50 yıl önce, cehennemin dibinde bir hücrede o olağanüstü günlerde hayatta kalan 7 adam vardı...
Onları kuvvetlendiren şeyler, cesaretleri, iradeleri ve aralarındaki bağdı...
Umutlarını gökkuşağının üzerine koyup, hayatta kalacaklarına ant içtiler
Yazıyı okuyamıyorsunuz artık ama, hayallerindeki şeyler bu ağaca kazınmış şüphesiz...
Sazlıklardan havalanan bir ördek gibi sesin
Ürkek, şaşkın, kararsız duyuyorum
Ve sen bir gökkuşağı kadar güzelsin Rengarenk ve az sonra gidecek, görüyorum
Ve ben yağmurlar altında bir yolcu Islak, yorgun, tutkulu yürüyorum
"Hiç kolay değil." dedi Frodo ve uzun uzun, içinden gelerek güldü. Öyle bir ses, Sauron Orta Dünya'ya geldiğinden beri bu yerlerde hiç duyulmamıştı. Sam'e aniden sanki bütün kayalar dinliyorlarmış, uzun kayalar da üzerlerine eğilmiş gibi geldi. Fakat Frodo onlara kulak asmadı; yine güldü. "Hey gidi Sam," dedi, "seni duymak, sanki öykü yazılmış gibi mutlu etti beni. Ama en önemli karakterlerden birini unuttun: Aslan yürekli Samwise 'Ben daha çok Sam'i dinlemek istiyorum baba. Neden onun konuşmalarını daha çok katma mışlar baba? Ben en çok onu seviyorum, beni o güldürüyor. Üstelik Sam ol masaymış Frodo pek uzağa gidemezmiş, değil mi baba?""
"Aşkolsun Bay Frodo," dedi Sam, "alay etme. Ben ciddiydim." "Ben de ciddiydim," dedi Frodo, "ve hâlâ ciddiyim. Hızımızı alamadık. Sen ve ben. Sam, hâlâ öykünün en kötü yerlerine sıkışıp kalmış durumdayız ve bu noktada birinin şöyle demesi de çok büyük bir ihtimal: "Kapat şu kitabı ar tik baba; daha fazla okumamıza gerek yok."
"Belki de," dedi Sam, "fakat bunu söyleyecek olan ben olmazdım. Büyük öykülerin bir parçası haline gelmiş, olup bitmiş şeyler başkadır.
"Ulusların kralları ile cumhuriyetin imparatorları arasında fark vardır ;ulusların kralları kölelerin efendileridir, ama cumhuriyetin imparatorları özgür kişilerin efendisidir..."