Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

pdr.kelebek

pdr.kelebek
@Banagozde
Sabitlenmiş gönderi
Hüzün ne güzel! Hüzün farkında olmanın diğer adı!
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Baba.
Babamla aynı evde yaşıyorduk ama birbirimizi üç dört gün görmediğimiz olurdu, çünkü onun genelde dışarıda işleri vardı. Yine de evdeki varlığı kaçınılmaz bir baskınlığa sahipti, dişli, korkunç bir varlık...
Sayfa 39
Yük.
Ayrıca "vicdan azabı" da var. Çocukluğumdan beri taşıdığım ağır bir yük. Büyüdükçe dineceği yerde giderek çoğalan, iliklerime işlemiş o azap... Biliyorum kulağa acayip gelecek söyleyeceğim ama zaman içinde öylesine yerleşti ki bende bu azap, kendi kokumdan bile daha tanıdık gelmeye başladı. Bu koku, ağır bir yaradan akan cerahat kokusu gibiydi, ama benim için çok tanıdıktı.
Sayfa 38

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Suçlu.
"Suçlu psikolojisi" var bir de... Hayatımı vicdanım tarafından rahatsız edilerek yaşadım, fakat vicdanım aynı zamanda sadık yoldaşımdı da -adeta sadık bir eş gibi.
Sayfa 37
Ahlak kitaplarındaki adalet, etik gibi anlayışlarla pek bir alakam yok. Ben rol yaparak neşeli bir şekilde yaşamaya devam ediyorum.
Sayfa 19 - Yozo
Reklam
Zincir
İnsan hayatı, birbirini kandırdığı halde durumun farkına varmayan ve şen şakrak bir hayatın içinde samimiyetsizlikler zincirinde akıp gidiyor.
Sayfa 19
Soytarılık?
Hiçbir zaman adil bir değerlendirmeye tabi tutulmayacağıma emindim. Sonuç olarak birilerine yardım için başvurmak faydasız bir yoldu. Yapabileceğim tek şey, susmak, katlanmak ve soytarılığa devam etmekti.
Sayfa 18 - Yozo
İstirhâm
Saçlarımı okşayabilmek isterdim. Yüzüme gerçekten gülebilmek, küçümsemeden, yargılamadan, eleştirmeden ve hatta iğrenmeden... Ellerim saçlarıma gittiğinde, "Ne güzelsin ne kadar da narin..." diyebilmek isterdim. Kendime seslenmek isterdim bağırmadan, korkutmadan. Çaya davet etmek isterdim kendimi, çay istemezsem kahve yapmak isterdim bana. Biraz sohbet etmek isterdim kendimle, kaçmadan, gözlerimi kaçırmadan, suçlu hissettirmeden, sitem etmeden. "Nasılsın?" demek isterdim ve aslında gerçekten de nasıl olduğumu bilmek isterdim. pdr.kelebek Banagozde
Canım zaman
Kanatları kırılmış ürkek bir kuştum. Ordan oraya savruldum. Serseri bir rüzgar attı beni ordan oraya, bir yaprak gibi önce kopup dalımdan, unutup hangi ağaca ait olduğumu, semaya bıraktım kendimi. Gökyüzünde kalırım sandım hep, uçmak güzeldi, rüzgar bazen sert esse de yerde olmamak, bir ağaçta asılı kalmamak iyi hissettirdi. Sonra rüzgar dindi, beni kendimle bıraktı baş başa, düşüverdim yere... Ben hem kanatları kırık ürkek bir kuştum, hem sararıp solmuş ölü bir yaprak. Kimse alıp koymadı sevdiği bir romanın arasına. Kimse sarmadı yaralarımı. 'Zaman' geldi sonra, tuttu ellerimden yelkovan. Akrep okşadı başımı. Bir kitabın arasında yerim olmadı belki ama toprak beni aldı koynuna. Şefkat koydu avuçlarıma. Toprak, eritti beni ruhunda... Ben hem kanatları kırık ürkek bir kuş, hem de ölü bir yapraktım sararıp solmuş. Deli gibi ağlamak istedim, kesildi sesim soluğum. Acı acı öterken kuytu bir köşede, 'zaman' geldi. Yaralarımı sarmasa da, uçmaktan mahrum kalışımı kabullenmeyi öğretti. Ben, ne kalmak istedim ne gitmek, hem kalmak istedim hem gitmek. Ne kalabildim ne de gidebildim bu yüzden... pdr.kelebek banagozde
Merhamet? Çocuk ve Direniş
Çocuğun ve çocukluğun kutsanması evimizin eşiğinde bitiveriyor bir yandan. Kendi çocuğumuz için her türlü fedakârlığı göze alan biz, başka çocuklar için en ufak bir sorumluluk hissetmeyebiliyoruz. Çocuğun zayıf ve incinebilir olduğunu söyleyen sayısız uzmanla karşılaşılıyor, ancak onun içindeki direnç ve mukavemete atıfta bulunan uzmanlar parmakla sayılıyor. Evet, çocuklar aynı zamanda büyük direnişçilerdir: Hayatın zorluklarına karşı koymakta bazen onların üstüne yoktur.
Sayfa 16 - Timaş
Reklam
Keder...
Beni bastıran keder anneme de geçti. Fakat ben bu kederimin sebebini biliyordum, o, bu kederinin sebebini bilmiyordu.
Sayfa 19 - Ötüken
Hayır yaşlı dostum, geçmişe özlem duymuyorum, hayat denilen bu nehir ileriye doğru akmalı, ileriye denize doğru, sonsuza kadar...
Sayfa 17 - Sonsuz Kitap
Huzursuzluk...
Çocukluğunda huzursuz bir ortamda büyüyen çocuklar, iç huzuru eksik yetişkinlere dönüşürler. Çoğu zaman ortada elle tutulur bir sebep de yoktur. Büyük dertleri olmasa dahi içleri huzursuz ve gergindir.
Sayfa 119 - hayykitap
pdr.kelebek tekrar paylaştı.
...kendi akıl ve adalet anlayışlarıyla bağdaştıramadıkları her mesele ve olayda canları fena halde sıkılıyordu; kötü talihin her darbesi karşısında ya aldırmazlıktan geliyorlar, ya giderek daha somurtkan ve hırçın oluyorlar ya da başkaları gibi pes edip çaresiz kalıyorlardı.
127 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.