Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yarınlar İçin

Panayır-Sur
Yangın,gece yarısı,o hem dişi hem de erkek olan iki yüzlü dev, çırılçıplak soyunup,zengin,yoksul bütün evlerin eş kılıktaki yataklarını,bir bir,ama aynı anda dolaştıktan sonra,yorgun gövdesinin sızılı etini dimlendirmek üzere kendinden geçer geçmez-çöker çökmez yataklara sarmış mahalleyi.
Sayfa 199 - ebyKitabı okudu
Reklam
Panayır ve Sur
Tiyatro oyununda ;hortumla yangın söndürme nasıl yapılırdı.
Sayfa 186 - ebyKitabı okudu
Panayır-Sur
Tapınaklarda,dağın alılmaz olduğu,geçit vermediği söylenir. Bu inancın karanlığı içinde,yüz- yıllar .devrilir gider.Sonunda biri, Yalçın kayalığa tırmanmayı göze alır.Yol çıkınını eline alıp dağa gider,bir daha da geri dönmez. gidenlerin,dağda olup bitenleri kimse bilmez,bilemez, Dağın eteğindekiler, böylece,yıl lar yılı,teker teker dağa taşınıp dururlar.Tek kişi kalmayıncaya kadar.
Sayfa 176 - ebyKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Panayır-Sur
Tanrı,sevinçle sıçradı yerinde.Uçurum bütün güzelliğlyle yeniden açıldı.Derin bir boşlukta uçurum.Şişli,uçsuz bir denizde süslemişti dibini. Bu masmavi,uçsuz su,tanrının gözlerini kamaştırdı.Şimdiye dek su adına görüp bildiği gürültülü çağlayanları,sessiz,da tavuk dereleri,küçük birikintilerden başka bir şey olmayan gölleri düşünerek irkildi Tanrı.Sonra sevinçle bir daha sıçradı uçurumun başında,Uçurumun sisli mavilikler ortasındaki yeşil tepelerini,serin ağaçlarını gösterdi.
Sayfa 154 - ebyKitabı okudu
Panayır-Sur
Hızlı sağanakların etkisiyle boyaları yol yol aşağı(toprağa) akan kan içindeki,binlerce,on binlerce yıldır karanlık,sızıntılı mahzenlerle ete doymuş pas- lı ,yağsız ve parıltıdan yoksun zincirlerle kıskıvrak bağlanıp uçları demli topuklu susmayan, uzun kurbanların altına çırılçıp lak itilen,bayılacaklarına yakın da biber gibi yanan etleri mıncıklanarak sözde insanlığın devamı adına saf bir inatla ama hayvancasına kirleten sarkık memeli,çekik gözlü deniz kızlarının,işlerinden uzun kulaklı korkak tavşanların fırladığı silin dir şapkalarını,boynuzlu,ateş ortasında kuramızı yüzleri sırıtan şeytanlarını yarı belleklerini aşağısını yılanlara yedirmiştir.
Sayfa 138 - ebyKitabı okudu
Reklam
Panayır-Sur
Yataklarımıza kadar sokularak yorganlarımızın altındaki pör-dük gövdelerimizin incecik damarlarında çöreklenen uykularından,gündüzleri çevremizi kuşatan her türlü ağı yu.kendilerini parçalarçasına emip,geceleri,tıpkı bir annenin karanlık odalarda hasta çocuğu için dualar mırıldanarak dinmiş üfleyişlerini onun yüzünden”şifa niyetiyle”durmamacasına gezdirip gibi,ağulu soluklarını incecik kaçak esintilerle üfüren kırlıklardaki otların bir gün bizleri büsbütün yok edecek olan sarhoşluğundan henüz sıyrılamışken kızgın parlamalarla her günlünden daha erken yani anne otların dudaklarının kıpırtılarına engel olamadıkları o esintili saatlerde uyandığımızda çukurları kara yoğun bir dumanla dopdolu bul dük.
Sayfa 131 - ebyKitabı okudu
Panayır-Sur
Çeşmede ellerini uğa uğa yıkadı Sümkürdü.Yüzünü temizledi .Ellerinden çıkan dumana baktı.Ardından arık atla sahibi de burunlarından duman bırak tı Yorgun kör dumandı bu.Adam hasta haliyle Evine ekmek götürmek için günde 16 saat çalıştı.İş yerinde yangın çıkınca işçi kaçamadı.Yangında yanın- da kul oldu.Çocuklar da anneleriyle ortada kaldı.
Sayfa 78 - ebyKitabı okudu
Panayır-Sur
Kadın açlıktan bayılmış olmalıydı.Kaldırımın kıyısından alıp çiçekliğin otları üstüne yatırdılar.Çocuğu yaşlıca bir adam kucaklayıvermişti. Çocuk yüzünü morarta morarta ağlıyordu.Çıplak kollarını yalnız çantaları ve yüzlerinin boyaları için gezdiren saçları ıslak ıslak taralı kadınlar Çocuk açlıktan ağlıyor dediler.Ama annesi aç olduğu için çoçuğa emdirecek sütü yoktu.Çocuk iki gün sonra açlıktan öldü.
Sayfa 70 - ebyKitabı okudu
Panayır_-Sur
Surların dibinden yola taşmıştı.Her zaman ki gibi,arabadan çok az arabadan çok araba vardı.Pazarlık ederken at sende kalsın derlerdi.Araba çabucak satılırdı.Ata satmak zordu.Arabaların eskiliğini boyamak örtmek kolay oluyordu.Bu alışverişlerde bile hile vardı.
Sayfa 64 - ebyKitabı okudu
Panayır-Sur
Köşesinde dokuma atölyeleri- nin bulunduğu,hani şu sonu ıssız tarlalara çıkan sokağı gittiler.Kimsesiz testicilerin dilsiz çömlekçilerin sokağına. Toprak sokağa,Toprağa içine.Ta içine çıyanların,kırkayakların kaynaştığı içi,anlaşıldı mı…Konuştum işte.Hemde yüzlerce Gülmem hoşunuza gitmedi.Oysa siz istediniz bunu. Duvardan yana döndüm. Yemeği bile aklıma getirmiyordum.Ayna ise hiç bak mak aklıma gelmiyordu. Yemeği aklına getirse ne yapacaktı.Yiyecekleri yoktu. Aç çalışmaktan halsiz düşmüş ler.Ayakta Durucak halleri kalmamıştı.Kimse kimseye yardım etmiyordu. Çok da dindardılar hem beş vakit namazlarını kılıyor.Hem oruçlarını tutuyorlardı.Her gün bu sıkıntıdan kurtulmak için Allah’a yalvarıyorlardır.O kadar çok çalışmalarına rağmen rızklarına bulamıyordu.Patron da yaptıkları hizmetin karşılığını vermiyordu.Açlık alışacak bir şeyde değildi.Sonra intiharda edemiyorlar.Allah’ın verdiği canı Allah alır düşüncesi yerleşmişti akıllarına
Sayfa 56 - ebyKitabı okudu
Reklam
Panayır-Sur
Kepenk iniyor.Işık sızıyor,yarıya geçti.Altından iki büklüm giriyor bakkal.Çabucağın içinde,orta-lıkta ne bakkal kaldı ne de durak.Yalnız sokak lambaları… Koşar gibi…Yanlızlık bir sinemanın floresanlı ilanı… Köşelerinde kara şapkalı büyük lambaların bulunduğu inişli yokuşlu,bir takım iç sokaklar… Çınar ağaçları…Bir sinema ilanı daha…Bir durak.Yürümeyen her tramvay yüksek duvarları…Koşup duran sokak lambalarıGörültüsü çarçabuk arkalarda kahverengi bir tramvay daha Otomobiller…Pencereler..Çoğu ışık içinde.Pancurlu Parmaklıklı Perdeli perdesiz Çınar ağaçları Tek sıralı.Soldan itibaren saymaya başla.Bir,iki,üç,dört, … sekiz…yirmi beş…otuz altı.Durak kimseyi bulamadığı için durmadı.Yol asfalttan çıkalı beş dakika olmuş Bir ben varım,üç yorgun işçi ve dedikoducu iki Kadın kafa kafaya vermiş.Işıklar bir yanıyor bir sönüyor.
Sayfa 54 - ebyKitabı okudu
Panayır-Sur
Deli;kaçmamalı mıydım?Kaçmasam beni anlarlar mıydı? Manava tartakladığım bir ger- çek olduğuna rağmen göre, hiç sanmıyorum.Üstelik insanlar,yal nız silahsız oldukları zaman iyi dirler.Kafaları saplantınız işler. Her söyleneni saf bir akıl ve mert bir yürekle çözmekte üstlerine yoktur.Ama silahlı olduğu iş değişirKafaları saptan tısız işlemez olur.Senin bütün söylediklerine karşılık,kör bir inatla ve uslarını bir kenara bırakarak yalnız silahlarını saplarından sıkı sıkı kavrayıp,bir onları konuştururlar.Sebebi ne olursa olsun,manavı tartakladı ğım bir gerçek olduğuna göre, bu böyle olacaktır.Onlar beni anlamaktan,hatta bir insanı anlamamaktan,hatta bir insanı anlamaktan,ilgisiz bir sokak kedisinin bile anladığı bir insanı anlamaktan artık çok uzaktırlar
Sayfa 42 - ebyKitabı okudu
Panayır-Sur
Öğle üstüydü ve sokak bomboştu. Adam iki keresinde de boş yemiş sandıklarına ot dolu,çavalyelere ve yerde tekerlenip duran elmalara takılarak tökezledi.Habire ayakları dolaşıyor,durmasına titremekten de bir hal alıyordu. Korkması için bir sebep bulamıyordum.Adam beni deli sanıp,benden bunca korkmakla, asil kendini,korkak ve zavallı bir deli durumuna düşürdüğünü,nedense,akıl edemiyordu.
Sayfa 39 - ebyKitabı okudu
Panayır -Sur
Adamın ailesi yoksul olduğu için eczanesini kaldıracak paraları olmadığı için belediye yardım etti.
Sayfa 47 - ebyKitabı okudu
Panayır ve Sur
Adamın üzerine yağ döküldü.Elindeki sigarası ile pantolon tutuştu ve yanmağa başladı.Adam korkudan yangınını söndürmek için denize atlayıp söndürmek istedi.Ama arkasından rüzgarı aldığından yangının hızı daha da arttı.Adam yanarak öldü. Gören çocuklar ağladı.
Sayfa 46 - ebyKitabı okudu
697 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.