" Ne güzel bir şeker portakalı fidanıymış bu! Hem bak, dikenide yok. Pek de kişilik sahibiymiş, şeker portakalı olduğu ta uzaktan belli. Ben senin boyunda olsaydım başka şey istemezdim."
Şimdi çay içmek için bir kafeye geldim de, oturacak tek boş yer burası vardı.
Fakat ona da kıyamadım, görevliye dedim "Bana bir tabure verirmisin, oraya oturacağım"
Dedi "Abi dur ben çıkartırım onu"
Dedim: Sakın!
Böyle birşey yaparsan ben çıkar giderim.
Görevliye dedim: Ona da benden bir kase süt.
Oturdum taburede içtim çayımı..
Zaten şu dünya da başımıza ne geliyorsa, içimize bırakılan vicdani tahayyülleri devre dışı bırakmamızdan gelmiyor mu?