Daha önce de başladığım ama bitiremediğim bir kitaptı. Araya biraz zaman girince yeniden başlayayım bari dedim.
Okurken sürekli araya birşeylerin girmesiyle bir aydır bitiremedim bu yüzden de anlamadığım bazı yerler olduğunu düşünüyorum. ( Özellikle siyasal kısımların yazıldığı yerler. Belki gerçekten karışık olduğu için de anlamamış olabilirim.)
Tabi yinede içeriğine değincek olursam; kitabın başında monoton bir hayat süren karakterimizin yaşadığı ortam, çalıştığı yer, dönemin siyasal durumları ve baş karakterin başından geçen olayları konu alıyor.
Distopik ve birazda ütopik bir kitap. Eski bir zamanda yazılmış olmasına rağman sanki günümüzde yazılmış izlenimi veriyor. Şimdiki hayatla bağdaştıracak olursak oldukça ortak yanlarımızın olduğu düşünüyorum. Mesela kitapta geçen hayatın her anının, davranışların ve hatta düşüncelerin bile algılandığı tele ekranların varlığı. Aslında şimdi de öyle değil mi? Herkesin elinde telefonlar, evlerde televizyonlar.. İzleniyor ve duyuluyoruz gibi geliyor bana. Akşam bahsettiğimiz bir ürünün sabah reklam olarak karşımıza çıkması gibi.
Tabi bu olay kitapta daha abartılacak boyutta. Bunun yanında koskocaman bir ülkeyi çok kısıtlı düşünceler altında birleştirerek her türlü kötü ve gereksiz düşüncenin önlenmesi amaçlanıyor. Yanlış bir düşünce için insanlar cezalandırılıyor hatta öldürülüyor.
Okumanızı elbette tavsiye ederim. Fakat siyasal konuların üzerinde biraz fazla durması beni sıktı. Genel olarak bakarsak da birsürü ders çıkarılabilecek bir konusu var. Beni en çok etkileyende ana karakterimizin kendi düşünceleri üzerine direnmesi. (: