Asiye tekrar paylaştı.
Başkasını incitmemek için incindi ruhumuz
Yalnız ve soğuk; bir isim, bir eski rumuz
Alıştıkça güzelleşen, sevilen bu gerçeği
Bu saatten sonra kaybetmektir korkumuz
Okur Takip Önerileri
...soru hep şuydu: Üretimi kimler yapıyor ve bu üretimden ne kadar alıyorlar? Bunu tahmin edemediğiniz ve çekidüzen vermediğiniz takdirde ayakta kalamazsınız. Bugün de aynı ayarsızlık söz konusudur. Eşitsizlik sistem,21'inci yüzyılda maalesef devam ediyor. Köleliğin bittiğini söylüyoruz ama organ ticaretinin yapıldığı bir dünyada "Kölelik ortadan kalkmıştır!" diyerek nutuk atamaz, övünemezsiniz. Çünkü çok daha rezil ve adaletsiz bir nizam, günahsız insanları mahvetmektedir. Çoluk çocuk ortalarda, gözümüzün önünde perişan oluyor. Böyle bir dünyanın 21'inci yüzyılda adalet, daha iyi bir düzen ve umut getirdiğini bana kimse söyleyemez.
Sayfa 282
Lütfen artık şu uygulamayı insanlar amacına yönelik kullansın. Bu bir kitap uygulaması beğendiğin altını çizdiğin kitaplarla ilgili şeyleri merak ettiğin paylaştığın tamamen kitaba dair bir uygulama. Eş bulma sitesi değil. Şu gereksiz aptallar iğrenç sapkınlıkları için mesaj atmayı kesebilir mi!!!
Türkiye'nin en büyük problemlerinden biri insanların artık ahlaksızca başkasının hakkını yemeyi bile kendi nasibi olarak görmesidir. "Bu bana nasip olarak verildi." diyorlar. Kimse " Ben bu işin adamı değilim" diyemiyor.
Sayfa 269
Umudumuzu Nasıl Koruyacağız?
Toplumun tenkitçi olması lazım. Yönetenleri devamlı takip edip mercek altında tutulması lazım. Buna çok dikkat edeceksiniz ve kendinizde bir ödev olarak göreceksiniz. Küçük insanlarla yöneticiler, küçük menfaatler için aynileşmeye başlarsa orada yolsuzluk, irtikâp,rüşvet, ahlâksızlık düzeni hakim olur. Bu biraz da bezginlikle ilgilidir. Herkes güya kendi gemisini kurtarmaya bakar ama aslında kimse hiçbir şey kurtaramaz. Çünkü fırtına girdikçe artmaktadır. Sizin takanız da o fırtınadan kurtulamaz. Yapılacak iş fırtına ile takanın dengesini tutturmak ve idarecilerin ne zaman ne yapacaklarını kurala bağlamaktır.
Sayfa 257
Enver Paşa, Fevzi Paşa, Kazım Karabekir Paşa; tümü birkaç dil bilirdi. Ama dâhi olan Mustafa Kemal'di. Hümanist eğitimin önünü açmak,sadece yeniye değil eski dünyaya da açılmanın önemini kavramak ve bu yönde çalışmak herhangi bir zekânın işi değildir.
Sayfa 245
Ölçülü bir hayat yaşayın. Tüketmeyen, kirletmeyen bir hayat... Her esen rüzgârda savrulmayacağınız, düzenli bir hayat... Neyi öğreneceğinize, neyi yapacağınıza kendinizin karar verebileceği bir hayat...
Sayfa 239
Düşünürken yalnızlık, yürürken yalnızlık, okurken yalnızlık... Bunda neden ısrar ediyorum? Çünkü okumanın dışında, yalnız kalmaya alışık insanların yaşadığı toplumların üretimi de güçlüdür.
Sayfa 229
Kötülük etmeyi istememek başka,bilmemek başkadır.
Seneca
Türkiye' de kritik yoktur, çünkü bir defa Türkler hâlen kasabalı zihniyeti ve ihtiyadındadır. "Kimsenin tavuğuna kışt demeyeyim," derler;"Sırça köşkte oturuyorum, el âleme taş atmayayım,"derler. Bu kafa efrada ve etrafa pek bulaşmaz. O zaman da toplum ilerlemez.
Sayfa 163
Hissetmek istemediğimiz hislerin biteceği zamanı beklerken asıl hissetmek istediğimiz hislerin bitişine tanık olurduk.
Teknoloji her şeye ulaşamaz. Bunlara sadece insan gözü ulaşır. İnsan gözünün, insan zihninin ulaştığı mesafeye teknoloji henüz gelemedi. İnsan gözü anlar. Bir tür zihindir.
Sayfa 62