Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nevin BÜYÜKTAŞ

Nevin BÜYÜKTAŞ
@Berfin_Nevin
30 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
319 syf.
·
Puan vermedi
KUYUCAKLI YUSUF Sabahattin Ali'nin 1937 yılında yayınlandığı ilk romanıdır. Kitap yetim bir çocuğun içinde bulunduğu toplum ve toplumun üst sınıfında yeralan insanların yaptığı kötülükler, haksızlıklarla birlikte aynı zamanda kendisiyle mücadelesini anlatmaktadır. Kaymakam Selahhatin Bey bir cinayet davasına bakmak için Kuyucak köyüne gider anne ve babası yataklarında eşkıyalar tarafından öldürülen ve anne babasının yanı başında bekleyen Yusuf'u görür. Çocuk Selahattin Beye farklı göründüğünden, Selahattin Bey'in de erkek çocuğu olmadığından Yusuf'u evlat edinir. Selahattin Bey'in eşi Şahinde Hanım Yusuf'u hiç istemez sadece ama sadece söylenmekle yetinir. Yeni hayatına uyum sağlayamayan ve hiçbir şeye ilgisi olmayan Yusuf evin küçük kızı muazzez ile çok iyi anlaşır. Daha küçük bir çocukken ailesinin cinayete kurban gitmesiyle hayatı başkaları tarafından şekillenmeye başlar. Her ne kadar yeni hayatına adapte olup yeni sayfa açmaya çalışsa da bir türlü yaşadığı yere ait hissedemez. Büyür, âşık olup evlenir ama yine de içindeki o yabancılık duygusundan vazgeçemez.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Martı Yayınları · 2019173,6bin okunma
Reklam
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Issız bir adaya düşersem ve yanıma sadece bir kitap alma şansım olsa kesinlikle yanıma alacağım eser bu olmalı.. İngiliz edebiyatında yazılan ilk eser olarak kabul edilen, güçlü bir hayal gücünün ürünü olan Robinson Crusoe büyük bir keyifle okuduğum bitmesini istemediğim harika bir eser. Baş kahramanımız olan Robinson Cruose varlıklı bir ailenin en küçük oğludur. Ailesi hukukçu olmasını isterken o denize açılmak ister babasının bütün itirazlarına rağmen denize açılıp Dünya'yı gezmek hayaliyle Londra'ya gitmekte olan bir gemiye biner. Yolculuk sırasında şiddetli fırtına nedeniyle gemi batmaya başlar gemideki herkes küçük bir sandala sığışıp gemiyi terketmek durumunda kalırlar. Şehirdeki insanların yardımıyla Londra'ya giderler. Bu durumdan ders alması gerektiği yerde Robinson ikinci bir yolculuğa çıkar. Gemi kanarya adalarıyla Afrika sahilleri arasında bir yerde korsanların saldırısına uğrayıp esir düşerler. Esir düştükleri kaptanın evinde Robinson Zenci bir arkadaşıyla evden sanala binip kaçarlar. Sandalda yiyecek ve su bitince karaya çıkmak zorunda kalırlar. Brezilya'ya gitmekte olan bir gemiye biniyorlar. Gemi çok şiddetli bir fırtınaya yakalanıyor. Gemideki herkes gemi batacağından sandala sığışırlar fakat büyük bir dalga sandalı ters çeviriyor. Var gücüyle yüzmeye başlayıp kıyıya ulaşan Robinson etrafta kimseleri göremez. Gemideki herkes hayatını kaybetmiş yalnızca Robinson hayatta kalabilmiştir. Robinson Cruose için adada artık 28 yıl 2 ay 10 günlük hayatta kalma mücadelesi başlıyor ve sonrasında da maceralar devam ediyor.. Büyük bir keyifle okudum. Tavsiye ederim mutlaka okuyun.
Robinson Crusoe
Robinson CrusoeDaniel Defoe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,7bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
"Aylak Adam" Yusuf Atılgan’ın ilk romanıdır. Bu romanıyla modern Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Atılgan, romanda insanın kendi özüne, içinde yaşadığı dünyaya, üyesi olduğu topluma yabancılaşmış bireyi işler. "Aylak Adam" romanının ana karakteri adından da anlayabileceğimiz üzere hayatı aylaklık yapmakla geçen bir adamdır. Bu romanda ana karakterin hayatının bir senesini kış, ilkyaz, yaz ve sonbahar olmak üzere dört bölümde görebiliyoruz. İsmini bile bilmediğimiz ve kitapta ‘C.’ olarak bahsedilen “aylak adam” 28 yaşında işi gücü olmayan bir adamdır. Günlerini İstanbul’un sokaklarında dolanarak, içki içerek veya kitap okuyarak geçiren karakterimiz babasından kalan miras sayesinde kendisinin deyimiyle oldukça paralıdır. Entelektüel bir çevreye sahip sayılabilecek ‘C.’ zamanını meyhaneler veya sinemada geçiren tam da yazar sayılamayacak ama arada sırada yazılar karalayan bir aylaktır.  ‘Aylak Adam’ romanında çocukluğumuzdaki deneyimlerimizin bizi nasıl şekillendirdiği detaylı bir şekilde işleniyor. Hayatımızdaki önemli insanların bize karşı davranışlarının kişiliğimizi ve davranışlarımızı etkilediğini gözler önüne seriyor. Kendi deyimiyle tutamak arayışında olan ve sadece gerçek sevgiyi arayan C., toplumun hayatı arayışla geçen bireylerinden sadece bir tanesi. Kitabın sonunda arayışı hala devam eden C., artık aradığını belki de bulamayacağının kabullenişi içindedir.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201759,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
208 syf.
·
Puan vermedi
Yine çok keyifle okuduğum bir eser. "KÜRK MANTOLU MADONNA" Sabahhatin Ali'nin 1943 yılında yayınladığı eseridir. İlk olarak hakikât gazetesinde 18 Aralık 1940 - 8 Şubat 1941 (yayınlanmadığı günler 8,10,14,15 Ocak 1941) tarihleri arasında "Büyük Hikâye" başlığı altında 48 bölüm olarak yayınlanmış. Sabahattin Ali Kürk
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Martı Yayınları · 2019313,8bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
"Umut her zaman vardır. İnsanlar her zaman mutlu ve zengin olmayabilir. İnsanlar bazen olaylar karşısında zaman zaman umutsuzluğa düşse de yüreğindeki umudu yitirmemelidir." EDİTH NESBİT (1858-1924) İngilterenin Kensington kentinde bir tarım mühendisinin kızı olarak dünyaya gelmiş, babasını 4 yaşındayken kaybetmiş, kız kardeşinin
Demir Yolu Çocukları
Demir Yolu ÇocuklarıEdith Nesbit · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20182,040 okunma
Reklam
470 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
Emily Brontë'ın kısacık hayatında kaleme aldığı ilk ve tek eseri olan "Uğultulu Tepeler " İngiliz Gotik Edebiyatında yeralıyor. O dönem kadın isimleriyle eserler oluşturmak ve basım yapmak yasak olduğundan yazarın mahlası (takma adı) Eliss Bel'dir ancak kitap yazarın gerçek adıyla basılmıştır. Emily Brontë 19. Yüzyıl
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Koridor · 201941,9bin okunma
73 syf.
·
Puan vermedi
Avustralya edebiyatının önemli sanatçıların biri olan Franz Girll Parzer "Çalgıcı" eserinde 19. Yüzyılın "Toplum dışı insan" karakterini karşımıza çıkarmaktadır. Yalın sade bir dille kaleme aldığı ederde hayat hikayesi birinci şahıs diliyle anlatılmaktadır. Baş karakterimiz ihtiyar adam Jacop; saray muşavirinin oğludur. Babası katı, sert ve oldukça disiplinlidir. Çocuklarının eğitimi için her şeyi yapmaktadır ancak Jacop babasının tüm çabalarına rağmen her işte başarısız olur. Babası çok küçük yaşlarda keman eğitimi aldırır daha sonra jacop bir sınava girer ve kemanda başarısız olur çocukluğundan beri eğitimini aldığı, çok iyi çalabildiği kemandan bir süre sonra nefret etmeye başlar. Bu olaylardan ötürü babasının kendisiyle ilişkisi bozulur. Jacop babasının desteğiyle bir devlet dairesinde çalışır Jacop'un kulağına birgün güzel bir şarkı sesi gelir ve bu güzel ses kendisinde keman çalma isteğini uyandırır. Bu şarkı sayesinde hayatında ilk defa keman çalmaktan zevk alır. Şarkıyı çalan kızla daha sonra tanışır ve kızdan etkilenir. Babası durumu fark eder, Jacop'u evden kovar ve Jacop'un zorlu hayat mücadelesi başlar... #okudumbitti #okudumokuyun #okudukçabüyürinsan #kitapyorumu
Yoksul Çalgıcı
Yoksul ÇalgıcıFranz Grillparzer · Araf Yayıncılık · 2013291 okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
Dünyaca ünlü birçok şirketin danışmanlığını yapmış ve İngiltere ekonomisine damgasını vurmuş Prof. Dr. Herbert N. Gasson "Hayat Yolunda Zorluklarla Mücadele" (Bazı yayınevlerinde sadece "Zorluklarla Mücadele" olarak basımı yapılmaktadır.) Sade, akıcı, kurallı cümlelerle kaleme aldığı eserinde; Ekonomi, emek, iş dünyası, kişisel gelişim, insan ve toplum konularında önerilerde bulunup, tecrübelerinden yola çıkarak bol bol öğüt vermektedir. Ben sıkılmadım ama nasihatlerden sıkılıyorsanız muhtemelen okurken de sıkılabileceğiniz bir eser olur. "Hayatın tecrübeleri, darbeleri, bazımızı olgunlaştırır, bazımızı imha eder. Herkes bu iki neticeden birini seçmekte serbesttir." "Büyük başarılar büyük engellerle gelir. Kararlı azimli sabırlı ve çok çalışarak engelleri aşıp büyük başarılara ulaşabiliriz. Sabır ve azim varsa başarı da vardır." "Gazetelerde "İnsanın hayattaki rolü hangi yaşta biter?" diye birçok ankete şahid oldum. Bence bu sorunun cevabı şudur: Bir insan rolünün hangi yaşta biteceğine inanıyorsa, rolü o yaşta biter. Bununla birlikte bu, ruh ve anlayış meselesidir, herkese göre değişir." "Hayatın tecrübeleri, darbeleri, bazımızı olgunlaştırır, bazımızı imha eder. Herkes bu iki neticeden birini seçmekte serbesttir." #okudumokuyun #okudukçabüyürinsan #okudumbitti #kitapyorumu #kitapalıntıları #kitap #kitapönerisi #kitapdostu
Zorluklarla Mücadele
Zorluklarla MücadeleHerbert N. Casson · Hayat Yayınları · 2005129 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Stefan Zweig, küçük yaşlardan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başlamış, ingilizce, fransızca, almanca, yunanca ve latince öğrenmiş. Viyana ve Berlin üniversitelerinde felsefe bölümünden mezun olmuş. İlk şiirlerini lisedeyken, Hugo Von Hofmanntshal'den etkilenerek yazmış. 1901'den sonra fransız sanatçılar Poul Voltaire ve Baudelaire' in şiirlerini almancaya çevirmiş. I. Dünya savaşı'nda (1914-1917) gönüllü olarak Viyana'da savaş karargâhında savaş arşivi'nde memur olarak çalışmış. Stefan Zweig sade, anlaşılır, yalın bir dille kaleme aldığı, çok beğenerek okuduğum " Kaçak & Sahaf Merdel " Eserinde I. Dünya savaşı sırasında iki ayrı insan ve iki ayrı hayatın hikayesi yer almaktadır. İlk hikaye "Kaçak" ta 1918'de bir balıkçı, küçük bir isviçre kasabasından pek de uzakta olmayan gölde teknesindeyken bir salın üzerinde kürek çekmeye çalışan yorgun ve üşüyen adamı görüp teknesine alıyor. Yanına aldığı adam evine dönmeye çalışan bir askerdir. Evine dönmek isteyip bir türlü dönmeyi başaramaması intihar etmesine neden olur. Diğer bir hikaye "Sahaf Mendel"de ise eşsiz belleği ve bilgisiyle Viyanalı entelektüellerin göz bebeği Sahaf Jakop Mendel' in trajik hikayesi anlatılmaktadır. Tam bir kitap kurdu olarak tanımlayabileceğimiz; kitaplarla yaşayan, kitaplara dalıp dünyadan kopan adamın başına savaş sırasında talihsiz bir olay gelmektedir. Olaylar sırasında alıkonulan Mendel Viyana'ya geri döndüğünde; Ne Mendel eski Mendel'dir ne Viyana eski Viyana'dır.
Kaçak ve Sahaf Mendel
Kaçak ve Sahaf MendelStefan Zweig · Olympia Yayınları · 20203,098 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
“Söylentiye bakılırsa konuşmak en büyük bela. Topluca susuyoruz. Sessizlik vicdanlarımızı kanatsa da günü kurtarıyor. Vicdanlarımıza tütün basıyoruz.” Yine hayata bakış açımı değiştiren, beni yüreğime doğru sürükleyen bir eserle karşı karşıyayım.. Kadir Öztopçu’nun 2019’da kaleme aldığı üç bölümdem oluşan, ölüm, ölüm korkusu gibi konuların yoğun işlendiği “kimsenin bilmediği insanlar” eserinde ilk bölüm uzun ya da olağan sayılabilecek öykülerden oluşuyor. İkinci bölüm yani Kısa Bir Ara’ da kısa bir çoğu tek sayfalık olan öykülerden oluşuyor. Son bölüm olan Kimsesiz Yolarda ise hem uzun hem kısa öykülerden oluşuyor. Toplumun kıyısında kalmış gerek vicdan yoksunluğumuz gerekse de alışıla gelmiş durumlarımızla görmezden geldiğimiz insanların iç dünyalarının derinliklerine girip hüzünlü hikayelerinin içinde buluyoruz kendimizi. Eseri okurken içeriğinden etkinlendim ama özellikle ilk bölümde yazarın üslubunu beğendiğimi söyleyemem. Tavsiye ederim. Bizi toplumun kıyısına sürükleyen, hepimizin bildiği ama aramıza mesafeler koyduğumuz insanların, içimizde silikleşen insanların iç dünyalarında kendimi bulduğum bir eser...
Kimsenin Bilmediği İnsanlar
Kimsenin Bilmediği İnsanlarKadri Öztopçu · Can Yayınları · 201938 okunma
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
Asıl adı Mehmet TEVFİK Olan Tevfik FİKRET 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Tanzimat ruhuyla yetişip ve o ruhu edebiyatımıza kazandırmaya çalıştığı değer yargılarıyla beslenip yenilikçi ve değişen zihniyetin devamı olarak yüzyılın sonlarına doğru Servet-i fünun dergisine liderlik yaparak yeni bir anlayışla sesini duyurmaya başlamış bir
Şermin
ŞerminTevfik Fikret · Turkuvaz Kitap · 20181,748 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Youtube'da sesli olarak dinlediğim. Diğer okuyup veya dinlediğim kitaplar gibi beni çok çok etkileyen... Bir eser, Rus yazar Nikolay Vasilyeviç Gogol'un "Ölü Canlar"dan sonra 1842'de kaleme aldığı en büyük eseri "Bir Delinin Hatıra Defteri"nde yakın arkadaşı Puşkin'den etkilenmiş fakat onun aksine romantizm'in etkisinden uzak daha gerçekçi bir edebiyat anlayışıyla kaleme almış. Tek kişilik ve tek perdelik pek çok kez çeşitli tiyatro toplulukları tarafından sahnelenen eseri "Bir Delinin Hatıra Defteri"nde yazar toplumsal sınıf farkını gözler önüne seriyor. Eserin baş kahramanı çevresi tarafından sürekli aşağılanan, hor görülen, alay edilen bir devlet memurudur. Memur adam burjuva sınıfından bir kıza platonik aşık olur. Bu aşk onda büyük bir mutluluğa sebep olur ama bir süre sonra kızın bir asilzade'yi sevdiğini öğrenmesiyle dünya başına yıkılır. Önce toplumun sınıf ayrımcılığını eleştirmeye başlar, burjuva sınıfının altında ezilen halka üzülüp sistemi eleştirir.. Daha sonra başlar derin derin hayallere dalmaya, önce kendini bir Beyzade daha sonra kral olarak düşünmeye başlar o hallere, tavırlara bürünür. En son kendisini İspanya Kralı olduğunu ileri sürdüğünde ise Akıl hastanesine kapatılır... Alıntılar: "Artık dayanacak gücüm kalmadı. Tanrım! Bana neler yapıyorlar? Beni anlamak istemiyorlar, görmüyorlar, dinlemiyorlar." "Gözlerime güneş doluyor sandım gözlerine bakınca." "Özgürlük hiçbir şeydir, özgürleşmek her şey." "Belki de kim olduğumu ben bile bilmiyorumdur."
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,3bin okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
DOSTOYEVSKİ = DÜRÜST HIRSIZ İnsanların iç dünyalarının en gizli kalmış yönlerini erişilmesi güç bir saydamlıkla yansıtan, yapıtlarıyla 20. Yüzyıl roman anlayışı üzerinde derin ve evrensel bir etki bırakan Rus romancı ve öykü yazarı Dostoyevski sürgün öncesinde kaleme aldığı "Dürüst Hırsız" isimli eserinde isminden de anlaşılacağı üzere
Bir Yufka Yürek - Dürüst Hırsız
Bir Yufka Yürek - Dürüst HırsızFyodor Dostoyevski · Koridor Yayıncılık · 2018425 okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Gothe'nin 1974 yılında 25 yaşında (Bazı kaynaklarda 27 yaşında olduğu söyleniyor). İki haftada kaleme aldığı mektuplardan oluşan kendi hayatından esinlenerek duygu ve düşünce tasvirlerinin ön planda olduğu sanatsal ve süslü bir dille kaleme aldığı eseri "Genç Werther'in Acıları" "Bir roman okudum hayatım değişti.." misali
Genç Werther’in Acıları
Genç Werther’in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2019120,4bin okunma
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"DEĞİRMEN" Sabahattin Âli'nin 1935 yılında yazdığı ilk öykü kitabıdır. Eser sabahattin Âli'nin hem çocuk denilebilecek yaşta yazdıklarını hem de ilerleyen yılların ustalık işi öykülerini ele alıyor. Yazar Değirmen'de Çingene müzisyenle köylü kızı arasında geçen bir aşk hikayesini sen diliyle yazılmış bir üslupla anlatıyor. Yazar'ın bu
Değirmen - Esirler
Değirmen - EsirlerSabahattin Ali · Martı Yayınları · 2020112 okunma
10/10 puan verdi
·
Beğendi
EMİLE ZOLA = GERMİNAL Bazı kitapların değeri, yazarları hayattayken anlaşılamayıp öldükten sonra fark edilmiştir. Germinal gibi kimi kitaplar ise yazarı henüz hayattayken bile o kadar tanınmış ve sevilmiştir ki cenazesi, onu uğurlayan halk tarafından kitabın adının nidalarıyla defnedileceği mezara uğurlanmıştır. 18. yüzyıl Fransız
Germinal
GerminalEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910,8bin okunma