“Sefaletin utanç olmadığı şehirler gördüm. Bencilliklerin birer apartman gibi yükseldiği ve şereflerin çamurlara düştüğü şehirler gördüm. İnsanlar birer sel gibiydi caddelerinde. Hiç kimse ne aradığını bilmiyor, ne yaptığını anlamıyordu. Balolarda, şölenlerde kötü bir oyundu yaşamak. Kadınlar elmaslarıyla ölçüyordu güzelliklerini. Erkekler banka cüzdanlarıyla değerliydiler…”
Gelme diyecektim, geldim. İyi ettim geldiğine. Nerdeyiz? Bir şehir yanıyor, dikkat et. Tutuşabiliriz, işte ilk ateş gözlerine düştü, sonra dudaklarına, saçlarının arasına kıvılcımlar doldu ışıl ışıl.
Yanıyorsun, yanıyorum, yanıyoruz.
Aramakla yetinsek bunlar gelmeyecekti başımıza. Ymemnunum. İyi ettin geldiğine. Taş olup kalmaktansa, ağaç olup yanmak iyi. Ellerini ver, ellerini. Öpüşmeye susadım. Tırnak uçlarından öpmeye başlayacağım seni. Titreme, yanıyorsun.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Aşka Dair Nesirler, büyük bir aşk ve bağlılıkla yazılmış. Kitap şairin sevdiğine yazdığı şiirlerle başlanmış yine sevdiğine yazdığı mektuplarla bitirilmiş. İçerisinde aşkın yaşattığı veya yaşayabileceği her türlü duyguyu bulabileceğiniz mısralarla dolu bir kitap. Başta şiirlerler ve sonrası yazılan ve sahibini bekleyen mektuplardan oluşuyor.
Ahhh aşk sen nelere kadîrsin diyorsunuz.
“Aramak... Ömür boyunca aramak... Yalnız seni aramak... Paslı teneke kutularda, küf kokan dolaplarda, çerçevelerde, tenhalarda, ağaç diplerinde, sonra vapurlarda, trenlerde hep seni aramak.”
“Sen hayal gücünle kendine bambaşka bir dünya yarattın. İnsanları olduklarından başka türlü gördün. O insanlar da şimdi sana hiç benzemeyen bambaşka bir sen yarattılar senden!”
“Bir kurt bir geyiği kovalıyordu yüreğimde. Geyik soluk soluğaydı, yorgundu, bitkindi. Karların üzerinde akıp giden bir yıldız gibiydi. Koşuyordu. Koşmak kurtuluş değildi belki, ama bir ümitti. Koşmalıydı.”