Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aysun Türkoğlu

200 syf.
10/10 puan verdi
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm
8.3/10 · 18,4bin okunma
Reklam
Akıl hastası ya da rüya gören biri dış dünyayı nesnel değerlendirebilmekten tamamen yoksundur; fakat az ya da çok hepimiz akıl hastası ve de uykudayızdır; hepimizin, narsist yönelimimizle çarpıtıldığı için nesnel olmayan bir dünya görüşü vardır.
İnsanlar, tüm koşullarda acıdan ve üzüntüden sakınmayı adet haline getirmişlerdir, bu bağlamda sevgi tüm çatışmaların son bulması anlamını taşır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“…… sevgi mucizeler yaratabilir ama hiç kimse onun kadar yaralayamaz.”
Sevgiye ilişkin durum da zorunlu olarak çağdaş insanın bu toplumsal yapısına göre biçimlenmiştir. Otomatlar sevemezler. Onlar sadece “kişilik paketlerini” birbirileriyle değiştirirler ve ucuza kapatma peşinde koşarlar.
Reklam
Gerçekte bunlar “sevdikleri” kişiden başka hiç kimseyi sevmemelerini, sevgilerinin yüceliğinin kanıtı olduğunu sanırlar. Bu yukarıda sözünü ettiğimiz yanlışın bir eşidir. Çünkü kişi burada sevginin bir eylem, bir ruhsal güç olduğunu göremez, sadece tüm gerekli olan şeyin doğru nesneyi bulmak olduğuna inanır. Her şey buna bağlı olarak kendiliğinden oluverecektir. Bu tutum resim yapmak isteyen fakat sanatı öğrenmek yerine en uygun nesneyi beklediğini, onu bulduğu zaman son derece güzel bir resmini yapacağını söyleyen kişinin tutumuyla aynıdır.
64 syf.
·
Puan vermedi
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun)
8.4/10 · 52,6bin okunma
Koşulsuz sevgi sadece çocukların değil, tüm insanların en derin özlemidir. Diğer yanda ise, kişinin değerlerinden dolayı hak ettiği için sevilmesi her zaman yerini kuşkuya bırakır: Belki beni sevmesini istediğim kişiyi memnun edememekteyim, belki şu, belki bu oluyor. Burada sevginin her an bitivereceği korkusu vardır. Daha da öte “hak edilmiş” sevgi yerini kolayca kişinin o olduğu, kendisi olduğu için sevilmediği, sadece hoşa gittiği için sevildiği, son çözümlemede kişinin sevilmeyip kullanıldığı yargılarıyla acı bir duyguya bırakır.
Çocuk sevgisi, “Seviyorum çünkü seviliyorum” ilkesine dayanır. Büyüklerin sevgisinin ilkesi, “Seviliyorum çünkü seviyorum”dur. Olgunlaşmamış sevgi, “Seni seviyorum çünkü sana ihtiyacım var” der. Olgunlaşmış sevginin söylediği ise “Sana ihtiyacım var çünkü seni seviyorum”dur.
Anne tarafından sevilme işlemi edilgendir. Sevilmek için yapabileceğim hiçbir şey yoktur; anne sevgisi koşulsuzdur. Elimden gelen tek şey var olmaktır, onun çocuğu olmak. Annemin sevgisi mutluluktur, barıştır, ona sahip olmak için, onu hak etmek için bir uğraş gerekmez.
Reklam
Ama insan ruhunun gizliliğine girme, “o” olan en diplerdeki öze ulaşma isteğinden kendimizi alamıyoruz. Bu en son dereceye varan öğrenme çabası, insana acı çektirmenin arzulandığı ve acı çektirme yetisinin kazanıldığı sadistliğin aşırı evrelerinde belirir. Karşıdaki kişi tartaklanır, çektiği acının sırrını ortaya koyması için baskı yapılır. Kendimizin ya da bir başkasının sırrını çözmek için duyduğumuz bu şiddetli isteğin altında derin ve keskin bir zulmetme ve yok etme dürtüsü yatmaktadır.
“Sorumlu” olmak demek “yanıt” vermeye hazır olmak demektir. Seven insan yanıtlar.
Tanrı, Yunus’a sevginin özünün, bir şey için harcanan “emek”, “bir şeyi büyütmek” olduğunu, sevgiyle emeğin ayrılamayacağını anlatır. Kişi, uğrunda emek harcadığı şeyleri sever ve kişi sevdiği şeyler için emek harcar.
Yunus düş kırıklığına uğramış, son derece öfkelenmiştir. O merhamet değil “adalet” istemektedir. Sonunda, Tanrı’nın onu güneşten korumak için yarattığı bir ağacın gölgesinde dinlenirken Tanrı ağacı kurutuverince Yunus’un canı sıkılır ve kızgın bir şekilde Tanrı’ya serzenişe başlar. Tanrı ona şu cevabı verir: “Bir gecede yetişip bir gecede soluveren, uğruna hiç çaba harcayıp büyütmediğin bir ağaca acıyorsun. Öyleyse ben ne diye, içinde sağ ellerini sol ellerinden ayıramayan on iki bin kişinin ve bir sürü hayvanın yaşadığı o büyük kenti, Ninova’yı bağışlamayayım?”
251 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.