“Şüphesiz Kur’an, bir bölümü diğer bir bölümünü yalanlamak için inmemiştir. Aksine bir bölümü, diğer bir bölümünü tasdik etmektedir. Kur’an’dan bildiklerinizle amel edin, bilmediklerinizi de onu bilenlere götürün.” (Taberani, I 165)
Cennette vadiler vardır. Buraların dikili ağacı ise şu duadadır: “سبحان الله والحمد لله ولا اله الا الله والله اكبر " ‘ Allah’ı tenzih ederim. Hamd Allah’adır. Allah’tan başka ilah yoktur ve Allah en büyüktür.’ (Tirmizi, Daavat 83)
Annesinin rahminde iken ceninle dünya hayatının refahlığı, ayı, nehirleri ve meyveleri üzerinde konuşabilseydik, O bunları aklında canlandıramazdı. Çünkü onun tecrübesi, karanlık dünyasını aşamaz. O, yeme içmeye ve nefes almaya ihtiyaç duymaz. Onun yiyeceği, içeceği ve havası, Plasenta yoluyla ezilmiş ve çözülmüş bir halde gelir. Bu, yaşamı için en önemli organıdır.
Dünya hayatımıza gelince; -Bu büyük bir rahimdir- beden, kendisini rahimdeki plasenta yerine koyar. İnsan, Bu dünyasında, ahiretin genişliği, nimetleri ve durumu hakkında vahye ve peygamber (s.a.s.)’in sünnetine kulak verir. O, dünyanın rahminde yaşayan bir çocuktan başkası değildir ve ecel geldiğinde, ayaklar birbirine dolandığında ve ruh alındığında, daha geniş bebeğin plasentaya ihtiyacı gibidir.
Hangisi daha üstün: İhsan mı yoksa mahrum bırakılmak mı?
Üstün alan, konusunda başarılı olandır. Şükreden fakir, sabretmeyi bilmeyen zenginden daha hayırlıdır.

“ Birinden korkunca ondan nefret edersiniz ama boyuna da düşünüp durursunuz onu . Kendi kendinizi aldatırsınız; aslında kötü değildir dersiniz aslında kötü değildir dersiniz. Ama onu görünce, tıpkı nefes darlığına tutulmuş gibi olursunuz, soluk alamazsınız”