Ey geceyi ve kahverengi bir düzeni taşıyan ellerim!
Yüzümün uğultusuyla şaşırtın beni. O karanlık ormanı yangına vurun. Çünkü ben de kaçarken ardımda kalanları yakıyorum.
Ne zaman bitecek içimdeki bu savaş bilmem .
Hayatın kendi doğruları vardı.Benim de kendi doğrularım vardı elbette.Hayatın kendi doğruları acımasızdı benim doğrularım ise çaresizdi onların karşısında.Hayatın doğrularına karşı boyun eğmeye karşı gelmeye çalıştığımdan olsa gerek içimdeki bu boşluk, bu çaresizlik, bu aidiyetsizlik hissi.
"Yani, herkes benden kim olmamı istediyse, o oldum. Artık bunu yapmıyorum. Artık beni kabullenmeyi öğrenmeleri gerekiyor. Bazen bunu dayatıyorum, bazen de sessizce bekliyorum."
İçinde devinip durduğumuz bir yenilgi vaktidir.
Çözümsüz ve ipsizdir, firakî kuyusunda Dünya!
Herkes korkak hecelerle adımlar bir yudum aydınlığı.
Herkese kendi akşamında örtülür pencereler!
Çekildiği siperlerin ardından okşar insan yalnızlığın vedasızca saçlarını.
Bu matemin çılgınlığında buldum seni.
Bu kabullenişin içinde.
Ağız dolusu söyleyeni mi var Güneşin?
Bir günün ortasında doğradılar sessiz sedasız her amanı!
Bin kez kırdılar yaşama hevesimizi uyluk kemiğinden!
Sen misin yoksa o sabah?
Bir yüze sindirilmiş o yetim avlusu!
Kim bastırdı ki şu yağmur ertesi türkülere susamış sevinçlerimizi?
Bin kez kanla yıkadılar zamanı!
Dönüşecek yüzümüz de bu kızıl yenilgi.
Dönüşecek yüzümüz de bu karanlık, bu alaca.
Alnında yaşamak, alnında bir kavga ki sımsıcak!
Hadi bir ölüm vaktidir.
Ecelsiz bir beklemenin güzelliğinde buldum seni
Ama başkasını öldürmek için fazla iyi biriydim. Kendimi öldürmeyi denedim: Sevdiğim insanlar için bir utanç olmaktan ve kendimi aklın yer almadığı bir cehennemden kurtarmak için.
Ben neredeyim, bu dünyanın sevinci, kederi nerde!
Ben neredeyim; yağmur, oluk kaygısı nerde!
Neden dönmeyeyim kendi öz alemime?
Gönül nerede, bu dünyayı seyretmek nerede!
Meleğim, ağustos eylüle hazırlanıyor.
Rüzgarlarda akan zamanın uğultusu
kanıyor sesinin boşluğunda. Sesini özledim. Saçının kokusunu, saçına taktığım çiçeklerin kokusundan daha çok özledim...