“Kavuşmak içimizde yer etmiş eski bir şarkının yeniden hatırlanmasıdır. Bi zamanlar ahenkle dans eden duyguların uyanması. Televizyon haberleri sonsuz ayrılıklardan söz edebilir ve bu asla önemli değildir.
Kavuşmak bazen kaldığımız yerden devam etmektir bazense yeniden başlamak. Kavuşmak, yokluğun bilmecesi sürerken duyulan özlemdir. Kasvet yüklü bir karanlıkta ışığı arayan umutsuz yolcuların en ölümsüz hayali.
Kavuşmak, zamanı insafsızca katleden ayrılıklardan sonraki ilk dokunuştur. Küçük bi şaşkınlık yeniden hatırlamanın ilk acemiliği. İnsan ellerini nereye koyacağını bilemez. Geçmişte yaşananlar bir anda anı olup çıkıverir. Belkide bu yüzden anılarla baş edemeyen bi kavuşma hiç bir zaman gerçek bi kavuşma olmamıştır. Onun adı olsa olsa buluşmadır. Kırık dökük ve eksik bi buluşma. Çünkü arada hâlâ aşılması gereken can sıkıcı bir uzaklığın ürkek gölgesi dolaşır.
Kavuşmak, ne yazıkki henüz şiir kıvamından oldukça uzaktır. Öylesi anlarda insan ister istemez kendisine sorar; "Kavuşmak için ayrılık şart mıdır?”
-Anonim-