Tuhaf şey ise hepsinden ayrılacağımızı bilmemize rağmen, malımız, çoluk çocuğumuz, imkânlarımız, soy sopumuz, vücut âzalarımız, hatta gözümüz ve kulağımızla övünüp iftihar etmemizdir.
İlimle başbaşa kalan kimseyi yalnızlık sıkmaz. Kitapları teselli vesilesi yapan kimse hiç mahzun kalmaz. Kur'an okumaya alışan, dostların ayrılığından dolayı sıkılmaz.
“Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.” Kalpler sadece ama sadece Allah’ın zikri ile tatmin olur. Ve zikrin seyyidi, Kur’an-ı Azimüşşan’dır.
Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu,
Ezelden gam turabıyla yoğrulmuş bir bedendir bu,
Gelen gider, giden gelmez iki kapılı handır bu,
Sakın insafı terk etme makam-ı imtihandır bu.
İnsan Allah'ın kıymetlisidir. İnsan, Allah’ın "ahsen-i takvim" olan şaheseridir. İnsan Allah'ın başyapıtıdır ve insan o kadar önemli bir varlıktır ki; dağların taşların, yerlerin, göklerin yüklenmekten tir tir titredikleri emaneti, insan omuzlarına almıştır.
Zaman, bütün formlarıyla, bütün uzuvlarıyla, bütün şubeleriyle bizi Allah'a doğru katre katre, damla damla, santim santim götürüyor.
Uçan bir kuş eninde sonunda nasıl bir dala konmaya mecbur ve mahkum ise...