Herkesin dile getirdiği gibi siyasi hicivler ile taçlanmış bir Bulgakov kitabı. Ancak ben insan gelişimi ve psikolojisi üzerine yorumlayarak okumaktan keyif aldığım için okurken, Rusya'dan bağımsız bizzat bizi, kendimi düşündüm. Sonuçta gerçekten de hepimiz değil miyiz ilk başta samimi olarak minnet ile kabul ettiğimiz şeyleri bir süre sonra en doğal hakkımız, bizim bir parçamız gibi görüp daha fazla talep etmeye başlayan? Farkında olmadan arsızlaşan, diklenen, küfreden, her şeyi isteyerek istemeye devam ederek yolunda ilerleyen? Hepimiz taşımıyor muyuz Filip Filipoviç'in sözünü ettiği insan kalbini? Durmamız gereken yeri biliyor muyuz, her zaman durabiliyor muyuz emin değilim. Düşündüren, keyifli ancak yazarında söylediği gibi korkunç bir öyküydü. Bana kalırsa hepimizin öyküsü.