı olmaktan çok, İş ortaklığının mekanıydılar. bu yüzden de Avrupa’daki eski tarım şehirleri ile belirli bir benzerlik gösterirler.
Reklam
Sümerler için tufandan sonra esaslı bir şey meydana gelmiş, Krallar ölümsüzlüklerini kaybetmişlerdir. Onlar artık şehir tanrısı ile özdeşleşen rahip beyleri değillerdir. Etkilerinin esas ağırlığı dünyevi konulara kaydığından, rahipsel masumiyetlerini kaybederek ölümlü hale gelmişler ve insanların arasına karışıp insan olmuşlardır.
Kazma ve kürek olmadan, yani arkeoloji olmadan Mezopotamya’nın erken dönemi muhtemelen tamamen gizli kalacaktı. Keza erken Sümer yazısı çözülmeseydi, insanların yaşantısı da sadece bir mitos olarak kalacaktı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bugün arkeologlar, Mezopotamya’da devasa su baskınları olduğunu, ama bunun bir “ tufan” olmadığını söylemekle, aslında Wooley’in söylediklerinden başka başka bir şey söylememektedirler…. Diğer taraftan doğa olayları abartılıp mitolojik yorumlarla harmanlandıktan sonra, Sümer ve babil edebiyatında geniş bir şekilde yer aldığını biliyoruz. Bölgede kanallar açılmadan önce, erken Mezopotamya‘yı sıklıkla etkileyen büyük sel baskınlarından biri tufan söylencesine neden olmuş olamaz mı?…
Bugüne kadarki veriler ışığında, yazının gerçekten Uruk’ta icat edilmiş olduğunu kabul edebiliriz.
Reklam
Sümerolog zaten çalışmasının ilk evresinde özenli bir kopyacıdan başka biri değildi ve bunu yaparken sahip olduğu en önemli araç bir büyüteçden ibaretti.
Sümer kültürünün yaygınlığının kanıtı olan Sümer çivi yazılı tabletlerin buluntu alanı, Indus Vadisi’nden el Amarna’ya, iran’ın Körfez Adaları’ndan Romanya’daki Tartaria’ya kadar uzanır. Anadolu ve Suriye’de süren kazılar, şehir yerleşimleri ile ön Orta Doğu erken kültürünün sadece Mezopotamya‘nın güneyi ile sınırlı kalmadığını göstermektedir. Sümerlerin Tasviriyle ilgili bilgilerimiz, Mitsel mozaiklerden ve destanlardan, yavaş yavaş yavaş bütünlük kazanan tarihten oluşmaktadır. Bunun dışında bir fikrimiz yoktur.
M.Ö. 4. bin yılının Sümerler ile ilgili bilgilerimiz kazı buluntularından, arkeolojik kombinasyon ve sonraki erken çağ ile ilintili çivi yazısı metinlerinin yorumundan ibarettir.
Barış, huzur ve düzen için her zaman ortaya konulan arzu ilk kez buradan sesini duyurarak, dünya literatürüne girmiştir. Bu, insanlığın kaybettiği cenneti ile ilgili sonsuz düşünü dile getirişidir.
Cenneti bir ada gibi tasvir eden … düşünce nereden gelmektedir?
Reklam
Mezopotamya’da insan anılmadan önce, uzun süre tanrılardan söz edilmiştir… Aslında bu, onların tanrılardan söz ederlerken aynı zamanda yaşamdan bahsettikleri anlamına da gelmekteydi. Sümerler için tanrı ve tanrısallık düşüncesi, canlı olmak olmakla bağlantılıdır rastladığı her şey onun için canlıdır…
Sümer şehirleri ile birlikte tanrıların gücü ve nüfuzu da gelişti… tanrılar ve şehirler birbirine tamamen bağımlıydı.
Akad mitosu, yaşamın ilk kaynağını, ırmak ve okyanusun yani tatlı suyuyla tuzlu suyun birleşmesi olarak gösterir. İsa öncesi 3. bin yılın Mezopotamyaları bu anlayışlarıyla, aynı şekilde suyu yaşamın kaynağı olarak algılayan modern pozitif pozitif bilimlere yaklaşırlar.
İnsanlar, güçlerine ve kadere hükmettiklerini bildikleri için onlardan yardım diler ve kabul edilip edilmeyeceğini bilmedikleri halde kurbanlar sunarlardı. Tanrıların başlangıçtan beri dünyaya hükmettiklerine dair inanç, aynı zamanda onların güçlerinin hesaplaamaz olduğu inancını güçlendirdi.
Uygarlık için ilk dürtü sosyalleşmeydi ve bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştı. Onun hayali şekli, tanrı olarak adlandırıldı. Tanrıya boyun eğildi ve onunla yaşam sağlandı . Mezopotamya tarihini onunla anlamak gerekmektedir.
254 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.