Azada Mammadzada
@AzadaMammadzada
Hüquq fakültəsi
Azərbaycan, Bakı
Azərbaycan, Bakı
51 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Yeryüzündeki herkesi doyurmaya yetecek teknolojiye sahip olduğumuz gibi, istersek tüm insanların kendilerini ifade edebilmelerini, kendilerini kabul ettirebilmelerini ve barınabilecekleri yerlere sahip olmalarını sağlayabilirdik.
Bilinmeyen bir şeyi yakalamak, farklı görünen bir şeyi benimsemek müthiş korku verici ve yıldırıcı idi.
“Hiçbir yaratık, bunu kendi arzulamadıkça acı çekmemelidir.”
Okur Takip Önerileri
“Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındakı farkı anlayabilme sağduyusu ver.”
Onların inancına göre zamanın akıp gitmesinin amacı bir insanın daha mükemmel, daha bilge hale gelmesi ve kendi varoluşunu dile getirmede daha başarılı olmasıydı. Bu nedenle bu yıl geçen yıldan daha iyi bir insan olduğuna inanan ve bundan sadece kendi emin olan kişi, bir şenlik düzenlenmesini talep ediyordu.
Konuşmakla meşgulken, Tanrısal Birliğin sesini duyamazsın!
Kabileye göre armağan, eğer verdiğin kişinin istediği bir şeyse, armağan sayılır.
Kadim anılarını ve evrensel gerçeklikleri yitirmiş ya da kapatmış kişilerdi mutantlar.
…Zaten ebedi olan bir şeyi öldürmek olanaksızdır.
Bir’lik özdür, yaratıcılıktır, saflıktır, sevgidir, enerjidir ve sınırsızdır.
“Sen Tanrısal Birliğin insanları gördüğünü ve yargıladığını sanıyorsun,” dedi Ooota. “Bizlerse onun varlıkların niyetlerini ve duygularını hissettiğine inanıyoruz O’nun, bizim ne yaptığımızla ve neden yaptığımızla ilgilendiğini düşünmüyoruz.”
İnsanlar, bilgi peşinde koşarlar ama farkına varmazlar, bilgelik de ifade edilmeyi bekler.
İzin verirsek yaşamlarımızı, bizlere dayanak olabilecek insanlarla paylaşabileceğimizi öğrenmiştim. Bunu almaya ve vermeye açık olabilirsek, dünya yiyecek ve su sunmak için tereddüt etmiyordu.
“…Bir sınavı geçmenin tek yolu bu sınava girmektir. Her düzeydeki sınav, sen onu geçene dek şu veya bu biçimde yinelenir.”
Arkadaşlarıma bize özgü yarışlardan birini tanımlayabilmek için bir sıraya dizilip hızla koşmaya başlamamızı önerdim ve en hızlı koşanın kazanmış olacağını söyledim. Kabile halkı güzel, kara gözlerini kocaman açarak baktılar bana ve biri şöyle dedi: “İyi ama bir kişi kazanırsa, bütün ötekilet kaybetmiş olur. Bunun nesi eğlenceli ki? Oyunlar, eğlenmek içindir. Neden insanlara böyle bir deneyim yaşatıp sonra da tek bir kişiyi gerçekten kazananın o olduğuna inandırmaya çalışıyorsunuz? Bunu anlamak bizimler için çok zor. Sizin insanlarınız bunu kabullenebiliyormu?”