“Hayatımıza tat veren derin zevklerin hakiki yaratıcısı olan insan zekasının halis bir mahsulü olduğu için kitap, tabiattan büsbütün ayrı, ondan daha lezzetli ve ondan daha dinlendiricidir.”
İnsan zekâsı, tabiatın içinde değil, tabiatın yanında, ayrı bir kuvvettir. Tabiatı beğenmediği için değil midir ki insan zekâsı; şiiri, mimarîyi, musikiyi, raksı ve onların yanında büyük, küçük şu bir sürü hayat sanatlarını yaratmıştır.
İnsan, hayatının tatsızlığından ve etrafında görüp bıktığı şeylerin o yorucu aleladeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar. Bu itibarla seyehat “harikulâdelikler avı” demektir.