Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Kitap Özgürlüktür
Kitap Özgürlüktür
@Bernisozsarac
Bilgisayar Öğretmeni
Lisans
İzmir
15 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Dostoyevski, hayatın içinde fazlasıyla gördüğümüz bir konuyu ele almış..
Yanlış bir evlilik sonucu iki tarafın çektiği sorunlar, yalnızlıklar, içsel hesaplaşmalar..
Teyzelerinin yanında bir sığıntı gibi yaşayan 16 yaşındaki gencecik bir kız ile rehinci dükkanı işleten 41 yaşındaki bir adamın evliliğinden doğan bir hikaye..
Yaş farkı oldukça fazla ama o yıllarda maalesef ki çoğu evlilik bu yaş farklarıyla oluşmuş. Maalesef böyle fazla yaş farkından oluşan evlilikler dünyanın birçok yerinde hala devam ediyor..
Aslında kitabın sonunu başında anlatıyor yazarımız ama öyle içten bir şekilde yazmış ki tamamen kitabın büyüsüne kapılıp okumaya devam ediyorsunuz..
Okurken belki sonuç değişir diye düşünüyorsunuz..
Okunması oldukça zevkli ve akıcı bir klasik. Okumadıysanız kesinlikle şans vermelisiniz..
Ana karakterimiz, alkol problemleri yaşayan ismini hiç bilmediğimiz bir kişi. Bir gün uyanıyor ve kendini Aydın’da bir çöplüğün içinde buluyor. Asıl garip olan ise İzmir de yaşıyor olması.
Böylelikle yolu Aydın’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Urfa’ya oradan da İzmir’e düşüyor..
Daha önce de birçok kara mizah türünde kitaplar okumuştum. Ve sevdiğim bir tür. Bunu da aynı şekilde çok sevdim.
Çoğu satırlarda kahkahalar attım. Yazar, mizah yönünden oldukça başarılı. Mizah yaparken de oldukça başarılı tespitler yapıyor. Toplum olarak yaşadığımız bir çok konuya güzel bir açıyla bakıyor. Bazen düşünmeden de edemiyorsunuz ağlanacak halimize gülüyoruz diye..
Yazarın kaleminin akıcılığıyla beraber kitabın nasıl bittiğiniz anlamıyorsunuz. Her sayfayı merak ile çeviriyorsunuz. Ben de oldukça severek okudum, tavsiyemdir..
Kitabın ilk sayfalarından farklı yapıda bir kitap olduğunu anlıyorsunuz. Hatta ilk 20 sayfa da aman hiçbir şey anlamıyorum diyerek kitabı rafa kaldırmayı düşünebilirsiniz.
Ama yapmayın! Devam edin, ondan sonrasında kitap akıp gidiyor. Bitirdiğinizde ise ilk sayfalara geri döndüğünüzde şimdi anladım diyorsunuz..
Kahramanımız olan Bay C, yani Aylak Adam hayattan kendini soyutlamış fazlasıyla yalnızlık çeken bir karakter.
Bu yapıda bir insan olmasının sebebi ne yazık ki babası..
Babasından bir türlü göremediği sevgiyi teyzesinden görmüştür. Bu yüzden de teyzesine benzeyen bir kadın bulma telaşındadır.
Günümüzde giderek yalnızlaşan insanların çoğaldığını düşünürsek, kesinlikle okunması gereken bir eser..
Okur Takip Önerileri
Ah Martin Eden! Nasıl anlatsam, nasıl yazsam bilmiyorum. Hayatım boyunca okuduğum en güzel kitaplar listemde ilk üçte yer alan bir kitap bu.
Kitabın kalınlığına bakarak asla kitap hakkında düşünceye varan insan olmadım. Siz de olmayın. Okuyun. Özellikle Martin Eden’i.
O kadar güzel ki, o kadar muhteşem ki.. Artık konusuna geçelim çünkü bu kitabı saatlerce övebilirim.
Jack London’ın hayatının bir kısmı kurgulanarak kitapta yer yer karşımıza çıkıyor. Tamamen otobiyografik bir kitap diyemeyiz bu yüzden. Bazı olaylar dışında diğer olaylar kurgu.
Kitabın ilk sayfalarından itibaren baş karakterimiz olan Martin Eden’i direkt sevmeye başlıyorsunuz. Sanki sizden biri gibi..
Bir denizci olan Martin Eden’in sevdiği kız olan Ruth için hayatını tamamen değiştirmesiyle başlıyor yolculuğumuz. Büyük bir azimle bütün bilgilere sahip olmak istemesi, kitapların hepsini yutarmış gibi okuması, günlerce uyumayıp kendini her alanda kanıtlamaya çalışması, burjuva sınıfı ile yaşadığı çatışma, kendi sınıfını yükseltme gayreti, Ruth’a olan aşkı, parayı, acıyı, açlığı iliklerinize kadar hissedeceksiniz.
Jack London’ın kalemi muazzam. Hayran olmamak elde değil. Daha yazılacak o kadar çok şey var ki ama öncesinde siz hayatınıza yön verecek olan bu muhteşem kitabı en kısa zamanda okumalısınız.
Keyifli okumalar diliyorum
Kitabın adından da anlayabileceğiniz gibi gerçek bir kaçış öyküsü. Güney Kore dizilerini izlemeyi sevdiğim için Kuzey Kore hakkında da biraz bilgim vardı. Lakin bir insanın hayatını kaleme alıp yazdığı bu kitap beni oldukça sarstı.
Kitap, Ishikawa’nın çocukluğunun bir kısmını Japonya’ da geçirmesiyle başlıyor. Daha sonrasında Koreli babasının peşinden bütün ailenin Kuzey Kore’ye yerleşmesiyle zaten kötü olan hayatları tamamen dipleri görmeye başlıyor. Kuzey Kore’nin verdiği vaatlerin hiçbirini gerçekleştirilmemesiyle beraber binlerce ailenin hayatı yerle bir oluyor ve bu da insanı derinden yaralıyor.
Diktatörlük rejimi adı altında yaşayan halkın çektiği sorunlardan başlıcaları: Açlık, ızdırap, ölüm, sağlık sorunları, eğitim sıkıntısı, barınma yetersizliği..
Bir insanın hayatta kalabilmesi için hiçbir imkanının olmadığı bir hayat. Bunların sonucunda yaşanan Kuzey Kore’den kaçış öyküsü..
İçim acıya acıya okudum, bazı bölümlerde gözyaşlarıma engel olamadım. Yazarın yaşadığı bu gerçek dramı iliklerinize kadar hissedebileceğiniz bir kitap olmuş.
Kitabın sonu beni daha da çok üzse de kitaba tek kelimeyle bayıldım. Okumadıysanız kesinlikle tavsiyemdir.
