Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağlar

Çağlar
@Cags1
15 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Doğu Cephesine Bağlı Bolşevizm Şubesi
Anadolu'da görevini yerine getirip geri dönen Salih Zeki yoldaş, Doğu cephesine bağlı bir Bolşevizm Şubesi bulunduğunu ve bu şubenin, darbeden sonra karamsarlık içinde Azerbaycan'dan dönen kurmay subayları ve generalleri, Mustafa ve arkadaşları Bahaddin ve Vehbi tarafından yönetildiğini bildiriyor. Bu Bolşevizm Şubesi, sınıfsal Marksizmi tamamen reddederek, yüksek rütbeli ve ordu komutanlarının çıkarlarına uygun bir komünist rejim ve idare biçimi üzerine kafa yoruyor, devrimi ve Bolşevizmi kendi inanç ve anlayışına göre yönetimde yapılan önemsiz bir değişiklik olarak görüyor. Bütün bunları yoldaşımıza şubenin üyeleri anlatmış Kazım Karabekir Paşa ve etrafındaki yüksek subaylar da komünizmi aynen böyle anlıyor. Halkın komünist fikirlere duyduğu büyük sempati karşısında sahte Bolşevizmi yaymak için uygun ve hazır bir temel olarak kullanılan bu yöndeki sözlü ve yazılı propaganda durdurulmalıdır
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyetlerinin Farklı Nitelikleri
Anadolu'dan dönen sorumlu yoldaşlarımızın verdiği son bilgilere göre, kendilerini Anadolu'daki Kuvayı Milliye şuraları sayan Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyetleri, nitelik bakımından birbirinden tamamen farklıdır. Dünya savaşı boyunca vurgunculuk yapıp büyük zenginliklerin üzerine oturan kişilerden oluşan Trabzon Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti, sonraları Doğu'dan komünist fikirlerin yayılmasından korkup kendi sınıf çıkarlarını korumak için İttihat ve Terakki ile Hürriyet ve İtilaf gibi iki burjuva muhalefet partisini birbirine yakınlaştırmış, hatta birleştirmiştir. Erzurum Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti fakirlere karşı daha demokratik ve hatta merhametli görünüyor. Onlar hükümetin kanundışı, yanlış davranışlarını eleştiriyor ve galiba halk üzerinde daha etkili görünüyor. Bu kadar demokratik Erzurum cemiyetinin dışındaki tüm cemiyetler, örneğin Samsun, Kastamonu, Konya, Eskişehir ve diğer yerlerdeki cemiyetler, genellikle yüksek makam sahiplerinden, zenginlerden ve karaborsacılardan oluşuyor. Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyetlerinin sözde tabandan başlayıp tepede bitecek şekilde kurulduğu ve fakir işçi ve köylülere dayandığı iddiasının temelsiz olduğu açıkça ortadadır. Bu cemiyetler yalnız Türkiye'ye maddi yardım sağlamak için Bolşeviklerle temasa geçiyor ve gelecekte bugünkü düzeni ve onun çekim gücünü asgariye düşürecek şekilde değiştirmeyi ve kendi ünlü ve faal temsilcilerini iktidarda tutabilmeyi umut ediyorlar
Sayfa 117Kitabı okudu
Kazım Karabekir ile görüşme
Kendisine verilen görevi yerine getirmek üzere Ankara'ya giden yoldaşımızın Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir ile yaptığı görüşme, dikkate değer bir husustur. Emperyalist devletlerin Türkiye topraklarını işgal etmedeki kesin kararlılığına işaret eden yoldaşımız, komünist kuvvetlerle Anadolu'daki milli kuvvetlerin birleşmesi gerektiğini kaydetmiş. Bunu üzerine Paşa, şunu sormuş: Sizin kuvvetiniz nedir? Buna gereken cevabı veren yoldaşımız, uluslararası devrime katılan Türkiye'ye dünya, özellikle de Sovyet proletaryasının yardım edeceğini belirtmiş. - Pekâlâ. Öyleyse biz ne yapalım, burada Bolşevizmi beyan edelim mi, ülke bunu kaldırabilecek mi, bu mümkün mü? Yoldaşımızın cevabı şu olmuş: - Ülkede komünizmi ilan etmek mümkün olmamakla birlikte, sosyal devrim için geniş çapta hazırlıklar yapılmalıdır. Ülkede ger el ve sağduyulu hazırlıklar, ancak partimizin gelişi ve faaliyetleriyle başlayacaktır. Buna kesin cevap vermeyen paşa, şunu söylemiş: - Alt tabakalardan faaliyete başlayan teşkilat ve hareketlere ülkede kesinlikle tahammül edilemez. Çünkü bu hareket ordu içinde intizamın bozulmasına ve ülkenin dış düşmanlar tarafından işgal edilmesine yol açacaktır. Görüşme sırasında daha sonra, ülkenin silahlı kuvvetlerine Parti'nin ne kadar maddi destekte bulunabileceği konusuna değinilmiş. Türkiye'ye maddi yardımın, Türkiye Komünist Partisi vasıtasıyla yapılmasının, ülkede komünist teşkilat ve propagandayı kuvvetlendireceği görüşüne varılmış
Sayfa 116Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Anadolu'dan gelen yoldaşların ve Anadolu Gruplarının görüşleri
Anadolu'da Bolşevizm maskesi altında, onunla hiç de uyuşmayan propaganda yapılıyor. Anadolu'daki komünistler ve Komünist gruplar gibi, görev yerlerinden geri dönen yoldaşlarımız da, şu görüşleri savunuyor: Rusya Sovyet Cumhuriyeti ve Üçüncü Enternasyonal, "Türkiye'ye destek vermekten başka, Turkiye Komünist Partisi'nin programını, Türkiye'deki tek gerçek komünist program olarak kabul edip onaylamalı ve başka programları kabul edenlerin hiç birisinin Bolşevik olmadığını ilan etmelidir. Böylece, sahte Bolşevizm ve zarar verici propaganda, gücünü ve etkisini kaybedecek. Emperyalist işgalin kargaşa ve dehşeti sebebiyle Anadolu, çaresizlik içindedir. Kimi teşkilatlar terörist niteliktedir. Anadolu'nun emekçi halkı Bolşevizmi kendisi için kurtarıcı güç olarak görüyor; ona inandığından, bu gücü Anadolu'ya getirenler, onun için değerli olacaktır. Bu sebepten dolayı, Türkiye'ye para, silah, askeri teçhizat olarak ve başka şekillerde yapılan maddi yardım, Türkiye Komünist Partisi'nin elinden geçmeli ya da öyle görülmelidir. Bu husus partimizin halk arasında, milliyetçi, Kemalist ve diğer güçler arasındaki durumunu güçlendirebilir. Türkiye'ye maddi yardım davasında aracı olarak partimiz, silahların er ya da geç komünistlerin çetin mücadele etmek zorunda kalacağı gerici güçlerin eline geçmesini engelleyecek, silahların ikinci derece teşkilatların eline geçmesine son verecek ve emekçi halkın maddi ve manevi gücünü arttıracaktır
Sayfa 114Kitabı okudu
Yeşil Ordu
Türkiye'deki yüksek memur ve subayların, hakim durumdaki tabakaların istek ve umutlarına uygun düşen Bolşevizmin gerçekleştirilmesi için Yeşil Ordu adı altında son derece hızlı bir teşkilat kurulmuş bulunuyor. Bu teşkilatın niteliğini ve özünü anlamak için, onun partimiz tarafından ele geçirilen programındaki şu maddeleri gözden geçirmek
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
"Halk Zümresi" ve Milli Egemenlik
Türkiye'nin o zamana kadar belirli bir parti programı bulunmayan Kuvai Milliye hükümeti, milletvekillerini ve taraftarlarını toplayarak bir program kabul edip "Halk Zümresi" adı altında yeni bir parti kurdu. Partinin program raporunu Maliye Bakanı Ahmed Ferit bey sundu. Geçen yıl, kimi arkadaşlarıyla birlikte Ahmed Ferit Bey, bahis
Sayfa 108Kitabı okudu
TKP MK'nın Son Zamanlarda Türkiye'de Gelişen Olaylarla İlgili Raporu
Teşkilatın faaliyetleriyle irtibatı temin etmek için bundan üç ay önce Anadolu'nun doğu ve batı vilayetlerine gönderilen Süleyman Sami ve Salih Zeki yoldaşlar geri döndü. Hazırladıkları teferruatlı raporların en esaslı ve mühim yerlerini sunuyoruz. 1. Bugün Anadolu'da nüfuz sahibi üç kumandan var: Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir ve Ali Fuat Paşa. Mustafa Kemal komünizme ilke olarak karşı ve sosyal devrimin Türkiye için elverişsiz olduğuna inanıyor. Mustafa Kemal taraftarlarının politik görüşleri, onların Halk Zümresi partisince ortaya kondu. Mustafa Kemal'in düşmesi, çok daha radikal görüşlü Ali Fuat Paşa'nın iktidara gelmesine yol açacak. Mustafa Kemal ile Kazım Karabekir arasında görüş ayrılığı var. Bu durum, Karabekir'in Rusya ile yakın ilişkilerinden, Komünizmi daha iyi anlamasından ve komünizme sempati duymasından kaynaklanıyor. Mustafa Kemal ile Karabekir arasındaki görüş ayrılığı muhalefete dönüşüyor. Erzurum ile Ankara arasında. Alt tabakalardan başlayan devrimci hareketi kabul etmeyen Kazım Karabekir'den, her ne olursa olsun yararlanmak, onun bugünkü muhalif tutumundan faydalanmak gerekir. Türkiye'ye maddi ve askeri yardımlar, ülkede teşkilatlı faaliyetlere geçen partimiz aracılığıyla yapılmalı
Sayfa 106Kitabı okudu
Mir Sultan Galiyef Yoldaşa
Muhterem Yoldaş Üç senelik teşriki mesaimiz neticesinde gerek Rusya Federasyası içinde gerekse memleketimizde vücuda gelmiş Türkiye Komünist Teşkilatı'nın birinci kongresini geçen ay Bakü'de akde muvaffak olduk. Şimdiye kadar birbirinden tamamen haberdar olmaksızın çalışan muhtelif teşkilatlar bu kongre içinde birleşmiş ve böylece Türkiye Komünist Fırkası meydana gelmiştir. Fırkanın teşekkülü yolunda maziye ait faaliyetin mühim bir hisse-i şerefi şüphesiz ki Tataristan Komünistleri ile onların ekseriyetle methaldar oldukları Şark milletleri merkezi bürosuna aittir. Kongrede intihab edilmiş heyet-i merkeziyemiz bu ciheti takdir ve merkezi büroya samimi teşekkürler takdimini hakşinasâne bir vazife olarak telakki eyler. Merkezi Heyetimiz için Avrupa ve Amerika burjuvazyasına karşı açılan beynelmilel mübareze cephesinde sizlerle sıkı irtibat ve münasebetin daha ziyade kuvvetlendirilmesini umde-i maksat ittihaz eder. Merkezi Heyet bu teşekkürnameyi takdim ile beraber Merkezi Büroya şimdiye kadar geçen faaliyetimiz ile kongremiz ve Türkiye'nin son halleri hakkında üç layiha kabul ettiğini programımızın Rusça tercümesi gönderildiği gibi basılmış ve kitaplarımız da bermutat gönderilmiştir
Yahya Kâhya'nın oğlunun Mete Tunçay'a yazdığı mektup
Yıllar sonra Kahya Yahya'nın oğlu Osman Kahya, 15 Aralık 1967'de Mete Tunçay'a yazdığı mektupta, babasının o zamanki faktörlere göre vatani vazifesini yaptığını, asıl katilin bugün tapılan biri olduğunu zaman gösterecektir diye belirtir (Mete Tunçay Türkiye'de sol akımlar cilt 2 s. 352)
Sayfa 200Kitabı okudu
Mustafa Kemal tebrik telgrafları
Öte yandan, TBMM Reisi Mustafa Kemal, Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyeti Merkeziyesi Reisi Ahmet Bey'e hitaben 30 Haziran 1921'de aşağıdaki telgrafı yollar: Trabzon Müdafaayi Hukuk Cemiyeti Heyeti Merkeziyesi Reisi Ahmet Bey'e Vatanperverane hissiyat ve izahatınıza teşekkür ederim. Hakiki icapların yaptırılacağından emin olmanızı ve milli vazifesinizi şimdiye kadar olduğu gibi yapmaya devamınızı rica ederim Türkiya Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal (Atatürk'ün Bütün Eserleri c. 11 s. 219)
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Çoban denizcilik yetkilisinin katliam değerlendirmesi
"öncelikle 28-29 Ocak tarihi çok önemli. Bu tarih, Karadeniz kıyılarında Ayandon isimli fırtınanın her yıl estiği günlerdir. Bu nedenle iki konu dikkate alınmalı. Birincisi tekne seçimi. İkincisi yola çıkış tarihinin seçimi. Mustafa Suphi'leri taşıyan tekneyi de kayıkçı Yahya mı temin ediyor? Eğer bunu varsayarsak tekne seçiminde, yani daha en başta tuzağa düşürülüyorlar... Mustafa Suphi'lere daha küçük yavaş bir taka verildiğini varsaymak gerekir... Ya da Yahya'nın adamlarının onları yakalayacak daha iyi bir takayı kullandıkları varsayılmalıdır. Yani, konunun detayı tekne seçimi ve denizcilik bilgisinde gizli olabilir. Kıyı denizcilerinin çok iyi bildikleri, her yıl aynı tarihlerde tekrar eden ve üstelik bunların en ünlü, en kuvvetli, en can alıcı fırtınalarından olan Ayandon fırtınası, Mustafa Suphiler tarafından ne kadar biliniyordu? Oysa bu tehlikeli fırtınanın Kayıkçı Kahyası Yahya ve adamları tarafından bilinmediği söylenemez. İşte bu nedenle acaba bu yolculuğun tarihini kim belirledi? Bu bir tesadüf müdür sorusunun cevabı nedir? Karadeniz'in birçok kıyısı gibi Trabzon Sürmene arası da kolay sığınılacak liman ve koyları olan bir bölge değildir. Fırtınalı havalarda buralarda yelken açmak büyük tecrübe gerektirecektir. Bir saldırı sırasında, üstelik de kötü bir tekneyle yola çıktıkları ve fırtınaya yakalandıkları varsayılırsa ne büyük bir tuzağa düşürüldükleri anlaşılır
Sayfa 193Kitabı okudu
Kimler öldürüldü?
Mete Tunçay'a göre motorda öldürülenlerin sayısı, Mustafa Suphi'yle birlikte 14'dür ve adları şöyledir: 1) Samsun'un Hançerli Mahallesinden Mustafa Suphi 2) Üsküdar'ın Ahmet Çelebi mahallesinden Ethem Nejat (İzmir Maarif müdir-i sabıkı) 3) Erzincanlı Aşçıoğlu Bahaeddin (muallim) 4) Uşak'ın Hacı Hüseyin Mahallesinden Kazım Hulusi 5) Sürmene'nin Asu Karyesinden Kıralioğlu Maksut 6) Cihangirli Hilmioğlu (İsmail) Hakkı (doktor) 7) Van'ın Erciş kazasından Ahmetoğlu Hayrettin (Nefer) 8) Bandırma'nın Manyas Nahiyesinden Mehmet Ali bin Hakkı (topçu yüzbaşı) 9) İstanbullu Emin Şafak (Mühendis) 10) Kadıköylü Tevfik bin Ahmet (Tayyare Yüzbaşısı) 11) Manisalı Kazım bin Ali (İhtiyat Zabiti) 12) Erzincan'ın Akdağ Karyesinden Hatipoğlu Mehmet 13) İzmir'in Tilkilik mahallesinden Hacı Mustafaoğlu Mehmet 14) Kandıralı Cemil Nazmi bin İbrahim (Elmalı kaymakam-ı Sabıkı) Tunçay bu listeye bir de Meryem yoldaşı eklemektedir. Oysa kimi tanıklık ve raporlarda bahsi gexen başka isimler de vardır. Mesela, Küçük Talat'ın mektubunda bahsettiği, Türkistan'dan gelip Bayburt ile Gümüşhane arasında bir yerlerde öldürülen Yüzbaşı Kazım yoldaş. Veya Rusça yazılmış bir raporda Trabzon'da öldürüldüğü belirtilen Nedim Agâh. Tabii vali vekili İsmail Sabri'nin, motorla gittiğini iddia ettiği ve tanıklardan Faik Gürkök'ün karaya vurduğunu söylediği kadın cesedini de unutmamak gerekir
Sayfa 191Kitabı okudu
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.