Yahudiler: “Allah’ın eli sıkıdır” dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli açıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun taşkınlıklarını ve inkarlarını artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez. (Maide 64)
Kesîr b. Abdullah b. Amr b. Avf el-Müzenî"nin, babası aracılığıyla dedesinden (Amr b. Avf"tan) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cuma günü öyle bir an vardır ki kul o anda Allah"tan bir şey dilerse Allah mutlaka ona o isteğini verir."(T490 Tirmizî, Cum"a, 2)
İnsan ruhunun, insanlık ruhunun yılanları vardır; uygarlıkların çökmesi için bekler dururlar sınırlarda. İki uygarlık bir araya geldi mi hemen yılanlar köprü durumunu alırlar. Adeta iki uygarlığın bir araya gelişindeki ilk sıkıntıdan doğarlar. İyi köprüler de vardır, güvercinlerden, defneler den, zeytin hışırtılarından ve çam iğneleri aralıklarından, ağaçtan ve çiçek tozlarının çılgınlığından. Ama bütün uğurlu habercilerin mevsimi vardır ve mevsim bahardır.
Yalnız umut, seraptır. Yalnız korku, boğucu ve çökerticidir. Realiteye de aykırıdır, bunlardan birine dayanıp öbürünü inkâr etmek. İnsanın, gerek geçmişi, gerek içinde bulunduğu zamanı acı ve tatlı gün ve olaylarla haşir neşirdir. Bu dünyanın diyalektiğinde, kötü ve iyi, ak ve kara yanyana durur. Bunlar birbiriyle alternatiftir. Hele değer hükümleri birbirine karışmışsa, akın karaya, kötünün iyiye bulanması bile olağanlaşıverir.
Peygamberlere de müjdeleme ve korkutma emredilmiştir.
«Ey örtülere bürünmüş adam, kalk ve korkut!» denilmiştir.
«O inananlara müjdele...» denilmiştir.