Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ayşegül Krbyk

Tonight your soul sleeps,but one day you will feel real pain Maybe then you will see me as I am, A fragile wreck on a storm of emotion'
Reklam
Ayşegül Krbyk
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz
8.3/10 · 11bin okunma
Ayşegül Krbyk
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları
Bir Ekonomik Tetikçinin İtiraflarıJohn Perkins
8.1/10 · 3.301 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hep mi biliriz farklı olduğumuzu, yoksa sonradan mı öğreniriz? Hep mi umutsuzuzdur, yoksa her bir denemeden sonra yeniden mi kırılır umudumuz? Ait olmak çağımızın ilacı olmasına rağmen neden bizim üzerimizde etkisini göstermez? Bir biz miyiz sınırlardan bıkan, beklentilerden usanan, yarışlardan hazzetmeyen? Neden hep tüketmeliyiz, neden hep daha çok tüketmeliyiz? Neden marka koleksiyonumuzun her harfi tastamam olmalı? Ya biz her şeyden, hepsinden daha uzaktaysak bunların? Bir tepenin üzerinde, oturduğumuz kayadan sarkıttığımız ayaklarımızın altındaki manzarayı seyrediyor; mevsimlerden en soğuğunda ıssız denizin beyaz köpüklerini çiğniyor, dalgalarını dinliyor, kendi yaktığımız ateşte ısınıyorsak; derin bir ormanda, biz ormanın içinden geçerken, orman da bizim içimizden geçiyorsa ve bunların hepsi son model bir arabaya binmekten daha çok keyif veriyorsa bize, var mıdır bize de yaşamak için bir yer, bu yeryüzü kabuğu üzerinde?
Kusurlarından yararlanamayanları, eksikliklerinden çıkar sağlayamayanları ve kayıplarıyla zenginleşmeyenleri haklı olarak horgörürüz; tıpkı insan olmaktan ya da sadece olmaktan acı çekmeyen her insanı horgördüğümüz gibi.
Reklam
Şeyleri olduğu haliyle gördüğü zaman insanlığın çocuk yapmaktan yüzü kızaracaktır. Yanılgıların ve aldanmaların usaresi olmaksızın hayat, bir moda olmaktan çıkmış hayat, zihnin mahkemesi önünde hiçbir affa uğramayacaktır. Ama sonunda, bu ruhun kendisi de ortadan çekilecektir: Yokluk içinde bir bahanedir bu ruh, tıpkı hayatın da yokluk içinde bir önyargı olması gibi…
Keşfedilmemiş bir gezegen kadar uzaksın kendinden; mezarlıklara dönük uzuvların da, oranın dinamizmini kıskanıyor. Damarlarını doğrayarak, seni mevsimlerin öfkelendirdiği gibi öfkelendiren bu kâğıdı sırılsıklam etmek mi? Gülünç teşebbüs! Sabahladığın gecelerle renksizleşen kanın, akışına ara verdi… İçinde yıllarla yatışan yaşama ve ölme susuzluğunu hiçbir şey uyandırmayacak; insanların susuzluklarını giderdikleri o mırıltısız ve itibarsız pınarlar bezdirdi onu. Kuru ve sedasız duraklarınla kavruk bir halde, hayatın ve ölümün gürültüsünün ötesinde, hatta gözyaşlarının gürültüsünün ötesinde kalacaksın…
Kendi yokluğuna rıza göstermeyen kişi bir akıl hastasıdır. Herkes içinde buna rıza göstermeye en hazır olan da mümindir. Süregitme iradesi bu kadar uzağa vardırıldığında dehşet verir bana. Sınırları belirsiz bir Benlik’in hastalıklı cazibesinden kaçınıyorum. Ölümlülüğümün içinde yan gelip yatmak istiyorum. Normal kalmak istiyorum.
Çünkü yazılı tarih, en az kendisini yaratan olaylar kadar insanlıkdışıdır.
Reklam
Bir imanın zayıf noktası, kudretindeki derece azalması, ruhlara müşfik bir boşluk yerleştirir ve geleceği gözleyince karartan bâtıl inançlar karşısında hâlâ kör kalmalarına imkân tanımamakla birlikte, onları algıya açık kılar. Ruhu tek yatıştıran da, bütün şafakların zırvalığından önce gelen o tarihî can çekişmelerdir…
Yaratıcı ve verimli bir devirde yaşama belasına uğrayan kişi, bunun sınırlamalarına ve üzerinde bıraktığı izlere maruz kalır; tekyanlı bir görüşün kölesidir ve daracık bir ufkun içine kapanmıştır.
Zekâ ancak inançların kuruduğu, yasa maddelerinin ve davranış buyruklarının gevşekleştiği, kurallarının yumuşadığı dönemlerde serpilir.
Metafizik bunaltı, konusu varlık’tan başka bir şey olmayan son derece titiz bir zanaatârlığa bağlıdır. Zanaatkâr, çözümleye çözümleye, evrenin bir minyatürünü tamamlamanın, oluşturmanın imkansızlığına varır.
Arzularımızın her biri dünyayı yeniden yaratır, düşüncelerimizin her biri de yok eder…
361 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.