Sen bayramlar kadar canlı,
Has bahçelerden güzelsin
İp nerde inceliverse
Daha sağlam bağlar sesin
Sen hep özümde özelsin
Yürek bir kırmızı güldür seninle
İstesen de istemesen de
Ayıramazsın ki…❤
Sen sustun İsa konuştu. Sen sustun, Rabbin seninle konuştu. Nefsimizi susturmayı, imanla konuşmayı öğret. Seninle yeniden dirilsin ölmüş kalplerimiz, özgürleşsin bedenimiz. Hür olarak adanmışlığı, kul olarak özgürleşmeyi öğret bize
Yağmur yağıyor Ömür Hanım…
Gökten değil, yüreğimin boşluğundan,
Ömrümün ıssız toprağına…
Ve ben sonsuz bir düzlükte, bir küçücük,
Bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum…
Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından…
Şükrü ERBAŞ
akdeniz gülüşlü bir çocuk olsaydın
ağzının kıyısında uçarılıklar biriktiren
yüzünde bin bir haylazlıkla sevseydin beni
yüreğinden beyaz kuşlar uçardı yüreğime
dokundukça portakal çiçekleri dökerdi
sevilmekten ürpertili dingin gövden
ah çocuk ah kadın ah sevgili
sözlerin aşkı anımsatsa da
gülüşünde onmaz acılar gizli
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia
"Kimle dost olayım?” dedim. Beyazid-i Bistâmi’ye.
“Öyle kimse ile dost ol ki,
hasta olduğun zaman seni sorsun; günah işlediğin zaman senin için tevbe etsin...” dedi...