Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşe Nur Alagöz

288 syf.
9/10 puan verdi
·
30 günde okudu
İnsan nasıl böyle bir kitap yazabilir, anlayamadım. Çok büyüleyici, çok etkileyici, çok masalsı. Bir Fransız masalı, sıradışı. Hem savaşı, hem aşkları, hem hırsları anlatan. Büyülü gerçeklik örneği olarak değerlendirilmiş ve yayınlandığı zaman çokça ödül almış. Hakkı ödüller ve güzel incelemelerle verilmiş. Büyülü gerçeklik zaten okumayı sevdiğim bir türdü ama kitap bundan çok daha fazlasını içeriyor. Bunu okuyup, sonrasında gerçekliğe dönmek zor.
Gecelerin Kitabı
Gecelerin KitabıSylvie Germain · Sel Yayıncılık · 202280 okunma
Reklam
239 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Macar edebiyatıyla Magda Szabo sayesinde tanışmak büyük bir şans oldu benim için. Son zamanlarda okuduğum her kitabın bir öncekinden daha iyi olması da yine büyük bir şans. Belki de artık kitap seçmeyi öğrenmişimdir. İnsan ilişkilerini, bir insanın her hareketini samimiyetle incelemeyi ve aradaki görünmez bağları anlatan bu kadar iyi bir anlatım okuyacağımı tahmin etmiyordum aslında. Ama Emerenc artık hiç unutmayacağım bir karakter olarak yaşamaya devam edecek kafamın içinde. Kendine has tavrını her ne olursa olsun koruyan, doğru bildiği hayatı inatla yaşamaya devam eden kimi görsem, buruk bir tebessümle onu hatırlayacağım. Normalde bir yazarın kitabından çok zevk aldıysam ikinci kitabı o kadar keyif vermez diye okumaya korkarım ama şimdi bunu kalbimin bir köşesine koyup, diğer kitaplarını da okumaya cesaret edeceğim. O kadar çok sevdim.
Kapı
KapıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20211,249 okunma
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Son zamanlarda okuduğum en iyi kitap.
Son zamanlarda okuduğum en iyi kitap. Ya da en iyi okuma deneyimi. Yazarın anlatımı o kadar muhteşem ki, kafam kitabın içine akıyormuş gibi hissettim. Yani kitap manyetik bir sıvıdan oluşan derin bir nehirmiş de bilincim o nehrin manyetik gücünden etkilenen metaller taşıyormuş gibi kitabı her açtığımda ona doğru çekildim. Yani öne ve aşağı doğru, kitabın içine doğru. İlk iki bölüm ve son bölüm benim için daha etkileyiciydi. Ortalarında biraz, çok az sıkıldım. Sonra sıkıntım geçti. İki günde okunacak kitabı sanırım iki hafta süründürdüm. Madem bu kadar çekiciydi neden o kadar süründürdüm? Bilmiyorum. Tekrar okuduğumda aynı tadı versin diye çizelesi hiçbir yerin altını çizmedim. Biraz abarttım sanırım.
Bütün Günlerin Akşamı
Bütün Günlerin AkşamıJenny Erpenbeck · Can Yayınları · 2020300 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
224 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Zemberekkuşunun Güncesi'nin damıtılmış hali
Murakami'nin kedilerle bir meselesi var sanırım. Her hikayesinde mutlaka bir kedi ve kaybolan bir kadın var. Hikayelerin bende bıraktığı etki hep aynı; ne hissettiğini bilmeden yoğun bir şeyler hisseden/sezinleyen karakterin duygularına şahitlik ederken sayfaların akışında kendini kaybetmek. Japon kültürü mü, yoksa kendi deneyimleri mi yalnızlık duygusunu bu kadar iyi aktarmasına sebep oluyor bilmiyorum ama kitabında okuyucuyu yalnız bir karakterin kafasına ve ruh haline büründürmeyi çok iyi başarıyor. 200 sayfada okuyucuya böyle yoğun hisler aktarabildiği için gerçek bir sanatçı olduğunu düşüyorum.
Sputnik Sevgilim
Sputnik SevgilimHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20165,7bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Mine Söğüt'ten okuduğum ilk kitap ve sanırım ilk defa bir kitabı bir günde bitirdim (Nas-Felak eşliğinde :). Kitap cinperilerle birlikte yaşadıklarını düşünen insanların hikayeleri ve bu hikayelerin gerçeklerinden oluşuyor. Cinlerle ilgili kültürümüzün içine yer etmiş pek çok noktaya değinmesinin yanı sıra olayları okuyucunun yorumuna açık bırakması hoşuma gitti. Hikayeler, her ne kadar çocukluk travmalarıyla dolu olsa da olayların dramatize edilmeden aktarılması kitabı iç bunaltıcı bir kitap olmaktan kurtarmış. Hikayelerin kısa ve gerilimli hali okuyucunun merakını diri tutmasını sağlıyor. Bence keyifli bir okumaydı. Konusu, anlatım tarzı ve sonu gerçekten de
Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum
Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum
' u hatırlatıyor. Acaba hangisi diğerinden etkilendi?
Beş Sevim Apartmanı
Beş Sevim ApartmanıMine Söğüt · Can Yayınları · 20226,6bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Niye kitabı yarım bıraktım? Alejandro Zambra'nın dilini sevmediğimden mi? Hayır. Yazma şekline bayıldığım ve hatta çok lezzetli bulduğum kısımlar oldu. Ama beni sürekli tanımadığım insanlarla aynı masaya oturmaya ve hiç alakam olmayan edebi sohbetlere zorluyormuş gibi hissettim. Salah Birsel'in Kurutulmuş Felsefe Bahçesi'ni okurken de böyle hissetmiştim. Onlar sohbetlerinin beni sarmadığını anlayıp rahatsız olmasınlar diye kalktım. Öyle kalabalık masaları kim sever bilmiyorum ama ben yazarla baş başa oturmayı seviyorum, bana ne ondan bundan.
Okumamak
OkumamakAlejandro Zambra · Notos Kitap · 2022124 okunma
120 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Margit Schreiner'den okuduğum ikinci kitap. Yazarın sade anlatımını ve okuyucuyu kafasının içine davet etmesini beğeniyorum. Doğumdan ölüme kadarki süreci güzel bir dille işlemiş, ancak kitabın başından sonuna kadar oldukça karamsar. Yazarla oturup konuşma imkanı bulsam; gerçekten hayatı koca bir hayal kırıklığı olarak mı gördüğünü, yoksa bunun tam tersini ifade etmek için mi bu kadar karamsar yazdığını sorardım. Çünkü yazar, doğumumuzdan itibaren yavaş yavaş öldüğümüzü dile getirirken, ben, bunca çürümenin içinde çok kısa anlar için de olsa mutlu ve neşeli zamanlarımız olduğunu düşündüm. O yüzden bana bu kitabın ana mesajı "belki de bu kısa mutlu zamanlar için koca bir hayal kırıklığının içinde var olmaya devam ediyoruzdur" gibi geldi. Ya pesimist yazarlar gerçekten pesimist değiller, ya pesimist düşüncelerini açık ve dürüstçe ifade ederek diğerlerini pesimist olmaktan kurtarmayı deniyorlar, ya da onlar gerçekten pesimist ve ne bizim düşündüğümüz ne de dünyanın onları nasıl algıladığı umurlarında. Ya da ben gerçekten çok optimistim. Her halükarda "Hayal Kırıklıkları Kitabı" okunası bir kitap.
Hayal Kırıklıkları Kitabı
Hayal Kırıklıkları KitabıMargit Schreiner · Metis Yayıncılık · 2008330 okunma
125 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Lezzetli bir okumaydı. "Bütün gün, ne ettiğimi bilmeden dolaştım. Çoktandır ne yaptığımı bilmiyorum. Ancak böyle dolaşırsam bir şeyler görebiliyorum. Yoksa gözümü dört açsam nafile! Böylece hiç kimseyi, hiçbir eşyayı, hiçbir olayı, dört başı mamur gördüğümü ve duyduğumu iddia edemem. Daha çok işin lüzumsuzunu, teferruatını kılı kılığına görüyorum, duyuyorum da esaslı kısmını kaçırıveriyorum. Beni şahitliğe çağırsalar hapı yuttuğumun resmidir." Kafa ve Şişe, s.89. "Dülger balığının ölüm hali uzun sürüyor. Sanki balık, hava dediğimiz şu gaz suya alışmaya çalışmaktadır. Hani biraz dişini sıksa alışması bile mümkündür gibime geldi. Bu iki saat süren ölüm halini, dört saate, dört saati sekiz saate, sekiz saati yirmi dörde çıkardık mıydı; dülger balığını aramızda bir işle uğraşırken görüvereceğiz sanıyorum." Dülger Balığının Ölümü, s.87
Alemdağ'da Var Bir Yılan
Alemdağ'da Var Bir YılanSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 202110,6bin okunma
103 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Çok yüzeyseldi, beklediğimi bulamadım. Günümüzde hüzün çok farklı sebeplerden kaynaklanabilir. Ancak kitapta yalnızca maddi kayıplar ve bireysel endişelerden kaynaklanan üzüntüye çözüm olarak, dünyanın geçiciliğinden söz edilmiş. Üzüldüğümüz şeylerin üstüne mantıklı düşünürek gereksiz yere kendimize kötülük ettiğimizi anlayacağımız ve akıllı insanlar olarak kendimize böyle eziyet etmenin yararsız olduğu anlatılmak istenmiş. Psikoloji biliminin henüz gelişmediği bir dönemde ruhsal bir durum olan üzüntüye felsefi bir açıdan bakmaya çalışılmış. O yüzden bununla bir başlangıç yapıp psikoloji kitapları ile devam etmek ancak üzüntüden kurtulmaya yarayacak yollar bulmanızı sağlayabilir, yalnız bu kitap değil.
Üzüntüden Kurtulma Yolları
Üzüntüden Kurtulma YollarıYa'kub B. İshak El-Kindi · Benli Yayınları · 2016237 okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kendini tekrar eden verimsiz döngüler içinden kurtulamayanlar için yazılmış gibiydi. Bastian Kalesinin ve çölün gizemli havası hikayeye hoş bir atmosfer katmıştı. Sonlara doğru hayatın sıradanlığını ve insanın beklentilerini, kendini aldatmalarını o kadar açık şekilde anlatmış ki buruk bir hisle okumaya devam ettim. Her kitabı bir diğerine benzetmek onu sığlaştırmak mıdır bilmem ama Oblomov'u anımsattı. Değişim için bir çaba göstermeden hayatına devam etmek ve sonunda onun sana verdikleriyle yetinmek, bu iki kitabın ortak konusu. Her ikisinde de ana karakter yalnız ve toplumdan kendini tecrit etmiş. Ama romanın konusunun yalnızlık değil hayata tutunma mücadelesi olduğunu düşünüyorum. Güzel bir okumaydı.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,2bin okunma
Reklam
96 syf.
7/10 puan verdi
Şiirsel bir monolog
Margit Schreiner'le tanıştığım ilk kitabı oldu. Anlatımı, sade ve akıcı olduğu kadar da samimi. Bu yüzden 90 sayfalık bir kitap için oldukça etkileyiciydi. Kitap hakkında söyleyecek fazla bir şey bulamıyorum, Schreiner'in iç sesini dinlemek güzeldi. Sonrasında ya da öncesinde Tilda Swinton'ın başrolünde oynadığı "İnsan Sesi" filmini izlemek iyi bir tamamlayıcı olacaktır diye düşünüyorum.
Sevmek Dedikleri
Sevmek DedikleriMargit Schreiner · Yapı Kredi Yayınları · 2022236 okunma
344 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Ursula ile uzun zamandır tanışmak istiyordum, sonunda tanıştık. Gerçekten hem böyle sistematik bir politik düşünce (sosyalizm ve demokrasi eleştirisi) hem de böyle güzel bir kurgu her yazarın aynı anda başarabildiği işlerden değil. Ütopya konularından artık çok zevk almasam da bu kitabı sanki bir dostum yazmış da okumam için vermiş gibi mutlulukla okudum. Diğer kitaplarını da okuyacağım, çünkü insanın kaliteli dostlara ihtiyacı var.
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,5bin okunma
210 syf.
·
Puan vermedi
·
29 günde okudu
Hikaye, Çin'in köylerine seyahat eden ve insanların hikayelerini dinleyen bir gezginin yolda yaşlı öküzüyle konuşan bir ihtiyara rastlamasıyla başlar. İhtiyar, yaşlı öküze bazen Kugen, bazen Jiazhen, bazen Youqing, bazen de Fengxia diye hitap etmektedir ve bu durum yolcunun dikkatini çeker. Ona öküzün gerçek ismini sorar ve Fugui olduğunu
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,7bin okunma
282 syf.
7/10 puan verdi
Kitaba inceleme yazanlar ya genelde çok beğenmişler ya da çok abartıldığını düşünmüşler. Kitap bence kötü bir kitap değil ancak yanlış zamanda okunursa, abartılmışlık hissini verebilir. Yazar günümüz insanının en temel probleminin ne olduğunu çok iyi anlamış ve okunabilir bir kitap yazma kurallarının hepsini uygulamış. Okurun ihtiyacı olan ama asla kişisel gelişim kitaplarında okumak istemediği " ben neyim, ne olmak istiyorum, hayatımı ne için harcıyorum/harcadım?" sorularına ne olursan ol mutlu olacağın yerde ve kendin ol yanıtını tüm hikayenin içinde kademe kademe işleyerek vermiş. Nora'nın hikayesinin tüm bu sorularla paralel şekilde ilerlemesi, hepsinin bir bir okuyucuya yanıtlatacak şekilde işlenmiş olması ve yazarın bunu yaparken hikayeden koparmadan yapması vermek istediği mesajın gücünü artırmış. O yüzden okur, gerçekten bu soruları sorduğu bir dönemde bu kitabı okuyorsa ilham bulacaktır. Bunun yanı sıra yazar iki üç sayfada bir bölüm başı yaparak ve hikayenin başka bir kısmına geçerek kitabı daha kolay okunabilir bir hale getirmiş. Bence kitap, yazarın kullandığı teknik ve hikayenin teması sayesinde daha yeni bir kitap olmasına rağmen bu kadar okunan bir kitap olmayı başarmış.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,4bin okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Günümüz yazarlarını takip etmek üzere aldığım bir kaç kitaptan biriydi. Yolculuklara götürmek için ideal bir boyu var. Hikayeler kısa olduğu için çok hızlı okunabilir. Bazı hikayeler gerçekten orijinaldi. Ancak kitabın geneli için aynısını söyleyemeyeceğim, çünkü günümüz modern dünyasının eleştirisini temel alarak üretilen benzer kurgusal içerikleri hatırladım okurken. Ve sanırım yazarın kendisi de bu eleştiriyi alacağını düşünmüş ki, bir bölümde benzer içerik üretimi ve ilham almanın sınırlandırıldığı bir dünya ile ilgili bir hikaye kurgulamış. Bunun dışında okurken sık sık, keşke yazar bu kısa öyküleri büyük bir hikayenin içinde verseydi diye düşündüm. Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ında esas hikayenin kıyısında köşesinde karşımıza çıkan abuk sabuk hikayeler gibi. Çünkü ancak o zaman bir gerçeklikten, olmayan gerçekliğe geçerken duyulan şaşkınlık ve hayranlık oluşabilirdi. Belki de çevirmenlik yapan bir yazarın ilk hikaye üretme denemeleri olduğu için böyle olmuştur. Daha geniş bir hikayenin anlatıldığı bir roman yazarsa tekrar okumak isteyebilirim.
Olmayan Şeyler
Olmayan ŞeylerGökhan Yücel · Kara Karga Yayınları · 202156 okunma
511 syf.
8/10 puan verdi
Uzun zamandır okumayı ertelediğim bir kitaptı. Bastian'ın yolculuğunda istediği her şeye sahip olurken nasıl sahip olduğu herşeyi kaybettiğine tanıklık ettik. Belki çok klişe bir yorum olacak ama gücü elde eden herkesin zamanla nasıl değiştine çok iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. Bu yönüyle, Sineklerin Tanrısını anımsattı. Bunun dışında belki de okuduğum ilk fantastik kurgu kitabıydı. Uzun zamandır seri üretim görsel içerik tükettiğimiz için, görsel içerik verilmeden hayal ederek tasvir etme yeteneğimin ne kadar gerilediğini fark ettim. Pegasus yayınlarından aldığım kitabın bölüm başlarındaki çizimler de bu konuda oldukça yardımcı oldu. Yazarın en sevdiğim yönü, gerçekte olmayan mantıklar kurmasıydı. Örneğin Bastian'ın dilediği şeylerin dilediği anda oluşmasına rağmen geçmişleriyle birlikte var olmaları ve istediği şeylerin aslında olması gereken şeyler olduğu fikri bence çok güzeldi. Pek çok yetişkin okuyucu satır aralarındaki felsefeyi anlamayı tercih etmiş. Bence bunun yerine kendini Bastian'ın yerinde hayal etmek kitabı daha sürükleyici kılacaktır.
Bitmeyecek Öykü
Bitmeyecek ÖyküMichael Ende · Kabalcı Yayınevi · 20092,110 okunma
Reklam
244 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Sosyal bilimler alanında ihtisas yapan herkesin okuması gereken kitaplardan biri. Peter Burke, yalnızca tarihçinin imgeleri nasıl kullanılabileceğini ve bunu yaparken hangi noktalara dikkat etmesi gerektiğini anlatmakla kalmıyor aynı zamanda bir imgenin arkasında kaç farklı anlam barındırabileceği konusunda çok önemli detaylar da veriyor.
Tarihin Görgü Tanıkları
Tarihin Görgü TanıklarıPeter Burke · Kitap Yayınevi · 200321 okunma
189 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap gerçekten sürükleyici. Bir çırpıda okunup bitiyor. Bence bu kitabı tek seferde ya da en fazla 2-3 seferde okuyup bitirmek kitabın lezzetini artıracaktır. Daha önce okuduğum gerilim türü kitaplardan çok farklı çünkü yalnızca gerilimi gittikçe artan olayı değil iç konuşmaları da takip ediyorsunuz. Kitabın başından itibaren ana karakter ile kendiniz arasında empati yapabilecek bir şeyler bulabiliyorsunuz. Kitap sanki hepimizin ilişkilerde yaşadığımız ortak kararsızlıklarına dokunuyor gibi. Bir bireyin kişisel ikilemlerini dinlerken kitabın sonunda aslında o bireyin olmadığını görüyorsunuz. Kibirli bir okuyucuysanız tersten okuma yapıp hikayenin kurgusundaki fazlalıkları bulabilir ya da mütevazi biri gibi davranarak, içimizde yaşattıklarımız gerçekten var mı yoksa uzun süre kendimizi kandırmaktan yaratma kabiliyeti mi edindik gibi sorular sorarak filozofik tatlılar yiyebilirsiniz. Bu sorular her okuyucu için elbette farklılaşacaktır. Ben kitabı beğendim, üstelik filminden çok daha az karanlık. Keşke filminde de uzun bir adam olarak Adam Driver'ı oynatsalarmış.
Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum
Her Şeyi Bitirmeyi DüşünüyorumIain Reid · Hep Kitap · 20161,177 okunma
268 syf.
·
Puan vermedi
·
74 günde okudu
Kitap hakkında çok yorum okuyup başlamıştım, bence siz de öyle başlayın çünkü normal bir akış yok ve sürekli konu değişiyor. O yüzden en azından karakterlerin kim olduğunu öğrenmek yardımcı olacaktır. Bilinç akışı tekniğini görmek için iyi bir örnek ama hiç bir şey okumuyormuşsunuz hissini veriyor. Yalnızca karakterlerin duygularını hissedebiliyorsunuz. Dalgınken okunmayacak kadar konsantre olunması gereken bir kitap yoksa kolayca sıkılıp bırakabilirsiniz.
Ses ve Öfke
Ses ve ÖfkeWilliam Faulkner · Yapı Kredi Yayınları · 20202,402 okunma
·
Puan vermedi
Kitaba büyük bir beklenti ile başlamıştım ama aradığımı bulamadım. Yazarın çok zeki ve farklı çalışan bir kafa sahibi olduğu belli. Ama kendi kafası içinde öyle kaybolmuş ki anlatmak istediği şeyi okuyucuya aktaramıyor. Bölüm sonunda ne anlatmak istediğini anlıyorsunuz ama bir kitabı okumak bu kadar efor gerektirmemeli diye düşünüyorum. Okumak zorunda olanlara kolaylıklar diliyorum.
Tarih: Sondan Bir Önceki Şeyler
Tarih: Sondan Bir Önceki ŞeylerSiegfried Kracauer · Metis Yayıncılık · 201413 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
Küçük ve basit insanların yaşadığı Yukarı Mahalle, bana Miskinler Tekkesi'ni anımsattı. Sokaklarda yaşayan bir kaç arkadaştan birine miras bir ev kalması ve sonrasında gelişen olaylar anlatılıyor. Kahramanların başına gelen olaylar oldukça sıradan, zaten kahramanlar da kahraman değil. Yani yüksek erdem sahibi karakterler ya da büyük olaylar yok kitabın içinde. Bilakis işe yaramaz(!), şarap düşkünü insanların nasıl sürekli perişan oldukları ve bundan pişmanlık duymadıkları anlatılıyor. Günü birlik bir yaşam nasıl olursa öyle yaşanılan ortak bir hayat hikayesi gibi. Gayet sıcak ve samimi. Bazı kısımlarda, insanın kendini kandırmasının ne kadar kolay olduğunu ve hayatın insanın kendine inandırdıklarıyla ne kadar doğrudan bağlantılı olduğunu hissettiren olaylara tanıklık ediyoruz. Her zaman okunabilecek, her zaman bir ders çıkarılabilecek bir kitap.
Yukarı Mahalle
Yukarı MahalleJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20182,129 okunma
738 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarı bu kitabıyla tanıdım ve nedense diğer kitapları bunun kadar güzel olmaz ve hayal kırıklığına uğrarım diye başka kitabını okuyamıyorum. Zemberekkuşu'nun Güncesi'ni ise okudum ancak bitirmedim, bitirmeye kıyamadım. Kitabı bitirerek kuyuya son bir kez daha inme fırsatından olmak istemedim. Bir adamın karısının onu terk etmesiyle/gitmesiyle başlıyor hikaye. Kitabın başında her şey olağan ilerlerken birden olağandışı şeyler de olmaya başlıyor. Ama bu olağandışı şeylere öyle çok şaşırmıyorsunuz. Gerçekle gerçek olmayanın karıştığı bu türe büyülü gerçeklik deniyor. Bu akımın bizdeki temsilcisi de İhsan Oktay Anar. Kitaba dair sevmediğim şey ise yazarın farklı hikayeleri anlatırken konuyu çok uzatması ve esas hikayeden fazla uzaklaşması oldu. Bunun dışında çok hızlı ilerleyen bir kitap. Dili ise oldukça sade ve akıcı, çok kalın bir kitap olmasına rağmen kısa zamanda tükeniveriyor. Aynı zamanda kitaba ne kadar uzun bir ara vermiş olsanız da kafanızda hikaye devam ediyor. Sanki kitap sizi bekliyor gibi, ama bu bekleyiş öyle dramatik ve yoğun hislerle kararmış değil. Yalnızca orada sizi bekliyor, tıpkı kurulmayı bekleyen bir saat gibi. Abartıyor olabilirim. Ama dümdüz şeyleri sevenler sevecektir.
Zemberekkuşu'nun Güncesi
Zemberekkuşu'nun GüncesiHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20122,432 okunma