Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Çağlar

Çağlar
@Cags1
15 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
352 syf.
6/10 puan verdi
·
158 günde okudu
TKP MK 1920-1921 Dönüş Belgeleri -1
TKP MK 1920-1921 Dönüş Belgeleri -1Kolektif
6/10 · 1 okunma
Reklam
Doğu Cephesine Bağlı Bolşevizm Şubesi
Anadolu'da görevini yerine getirip geri dönen Salih Zeki yoldaş, Doğu cephesine bağlı bir Bolşevizm Şubesi bulunduğunu ve bu şubenin, darbeden sonra karamsarlık içinde Azerbaycan'dan dönen kurmay subayları ve generalleri, Mustafa ve arkadaşları Bahaddin ve Vehbi tarafından yönetildiğini bildiriyor. Bu Bolşevizm Şubesi, sınıfsal Marksizmi tamamen reddederek, yüksek rütbeli ve ordu komutanlarının çıkarlarına uygun bir komünist rejim ve idare biçimi üzerine kafa yoruyor, devrimi ve Bolşevizmi kendi inanç ve anlayışına göre yönetimde yapılan önemsiz bir değişiklik olarak görüyor. Bütün bunları yoldaşımıza şubenin üyeleri anlatmış Kazım Karabekir Paşa ve etrafındaki yüksek subaylar da komünizmi aynen böyle anlıyor. Halkın komünist fikirlere duyduğu büyük sempati karşısında sahte Bolşevizmi yaymak için uygun ve hazır bir temel olarak kullanılan bu yöndeki sözlü ve yazılı propaganda durdurulmalıdır
Sayfa 118Kitabı okudu
Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyetlerinin Farklı Nitelikleri
Anadolu'dan dönen sorumlu yoldaşlarımızın verdiği son bilgilere göre, kendilerini Anadolu'daki Kuvayı Milliye şuraları sayan Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyetleri, nitelik bakımından birbirinden tamamen farklıdır. Dünya savaşı boyunca vurgunculuk yapıp büyük zenginliklerin üzerine oturan kişilerden oluşan Trabzon Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti, sonraları Doğu'dan komünist fikirlerin yayılmasından korkup kendi sınıf çıkarlarını korumak için İttihat ve Terakki ile Hürriyet ve İtilaf gibi iki burjuva muhalefet partisini birbirine yakınlaştırmış, hatta birleştirmiştir. Erzurum Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti fakirlere karşı daha demokratik ve hatta merhametli görünüyor. Onlar hükümetin kanundışı, yanlış davranışlarını eleştiriyor ve galiba halk üzerinde daha etkili görünüyor. Bu kadar demokratik Erzurum cemiyetinin dışındaki tüm cemiyetler, örneğin Samsun, Kastamonu, Konya, Eskişehir ve diğer yerlerdeki cemiyetler, genellikle yüksek makam sahiplerinden, zenginlerden ve karaborsacılardan oluşuyor. Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyetlerinin sözde tabandan başlayıp tepede bitecek şekilde kurulduğu ve fakir işçi ve köylülere dayandığı iddiasının temelsiz olduğu açıkça ortadadır. Bu cemiyetler yalnız Türkiye'ye maddi yardım sağlamak için Bolşeviklerle temasa geçiyor ve gelecekte bugünkü düzeni ve onun çekim gücünü asgariye düşürecek şekilde değiştirmeyi ve kendi ünlü ve faal temsilcilerini iktidarda tutabilmeyi umut ediyorlar
Sayfa 117Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kazım Karabekir ile görüşme
Kendisine verilen görevi yerine getirmek üzere Ankara'ya giden yoldaşımızın Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir ile yaptığı görüşme, dikkate değer bir husustur. Emperyalist devletlerin Türkiye topraklarını işgal etmedeki kesin kararlılığına işaret eden yoldaşımız, komünist kuvvetlerle Anadolu'daki milli kuvvetlerin birleşmesi gerektiğini kaydetmiş. Bunu üzerine Paşa, şunu sormuş: Sizin kuvvetiniz nedir? Buna gereken cevabı veren yoldaşımız, uluslararası devrime katılan Türkiye'ye dünya, özellikle de Sovyet proletaryasının yardım edeceğini belirtmiş. - Pekâlâ. Öyleyse biz ne yapalım, burada Bolşevizmi beyan edelim mi, ülke bunu kaldırabilecek mi, bu mümkün mü? Yoldaşımızın cevabı şu olmuş: - Ülkede komünizmi ilan etmek mümkün olmamakla birlikte, sosyal devrim için geniş çapta hazırlıklar yapılmalıdır. Ülkede ger el ve sağduyulu hazırlıklar, ancak partimizin gelişi ve faaliyetleriyle başlayacaktır. Buna kesin cevap vermeyen paşa, şunu söylemiş: - Alt tabakalardan faaliyete başlayan teşkilat ve hareketlere ülkede kesinlikle tahammül edilemez. Çünkü bu hareket ordu içinde intizamın bozulmasına ve ülkenin dış düşmanlar tarafından işgal edilmesine yol açacaktır. Görüşme sırasında daha sonra, ülkenin silahlı kuvvetlerine Parti'nin ne kadar maddi destekte bulunabileceği konusuna değinilmiş. Türkiye'ye maddi yardımın, Türkiye Komünist Partisi vasıtasıyla yapılmasının, ülkede komünist teşkilat ve propagandayı kuvvetlendireceği görüşüne varılmış
Sayfa 116Kitabı okudu
Anadolu'dan gelen yoldaşların ve Anadolu Gruplarının görüşleri
Anadolu'da Bolşevizm maskesi altında, onunla hiç de uyuşmayan propaganda yapılıyor. Anadolu'daki komünistler ve Komünist gruplar gibi, görev yerlerinden geri dönen yoldaşlarımız da, şu görüşleri savunuyor: Rusya Sovyet Cumhuriyeti ve Üçüncü Enternasyonal, "Türkiye'ye destek vermekten başka, Turkiye Komünist Partisi'nin programını, Türkiye'deki tek gerçek komünist program olarak kabul edip onaylamalı ve başka programları kabul edenlerin hiç birisinin Bolşevik olmadığını ilan etmelidir. Böylece, sahte Bolşevizm ve zarar verici propaganda, gücünü ve etkisini kaybedecek. Emperyalist işgalin kargaşa ve dehşeti sebebiyle Anadolu, çaresizlik içindedir. Kimi teşkilatlar terörist niteliktedir. Anadolu'nun emekçi halkı Bolşevizmi kendisi için kurtarıcı güç olarak görüyor; ona inandığından, bu gücü Anadolu'ya getirenler, onun için değerli olacaktır. Bu sebepten dolayı, Türkiye'ye para, silah, askeri teçhizat olarak ve başka şekillerde yapılan maddi yardım, Türkiye Komünist Partisi'nin elinden geçmeli ya da öyle görülmelidir. Bu husus partimizin halk arasında, milliyetçi, Kemalist ve diğer güçler arasındaki durumunu güçlendirebilir. Türkiye'ye maddi yardım davasında aracı olarak partimiz, silahların er ya da geç komünistlerin çetin mücadele etmek zorunda kalacağı gerici güçlerin eline geçmesini engelleyecek, silahların ikinci derece teşkilatların eline geçmesine son verecek ve emekçi halkın maddi ve manevi gücünü arttıracaktır
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Yeşil Ordu
Türkiye'deki yüksek memur ve subayların, hakim durumdaki tabakaların istek ve umutlarına uygun düşen Bolşevizmin gerçekleştirilmesi için Yeşil Ordu adı altında son derece hızlı bir teşkilat kurulmuş bulunuyor. Bu teşkilatın niteliğini ve özünü anlamak için, onun partimiz tarafından ele geçirilen programındaki şu maddeleri gözden geçirmek
Sayfa 110Kitabı okudu
"Halk Zümresi" ve Milli Egemenlik
Türkiye'nin o zamana kadar belirli bir parti programı bulunmayan Kuvai Milliye hükümeti, milletvekillerini ve taraftarlarını toplayarak bir program kabul edip "Halk Zümresi" adı altında yeni bir parti kurdu. Partinin program raporunu Maliye Bakanı Ahmed Ferit bey sundu. Geçen yıl, kimi arkadaşlarıyla birlikte Ahmed Ferit Bey, bahis
Sayfa 108Kitabı okudu
TKP MK'nın Son Zamanlarda Türkiye'de Gelişen Olaylarla İlgili Raporu
Teşkilatın faaliyetleriyle irtibatı temin etmek için bundan üç ay önce Anadolu'nun doğu ve batı vilayetlerine gönderilen Süleyman Sami ve Salih Zeki yoldaşlar geri döndü. Hazırladıkları teferruatlı raporların en esaslı ve mühim yerlerini sunuyoruz. 1. Bugün Anadolu'da nüfuz sahibi üç kumandan var: Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir ve Ali Fuat Paşa. Mustafa Kemal komünizme ilke olarak karşı ve sosyal devrimin Türkiye için elverişsiz olduğuna inanıyor. Mustafa Kemal taraftarlarının politik görüşleri, onların Halk Zümresi partisince ortaya kondu. Mustafa Kemal'in düşmesi, çok daha radikal görüşlü Ali Fuat Paşa'nın iktidara gelmesine yol açacak. Mustafa Kemal ile Kazım Karabekir arasında görüş ayrılığı var. Bu durum, Karabekir'in Rusya ile yakın ilişkilerinden, Komünizmi daha iyi anlamasından ve komünizme sempati duymasından kaynaklanıyor. Mustafa Kemal ile Karabekir arasındaki görüş ayrılığı muhalefete dönüşüyor. Erzurum ile Ankara arasında. Alt tabakalardan başlayan devrimci hareketi kabul etmeyen Kazım Karabekir'den, her ne olursa olsun yararlanmak, onun bugünkü muhalif tutumundan faydalanmak gerekir. Türkiye'ye maddi ve askeri yardımlar, ülkede teşkilatlı faaliyetlere geçen partimiz aracılığıyla yapılmalı
Sayfa 106Kitabı okudu
Mir Sultan Galiyef Yoldaşa
Muhterem Yoldaş Üç senelik teşriki mesaimiz neticesinde gerek Rusya Federasyası içinde gerekse memleketimizde vücuda gelmiş Türkiye Komünist Teşkilatı'nın birinci kongresini geçen ay Bakü'de akde muvaffak olduk. Şimdiye kadar birbirinden tamamen haberdar olmaksızın çalışan muhtelif teşkilatlar bu kongre içinde birleşmiş ve böylece Türkiye Komünist Fırkası meydana gelmiştir. Fırkanın teşekkülü yolunda maziye ait faaliyetin mühim bir hisse-i şerefi şüphesiz ki Tataristan Komünistleri ile onların ekseriyetle methaldar oldukları Şark milletleri merkezi bürosuna aittir. Kongrede intihab edilmiş heyet-i merkeziyemiz bu ciheti takdir ve merkezi büroya samimi teşekkürler takdimini hakşinasâne bir vazife olarak telakki eyler. Merkezi Heyetimiz için Avrupa ve Amerika burjuvazyasına karşı açılan beynelmilel mübareze cephesinde sizlerle sıkı irtibat ve münasebetin daha ziyade kuvvetlendirilmesini umde-i maksat ittihaz eder. Merkezi Heyet bu teşekkürnameyi takdim ile beraber Merkezi Büroya şimdiye kadar geçen faaliyetimiz ile kongremiz ve Türkiye'nin son halleri hakkında üç layiha kabul ettiğini programımızın Rusça tercümesi gönderildiği gibi basılmış ve kitaplarımız da bermutat gönderilmiştir
504 syf.
10/10 puan verdi
Yazar Diyarbakır cezaevinde yaşadığı bütün işkenceleri, açlık grevlerini, hak ihallerini kendi gördüğü ve yaşadığı kısımlarıyla işlemiş ve bize sunmuş. Her şey sadece mücadele ederek değişir. Eğer mahkumlar gördükleri işkence ve eziyetler sonrası sinip içlerine çekilseydi belki de uzun yıllar bu işkenceler sona ermeyecekti. Direndiler, kimi canlarından oldu, kiminde fiziki hasarlar kaldı, hepsinin ruhunda ise kalıcı hasar kaldı ama direnerek kazandılar
Diyarbakır 5 No’lu Cehenneminde Ölümden De Öte
Diyarbakır 5 No’lu Cehenneminde Ölümden De ÖteHasan Hayri Aslan · Patika Kitap · 201515 okunma
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitap tam bir diyalektik materyalizm nedir sorusunun cevabını veriyor. Hayatını dine adamış, okuma yazma bile bilmeyen bir Rus köylü kadınının oğlu aracılığıyla gelişip değişip mücadeleye atılmasını anlatan müthiş bir eser
Ana
AnaMaksim Gorki · Evrensel Basım Yayın · 201628,5bin okunma
204 syf.
10/10 puan verdi
·
41 günde okudu
Öncelikle konu ile alakalı herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kitaptaki bütün alıntılar bir kaynağa dayanıyor ve gayet açık bir şekilde ele alınıyor. Özellikle Mustafa Suphi ve yoldaşlarını Erzurum ve Trabzon'a göndermeleri bir plan dahilinde yapılmış ve bu yerler öyle alelade seçilmiş yerler değildir. Bu bölgeler daha evvel 1915'te Ermeni katliamında da halkın kışkırtıldığı bölgeler olduğunu kitaptan okuyarak anlıyoruz. Maalesef Mustafa Suphi ve yoldaşlarının kaderi de Ermenilere benzer olmuş ve daha önce bu konuda tecrübeli bu iki il bilerek seçilmiş. Özellikle bazı kesimlerin Suphi ve yoldaşlarının Kazım Karabekir tarafından yapılan plan dahilinde öldürüldüğünü söyler ancak bu kitapta yine Mustafa Kemal'in mecliste yaptığı bir konuşma sayesinde plandan haberdar olduğu ve hiçbir şey yapmadığını görüyoruz. Yoldaşların Trabzon'a geleceği tarih bile özenle seçilmiş ve fırtınanın en yoğun olduğu tarihlerde kayığa bindirildiği de planın en ince ayrıntıya kadar düşünüldüğünü gösteriyor diye düşünüyorum. Ayrıca yazarın dili gayet berrak ve anlaşılır
Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü?
Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü?Emrah Cilasun · Agora Kitaplığı · 200722 okunma
153 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.